Mondros Mütarekesi sonrası Anadolu topraklarının dört bir yanı işgallere maruz kalmış ve hem ayrılıkçı hem teslimiyetçi kurum ve kuruluşlar boy göstermiştir. Hâl böyle olunca hem direniş örgütleri kurulmuş hem de uluslararası arenada tepki göstermek adına adımlar atılmaya başlanmıştır. İşte son Osmanlı Mebusan Meclisi'nin aldığı kararlar doğrultusunda çizilen Misak-ı Milli sınırları tam da böyle bir karşı koyuşun dönüm noktasını oluşturmaktadır. Nitekim Türklerin yaşadığı sınırlar kesin bir biçimde 28 Ocak 1920 tarihinde dünya kamuoyu ile paylaşılmıştır.
Misak-ı Milli Birinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan yeni dünya düzeni içerisindeki Osmanlı Devleti'nden arda kalan topraklarda yaşayan Türklerin yaşadığı toprakları veya yaşam alanlarını çizen bir sınır olarak karşımıza çıkmaktadır.
Son Osmanlı Mebusan Meclisi'nin 17 Şubat 1920'de kamuoyuna açıkladığı sınırlar Misak-ı Milli'dir. Ancak açıklanan bu sınırlar meclis tarafından 28 Ocak 1920'de kabul edilmiştir. Misak-ı Milli başta Mustafa Kemal olmak üzere vatanperver subay ve milletvekillerinin diretmesi ile mecliste açıklanmış, sonrasında da yabancı devletlerin işgal tepkisi ile karşılaşılmıştır.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan yeni dünya düzeni içerisinde Türklerin yaşadığı alanların sınırlarını çizmek için açıklanan metin olan Misak-ı Milli Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından alınan ve Türk Siyasi Tarihi'nin bir dönüm noktası olarak karşımıza çıkan bir karardır.
Nitekim bu karar sonrasında işgaller hız kazanmış ve ayrılıkçı örgütlenmeler oldukça fazla boy göstermiştir. Ancak bu karar aynı zamanda Anadolu'daki direniş hareketini de hızlandırarak güç vermiştir.
Birinci Dünya Savaşı sonrası Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından kabul edilerek Türklerin yaşadığı alanların sınırlarını çizmek adına alınan bu kararların sınırlarını maddeler halinde şöyle sıralayabiliriz;
Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından 28 Ocak 1920 tarihinde kabul edilen Misak-ı Milli'nin kararlarını sıralayacak olursak;