Moleküler biyoloji ve genetik profesörü olduğunu belirten İYTE Rektörü Prof. Doktor Yusuf Baran: "Kanser moleküler biyolojisi alanında bilimsel çalışmalar, projeler yaptık. İnsanlığın ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynaklarını ürettik. Kariyerimin son 13 yılında ulusal ve küresel düzeyde bilim ve teknoloji politikalarına da kaydım. Özellikle de yaklaşık son 10 yılında bilim diplomasisi kapsamında çok önemli faaliyetler yürüttüm. Bu kapsamda da uluslararası akademilerde kurucu üye, yönetim kurulu üyesi gibi görevlerde bulunup çok faal bir şekilde bu süreçleri yönettim. Türkiye'de de şu anda üniversiteler arası kurul yönetim kurulu üyesiyim. 2018 yılından bu yana da İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü rektörlüğünü aynı zamanda da Teknopark İzmir'in yönetim kurulu başkanlığı görevini yürütüyorum. Kendimi bir bilim insanı, bilim diplomatı, bilim aktivisti, bilim büyükelçisi olarak da tanımlayabilirim." diye konuştu.
1992 YILINDA KURULDU
İYTE'nin 1992 yılında ileri düzeyde araştırma yapmak, ürettiği bilgi ile teknolojinin zeminini oluşturup ülkemizin her anlamda kalkınmasına destek olmak, İzmir ve bütün Türkiye'nin iş dünyası ile iş birlikleri yaparak onların düşük ve orta teknolojiden yüksek teknolojiye göç etmelerini sağlamak temel motivasyonu ile kurulmuş bir devlet üniversitesi olduğunu belirten Prof. Doktor Baran: "Diğer yandan da ülkemizde toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynaklarını üretiyoruz. Burada hem üniversite eğitimi hem yüksek lisans, doktora ve hatta doktora sonrası araştırmacı kaynağı noktasında da üniversitelerimizin, AR-GE merkezlerimizin, sanayi kuruluşlarımızın, ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynaklarını üretiyoruz." diye konuştu.
TÜRKİYE'NİN TEK YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜYÜZ
İYTE'nin Türkiye'nin tek yüksek teknoloji enstitüsü olduğunu ifade eden Baran: "Burada da aslında dünyanın modern ve ileri düzey üniversiteleri örnek alınarak kurulmuş bir yapı olduğumuz için enstitü olarak kurulduk ve bu ismi koruyarak yolumuza devam ediyoruz. Eğitim dilimiz yüzde 100 İngilizce. Ama bunun dışında Rusça, Japonca, Çince, Almanca, Fransızca gibi öğrettiğimiz başka yabancı diller de var. Fen, mimarlık ve mühendislik fakültemizde, 18 lisans programımızda ve 51 yüksek lisans ve doktora programımızda eğitim araştırma ve topluma katkı faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Türkiye'nin güzel kenti olan İzmir'imizde, İzmir'in en güzel bölgesi Urla'da, cennet gibi bir mekanda, yüksek oksijenle, beynimizin damarlarını açan bir ortamda düşünerek, hayal ederek, hedefleyerek ülkemizin bugünü ve geleceği için yoğun çalışmalar sürdürüyoruz. Bir yandan da kampüs alanımızda bulunan Teknopark İzmir ve aynı zamanda da Bilişim Vadisi İzmir'imiz de 2 teknopark, 3 teknoloji geliştirme bölgemizde de yüksek teknoloji üreterek ülkemizin ithalat ihracat dengesini lehimize dönüştüren, bir yandan yüksek teknoloji üreten, bir yandan da aslında bu teknoloji geliştirme bölgelerini de ülkemizin ihtiyaç duyduğu insan kaynağı üretiminde bir fabrika gibi, okul gibi kullandığımızı söyleyebilirim." Diye konuştu.
