Diğer yandan kültür, aynı birikim ve geleneği paylaşan insanların çocuklarına, yeni nesillere aktardıkları bir grup öğrenilmiş davranışlar bütünüdür.
Kültürün iki temel fonksiyonu vardır. Bunlardan biri koruyuculuk ( muhafazakarlık ) diğeri ise gelişme ve yenilemedir. Kültürün unsurları maddi ve manevi olarak iki grupta toplanabilir. Ayrıca kültür alanının üç boyutu vardır. Bunlar sanat, yansıtmakta olan kültür ve bilgi ile kültür arsındaki münasebetlerle ilgilidir.
Türk kavmi Anadolu'yu vatanlaştırdığı 1071 Malazgirt Meydan Savaşı ve öncesinde medeni bir kavim olarak ticaretle uğraşan, madenleri işleyebilen, şehirler kurmuş, ticaretle uğraşmış, göçebelikle birlikte, yerleşik hayat özelliklerini taşımakta idi. Aslında, sadece göçebe olan bir topluluğun yazılı eser verebilmesinin zor olduğu ifade edilebilir. Anadolu'nun Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında gönül adamları olan Alperenlerin önemli rolü olmuştur. Ahmet Yesevi, Mevlana bunlardan bazılarıdır. Türkler maddi ve manevi kültür özelliklerini Anadolu'ya yansıtmışlardır. 11. Yüzyıldan önce ve sonra, Anadolu da bir kültür ve medeniyet teması olmuş, kültürleştirme görülmüştür.
Kültür alışverişi içinde kültür alıcısı bir özellik gösterdiğimiz gibi, kültür verici özelliğimizi de ortaya koymuşuzdur. Başka kültürlerden aldığımız bazı balık adları, yapı şekilleri gibi konular marjinal ( asgari ) seviyede kalmasaydı, Anadolu Selçuklu kültürü ve medeniyeti bizden önce, Anadolu'da bir ölçüde hakim kültür özelliği gösteren Bizans içinde en fazla bir asır süresince erir ve kaybolurdu. Bunun arkasından da belirli bir sosyal süreçte Osmanlı kültür ve medeniyeti doğmaz ve Osmanlıya kültür nakli sağlanamazdı. Eğer bugün bir Selçuklu ve Osmanlı medeniyetinden söz ediyorsak bunun temel sebebi;Anadolu coğrafyasında hatta Balkanlar.