Ortaya çıkarılan değer, mevzubahis olan yerin beher kilometre karesine düşen insan sayısıdır. Bu yol sade bir yol olmakla beraber, elde edilen sonuç mücerrettir ve büyük bir mana ifade etmez.Çünkü, ortaya çıkan değerin azlığı,orada yaşayanların refah içinde olduklarına dalalet etmediği gibi, fazla- lığı da,geçim sıkıntısının mevcudiyetini ifade etmez.Bu ortalama yoğunluk miktarı ait olduğu yerlerin medeni seviyelerini ifade etmekten de çok uzaktır.
O halde coğrafyacılar arasında aritmetik yoğunluk adı verilen yoğunluk, bir memleketin nüfusuna ait herhangi net bir ifade taşımaktan uzaktır.Onun için bu terim ,bir memlekette yaşayan insan sayısının o memlekette ekilip biçilen araziye bölünmesi yolu ile bulunan fizyolojik yoğunluk (physiological density) ile takviye edilir.Bu şekilde elde yoğunluklar ,memleketlerin aritmetik yoğunluklarından az çok farlıdırlar.
Fizyolojik yoğunluk,ekilip biçilen toprakları az fakat nüfusu çok olan memleketlerde yüksek aksi şartları ihtiva eden memleketlerde ise düşüktür.Mesela Japonya topraklarının ancak %5'i ekilip biçilmektedir.Onun için fizyolojik yoğunluk aritmetik yoğunluğun yedi mislidir.Bu fark mısırda 43 Türkiye de 4 Hollanda da 2.5 mislidir.
Her ne kadar fizyolojik yoğunluk,aritmetik yoğunluktan daha büyük bir değer taşıyorsa da meseleyi tamamıyla halledemiyor.Çünkü memleketlerin ekonomik çehreleri birbirinden çok farklıdır.Eğer her yerde, halk,geçimini sadece topraktan sağlasa idi,o zaman muhtelif memleketlere ait değerler,karşılaştırılan memleketlerin nüfus yoğunluklarının durumlarını mukayese etmeye yarardı.Faktı bazı memleketlerde halkın tamamı veya çok büyük bir kısmı tarımla geçinirken,diğer bazılarında pek azı geçimini toprağa bağlamıştır.