3 TEMEL HEDEF
"5 yıl önce göreve geldiğimde 3 temel hedefim vardı. Aslında İYTE kuruluşundan bugüne çok başarılı bir üniversite. Ama hem dünya çapında hem de toplumun geniş kesimleri tarafından tanınan, bilinen bir üniversite değildi. Üç tane temel hedefim vardı. Birincisi dünya üniversitesi İYTE. Çünkü ben üniversiteleri de bilim insanlarını da insanlığın ortak değeri olarak görüyorum. Çünkü ürettiğiniz her bilgi, küresel veya bölgesel çözdüğünüz her sorun aslında insanlığın sorunu. Ona çözüm üreten bilim insanları ve üniversiteler dediğim gibi insanlığın ortak değeri oluyor. Bir taraftan da ülkelerin, uluslararası arenada markaları oluyor. Bu bazen bir şirket, bazen bir futbol takımı, bazen bir üniversite olabiliyor. Üniversiteler ve bilim insanları yaptıkları işler ve iş yapış tarzları ile tümüyle insanlığa adanan yapılar olduğu için çok temiz ve berrak bir yapı oluyor. İYTE için birinci hayalim, İYTE'nin bir dünya üniversitesi olmasıydı. Bunu ne ölçüde başardınız? Diye soracak olursanız uluslararası öğrenci ve öğretim üye sayılarımıza baktığımızda burada ciddi bir artış var. Öbür taraftan dünyanın en prestijli projeleri olan Avrupa Birliği projelerine baktığımızda İYTE Avrupa Birliği projelerinde listede adı olmayan bir üniversite iken geçtiğimiz yıl itibariyle Türkiye'de 6. sıraya yükseldik. 2023'te de kümülatifte 6. Sıradayız ama öğretim üyesi başına yani kişi başı fona normalize ettiğimizde İYTE şu an Türkiye 2.'si. Amerika'dan aldığımız projeler var. Projelerimizin sayısını, bütçelerini artırdık ve öğretim üyesi ekseninde ürettiğimiz bilimsel makalelerimizin uluslararası işbirliği ile olan oranlarına baktığımızda bu oran Türkiye ortalamasının 3 katı, Avrupa Birliği ortalamasının yüzde 70- 80 fazlası, Dünya ortalamasının da iki katından daha fazla. Tüm bu dünya üniversitesi olma motivasyonu ekseninde yaptığımız çalışmalar mesela 'GreenMetric' dediğimiz sürdürülebilirlik, eğitim ve araştırma ekseninde üniversiteleri derecelendiren bir kuruluş. Bundan üç yıl önce listeye dünya sıralamasında 218. olarak girmiştik. Bir önceki sene 198'e sonra da 197'ye ulaştık. Bu sene de dünya genelinde 44 basamak birden yükselerek 153. sıraya çıktık. Yine Dünya'nın en saygın Londra merkezli 'Times Higher Education' dediğimiz organizasyon. Bunların 'Yüksek öğretiminin Oscar Ödülü' kapsamında verdiği ödüller var. Biz geçen sene 'uluslararasılaşma' ekseninde Dünya yükseköğretiminin Oscar ödülünü aldık ve bu ödülü Türkiye'ye ilk getiren üniversite olmanın gururunu yaşadık." Dedi.
YILIN BİLİM DİPLOMASINI ÜLKEMİZE İLK BİZ KAZANDIRDIK
"Yine 'Dünya üniversitesi olma' noktasında yaptığımız çalışmalar ile Birleşmiş Milletler tarafından kurulan, Dünya'nın en saygın akademisi Dünya Bilimler Akademisi'nin her 4 yılda bir dünyadan 5 kişiye verdiği 'Yılın bilim diploması' ödülünü de biz aldık ve ülkeye ilk getiren üniversite olduk. Bir yandan UNESCO mükemmeliyet merkezi seçildik, bir yandan Avrupa komisyonundan 'Araştırmacı İnsan Kaynağı Mükemmeliyet Ödülü'nü alan Türkiye'nin iki üniversitesinden biri olduk. Yine Avrupa komisyonundan Teknopark İzmir'imiz 'yerel inovasyon ekosistemin iyileştirilmesi' kapsamında Avrupa'nın en başarılı ilk on teknoparkından birisi seçildi. Yani aslında aldığımız bu ödüller, elde ettiğimiz başarılarla ürettiğimiz veriler İYTE'nin bu 5 yıllık emeğin karşılığında bir dünya üniversitesi olma yolunda önemli başarılara imza attığını gösteriyor. Olduğumuz yeri seviyoruz ama memnun değiliz. Daha iyisi için çalışmalarımıza son sürat devam ediyoruz."
TÜRKİYE'NİN TEKNOLOJİ ÜSSÜ
"Göreve geldiğimde ikinci temel hedef olarak İYTE'yi 'Türkiye'nin Teknoloji Üssü' haline getirmeyi belirlemiştim. Stanford Üniversitesi, öğrencileri, hocaları ve mezunları ile bir dünya devleti olsa ürettiği ekonomik değer Dünya'nın en büyük 6. ekonomisi yapıyor. G 7'den bir ülke aşağı düşüyor ve Stanford 6. sırada bir devlet oluyor. Öyle düşünün! Ben bu modeli İYTE'ye de uygulamak istedim. Göreve geldiğimde toplam 906 milyon olan cirosunu şu anda 3.7 milyar liranın üzerine çıkardık. Toplam ihracatımız 80 milyon dolardan 167 milyon dolar seviyesine yükseldi. Çalışan sayımız da 5 yılda 800'den 1814'e ulaştı. 40 yıllık bir İzmir hayali olan Bilişim Vadisi İzmir'i rektörlüğümün birinci döneminde başarı ile bitirip gerçekleştirmenin onurunu, mutluluğunu yaşıyorum. Şu anda Bilişim Vadisi İzmir'de var olan şirketlerimizin hepsi İzmir'e, dışardan beyin göçü ile gelmiş firmalar. Gelen bütün firmalar İzmir dışından. İçlerinde Amerikan firması da var Avrupa firması da. Şu an Bilişim Vadisi İzmir'de de yolumuza aktif şekilde devam ediyoruz. Bu ikisi yetmedi. Sayın Cumhurbaşkanımızdan 3. Teknoloji geliştirme bölgemizin onayını da aldık. Mimari projelerimiz bitmek üzere. Oranın da inşasına kısa sürede başlayacağız."
