Dinde ortaya çıkan yenileşme hareketi bir protesto hareketi olarak gelişmiş ve daha sonra ortaya çıkan Protestanlık akımı dinde yenileşmeyi gündeme getirmiştir.
Dinsel baskının azalması ile beraber Rönesans çağına girilmiş ve bu dönemde verilen eserler ile insanın yalnızca manevi bir varlık değil ama aynı zamanda maddi bir varlık olduğu da ortaçağın maneviyatçı görüşüne karşı ortaya konulmuştur.
15. yy'dan sonra ortaya çıkan bu gibi gelişmeler insanlığın karanlıktan aydınlığa yönelen yolunu hazırlamışlardı."(1) "Modern devlet, aslında Rönesans ve reformla başlayan ve aydınlanma hareketi ile mantıksal sonuçlara ulaşan köklü bir zihin değişikliğinin ürünü olmuştur.
Modernizmin ürünü olan modern devletin belirginlik kazanmasında, Avrupanın endüstri devrimi ve kapitalist gelişme önemli roller oynamıştır. İnsanların kutsallık ve dinsellik anlayışlarını aşmasının modern devletin ortaya çıkmasında önemli rolü olmuştur.
17.yy'nin başlarına kadar süren inanç temelli düşünce, aklın ve bilimin ortaya çıkması ile gerilemiştir. Ortaçağda egemen olan dinsel düzen giderek etkisini yitirince aydınlanma hareketi gelişmiş ve bunun sonucunda da modern toplum ve bunun uzantısı olarak da modern devlet anlayışı gündeme gelmiştir.
Feodal beyler giderek güçlerini yitirirken, gelişen ekonomik yaşam daha geniş pazarları gündeme getirmiştir. Geniş Pazar olgusu gelişince, pazarda kullanılan ortakdil, geniş pazarın egemen olduğu alanlarda uluslaşma olgusunu gündeme getirmiştir.
Pazar ekonomisi feodal beylerin üstünlüğüne son verirken, giderek genişleyen pazarların kontrolü ve denetlenmesi bir gereksinme olarak belirmiş ve bunun sonucunda da daha geniş alanlara hükmeden merkezi bir otorite arayışı gelmiştir.
Toprağa bağlı tarım ekonomisinden, pazarlara açık piyasa ekonomisine geçildiğinde değiş tokuşa dayanan trampa sisteminin yerini alım satıma dayanan para sistemi almıştır. Para bastırma ve pazarda geçerli kılma gereksinmesi de, merkezi devlete geçişi sağlayan bir başka faktördür.
Pazar ve piyasa ekonomisinin gelişmesi ile beraber bugün anladığımız anlamda modern devlet olgusu insanlık tarihi içindeki yerini almıştır.
Rönesans 16.yy'da İtalyada ortaya çıkmış ve zamanla bütün Avrupada etkinlik sağlamıştır. Dinsel düşüncenin terk edilerek, insanın ve doğanın yeniden dindışı biçimde algılanması hareketi olarak Rönesans modern Avrupanın yaratıcısı olmuştur.
Kilisenin toplum içindeki yeri sarsılınca, Rönesans ve reform öne geçmiş ve çağdaş topluma giden gelişme süreci başlamıştır. Dindışı eğitim ile laik kuşaklar yetiştirilmiş ve dinin ötesinde laik toplumlar oluşturulmuştur.