Kendini yönetemeyecek durumda olarak görülen ülkelerin, kendi kendini idare edecek duruma gelene kadar başka ülkelerin yönetimi altına girme olayına manda denir. Birinci Dünya Savaşı sonrasında bu terimler ön plana çıkmıştır. Birçok devlet ağır yara aldığı için daha fazla hasar almak yerine başka ülkenin yönetimi devralmasına izin vermesi manda terimini gündeme getirmiştir. Ülkenin yönetimi ya da idari işlerinin başka devletlerin eline verilmesine ve o devletlerin iç işlerine karışma yetkilerine sahip olmalarına verilen isim olarak da açıklayabiliriz.
Himaye, kendisini koruyamayacak konumda olan ülkelerin kendisine bir koruyucu ülke bulmasına denir. Kendisini savunamayacak durumda olan ülkeler, başka bir ülkeden kendisini koruma talebinde bulunması ile bu terim ön plana çıkmıştır. I. Dünya Savaşı sonrası yenik düşen devletler sömürge haline gelmemek için bu yönteme başvurmuşlardır. Özellikle sanayi devriminin getirdiği ham madde ihtiyacını karşılamak için manda ve himaye terimi daha popüler olmuştur.
MANDA VE HİMAYE İLK KEZ NEREDE REDDEDİLMİŞTİR?
Manda ve himaye ilk kez, Erzurum Kongresinde reddedilmiştir. 23 Temmuz - 7 Ağustos 1919 tarihinde gerçekleştirilen Erzurum Kongresinde, manda ve himaye reddedilerek ilk kez ulusal egemenliğin koşulsuz olarak gerçekleştirilmesine karar verilmiştir.
MANDA VE HİMAYEYİ SAVUNAN CEMİYETLER
"MANDA VE HİMAYE KABUL EDİLEMEZ" NE DEMEK?
Sivas Kongresi'nde ABD mandası altına girme konusundaki öneriler tartışma konusu olmuştur. Delegelerden bazıları; ülkenin işgal ve parçalanmaktan kurtulması ve varlığını sürdürebilmesi için güçlü bir devletin vesayetini kabullenmek anlamına gelen mandayı savunmuşlar. ABD mandasının kabulünde ısrarcı olmuşlardır. Türk Milleti'nin özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin devamı için, Mustafa Kemal Paşa öncülüğünde "MANDA VE HİMAYE KABUL EDİLEMEZ" kararı alınmıştır.
SÖMÜRGECİLİK İLE MANDA VE HİMAYE ARASINDAKİ FARK NEDİR?
Sömürgecilik, bir ülkeyi ekonomik yönden sömürmek, o ülkenin yer altı zenginliklerinden faydalanmak demektir. Manda ve himaye ise bir ülkeyi kendi etkisi altına almaktır. Yönetimi ve idareyi devralıp yönetmek demektir.