EMİN ADIMLARLA İLERLİYORUZ
"İYTE, 'Türkiye'nin Teknoloji Üssü' olma noktasında emin adımlarla yolunu yürüyor. Şu anda proje ve hayal aşamasında olan ve çok kısa bir süre içinde bu hedefi de başarı ile tamamlamayı öngördüğümüz projelerin bitmesi ile birlikte bu kampüste 19 bin tam zamanlı Ar- Ge Personelinin istihdam edildiği, yılda milyar dolar ihracat yapan bir kampüse dönüşeceğimizi hayal ediyor, hedefliyoruz. 'Hayal ediyoruz' derken elimizde veriler var. Çok düşünülmüş, planlanmış bir hayal. Burada da çok emin adımlarla yolumuzu yürüyoruz."
BU YIL TEK BİR ÖĞRENCİMİZ BİLE YEDEĞE KALMADI
İYTE'nin geçmişte deyim yerindeyse taşıma suyla dönen bir üniversite olduğunu ifade eden Prof. Doktor Yusuf Baran: "Üçüncü hayalim 7 gün 24 saat yaşayan bir kampüstü. Göreve geldiğimde İYTE, öğrenci ve personeli dışarıda kalan bir üniversite idi. Hatta o süreçte 'İskandinavya gibi bir üniversiteyiz. Kampüste 500 metrede bir, bir insana rastlıyorsunuz' diyerek espri yapıyordum. Bu hayali gerçekleştirmek adına sırtımızı devlete dayayarak inşa ettiğimiz KYK yurtlarımız ile tek bir öğrencimizin dahi yedeğe kalmadığı, başvuran tüm öğrencilerimize barınma olanağını sunduğumuz bir noktaya geldik. Şu anda İYTE'de isteyen her öğrencimiz çok uygun ekonomik koşullarda yurtlarımızda konaklayabiliyor. Yola, zaman ve para harcamıyor. Kampüs içinde öğrencilerimiz gitmek istedikleri yere yürüyerek gidebiliyor. Ya da bizim sağladığımız kampüs içinde ücretsiz olarak dolaşan ringlerimizden faydalanabiliyor. Öğrenciyi çok önceleyen bir üniversite olarak öğrencilerimize çok uygun koşullarda öğlen yemeği sağlıyor, ücretsiz içilebilir su imkanı sunuyoruz. Ayrıca, Türkiye'de 8 tane kütüphanesi olan başka üniversite olduğunu bilmiyorum. Ve bu kütüphanelerimizin, çalışma salonlarımızın tamamını 7 gün 24 saat açık tutuyoruz. İçlerinde küçük uyku, dinlenme odaları var. Çünkü öğrencilerimiz bu kütüphanelerde sabahlıyor. İlk göreve geldiğimde kütüphanede dolaşırken kolunu masaya koyup başını da üzerine dayayıp uyuyan öğrenciler gördüm. Sonra bu çocuklara bir konfor alanı yaratmamız gerektiğini düşündüm. Bu fikir, o projeyi doğurdu."
İSTEYEN HER ÖĞRENCİYE YEMEK BURSU VERİYORUZ
Şu anda İYTE Vakfı üzerinden, 600 öğrencimize 1000 ila 3 bin lira arasında değişen oranlarda burs veriyoruz. Üstün başarı ve ihtiyaç burslarımız var. İsteyen her öğrencimize yemek bursu veriyoruz. Orada bir limitimiz yok. Mesela depremzede öğrencilerimiz var. Depremden olumsuz etkilenen tüm öğrencilerimize üniversite olarak laptop bilgisayar hediye ettik. Bütün öğrencilerimize barınma olanağı sunduk. Depremden etkilenen tüm öğrencilerimize kendi yarattığımız fonlardan burs vermeye devam ediyoruz. Bu kamu bütçesi değil. Rektörün böyle bir bütçesi olamaz. Ancak biz fon yaratarak ve bu fon üzerinden de öğrencilerimizin taleplerini karşılayarak ilerliyoruz."