Necip Fazıl Kısakürek, 20. yüzyılın en önemli Türk şairlerinden, yazarlarından ve düşünürlerinden biridir. Edebiyatın birçok türünde eserler vermiş, kendine özgü bir üslup ve dünya görüşüyle Türk edebiyatına damgasını vurmuştur. Sakarya türküsü şiiri ile de daha da ünlenmiştir. Sakarya Türküsü şiiri sözleri oldukça etkileyici olduğu için bu ünün artışından büyük pay sahibi olmuştur. Necip Fazıl Kısakürek Sakarya Türküsü şiiri sözleri, açıklaması ve incelemesi ise şiir hakkında bizlere birçok bilgi verir.
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük!..
Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?
İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.
Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!
İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya; sâf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!
Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..
Necip Fazıl KISAKÜREK
1932 yılında yazılan bu şiir, Kurtuluş Savaşı'nda Sakarya Meydan Muharebesi'nde şehit düşen askerleri anmaktadır. Şiirde vatan sevgisi, kahramanlık ve fedakarlık gibi temalar işlenmektedir. Kısakürek, şiirde coşkulu ve heyecanlı bir dil kullanır. Bu sayede, savaşta şehit düşen askerlerin duygularını okura başarılı bir şekilde aktarır.
Şiirin Tematik İncelemesi
Milli Mücadele ve Sakarya Meydan Muharebesi
"Sakarya Türküsü", Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesini anlatır. Şiir, Sakarya Meydan Muharebesi'nin sembolik anlamını taşır ve Türk ordusunun direnişini, vatan sevgisini ve birlik ruhunu yüceltir. Bu muharebe, Türk milletinin Kurtuluş Savaşı'nda kazandığı kritik zaferlerden biridir ve Necip Fazıl, bu zaferin milli şuur ve iradeyle kazanıldığını vurgular.
Kahramanlık ve Fedakarlık
Şiir, milli kahramanlık ve fedakarlık duygusunu ön plana çıkarır. Şair, Türk askerinin cesaretini, inancını ve vatan sevgisini büyük bir övgüyle dile getirir. Türk milletinin bağımsızlık uğruna verdiği mücadeleyi ve bu uğurda gösterdiği kararlılığı, şiirin her dizesinde hissedebiliriz.
Türk Milletinin Birliği
Necip Fazıl, "Sakarya Türküsü"nde Türk milletinin birlik ve beraberlik içinde olduğunu vurgular. Milli Mücadele dönemindeki Türk milletinin ortak direnişini ve kararlılığını, "Sakarya'nın güzeller güzeli" ve "Şarkın bekçisi" gibi metaforlarla destekler. Bu metaforlar, milli bilincin ve birliğin sembolik ifadesidir.
Dil ve Edebi Özellikler
Destansı Anlatım
Şiir, destansı bir anlatım tarzıyla yazılmıştır. Necip Fazıl'ın şiirde kullandığı dil, epik ve coşkulu bir üslup taşır. Bu destansı dil, okuyucuya Sakarya Meydan Muharebesi'nin büyüklüğünü ve Türk milletinin kahramanlığını etkileyici bir şekilde aktarır.
Sembolizm ve Metaforlar
Şair, "Sakarya Türküsü"nde çeşitli semboller ve metaforlar kullanarak duygusal ve sembolik derinlik kazandırır. Sakarya'nın güzeller güzeli, dağların kuytusu gibi betimlemeler, şiire görsel ve duygusal zenginlik katarken, milli mücadelenin manevi boyutunu vurgular.
Ritim ve İfade
Şiirin ritmi ve ifade gücü, Necip Fazıl'ın edebi yeteneğini ve duygusal derinliğini yansıtır. Şair, milli duyguları ve vatan sevgisini güçlü bir şekilde ifade ederken, şiirin akıcılığı ve etkileyiciliği de okuyucuyu derinden etkiler.
Felsefi ve Duygusal Yönler
Milli Şuur ve Vatan Sevgisi
"Sakarya Türküsü", Türk milletinin milli şuurunu ve vatan sevgisini anlatan bir manifestodur. Şiir, milli birliğin ve dayanışmanın önemini vurgulayarak, Türk milletinin tarih boyunca sahip olduğu kararlılık ve cesareti öne çıkarır.
Geçmişten Geleceğe Umudun İletilmesi
Necip Fazıl, "Sakarya Türküsü"nde Türk milletinin milli mücadelesini gelecek nesillere aktarır. Şiir, geçmişteki zaferleri ve mücadeleleri hatırlatarak, Türk milletinin gelecekte de bu ruhu yaşatması gerektiğini vurgular.