Atatürk'ün Devletçilik İlkesi Nedir? Devletçilik İlkesi Özellikleri Ve Doğrultusunda Yapılan İnkılaplar
Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, tüm dünya savaşlarla boğuşurken, dünyanın dev güçleri gücünü kaybetmiş ülkelerin üzerinde manda ve himaye planları kurarken Türk ulusunu emperyalist yönetimlerden korumak için bir halk mücadelesi başlatmış ve en sonunda da tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmayı başarmıştır. Atatürk'ün Milliyetçilik, Cumhuriyetçilik, Laiklik, İnkılapçılık, Devletçilik ve Halkçılık ilkelerini doğru şekilde anlamak Türkiye Cumhuriyeti tarihini doğru şekilde anlamanın ilk adımını oluşturmaktadır. Peki, Atatürk'ün devletçilik ilkesi nedir? Devletçilik ilkesi özellikleri ve doğrultusunda yapılan inkılaplar
Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduktan sonra bir takım inkılaplar gerçekleştirmiş ve bu inkılaplarla da Türkiye Cumhuriyeti'nin eğitim, ekonomi, sağlık, kültür ve politika alanında izleyeceği yol aşağı yukarı belli olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk'ün inkılaplarının hepsi ilkeleri doğrultusunda gerçekleştirilmiştir.
Atatürk'ün devletçilik ilkesi nedir?
Mustafa Kemal Atatürk'ün devletçilik ilkesi daha çok ekonomik temeller üzerinde etkili olmuştur. Halkı önceleyen, halkın refah seviyesini yükseltmeyi hedefleyen, halkın huzuru ve mutluluğu için adımlar atan ve öncelikli sözü halka veren Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomik olarak güçlü bir temeli olması gerekmektedir.
Türk toplumunun ulaşması hedeflenen muasır medeniyetler seviyesi için ılımlı devletçilik ilkeleri benimsenmiştir. Yani Türkiye Cumhuriyeti'nde serbest piyasa ekonomisi de desteklenmektedir ancak serbest piyasa ekonomisinin çalışamayacağı ya da büyük riskler barındırdığı için çalışmak istemeyeceği alanlara Türkiye Cumhuriyeti devleti devlet ekonomisi ile el atacak ve vatandaşın menfaatini koruyacaktır. Tüm bunlara rağmen aslolan millettir, bireydir. Devlet hiçbir koşulda bireyi geri plana atıp kendi menfaatini önceleyemez.
Devletçilik ilkesi özellikleri nelerdir?
Devletçilik ilkesinde amaç Türkiye Cumhuriyeti'nin sosyal politikalarını belirlemektir. Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomik olarak bağımsız olabilmesi ve çağdaşlaşma yolunda atacağı adımlardan geri kalmaması için halkın kendi gücüyle yapamayacağı her işi devletin üstlenmesi hedeflenir. Devletçilik ilkesine göre ekonomik olarak serbest piyasa rekabeti devlet tarafından kontrol edilir.
Devletçilik ilkesi kapsamında özel sektörde her türlü girişim devlet tarafından desteklenir. Devlet tarafından fırsat da yaratılır. Ancak eğer özel sektördeki firmaların söz konusu yatırımlar için bütçesi yetersiz kalırsa o durumlarda sorumluluğu devlet alır ve hizmeti halka devlet götürür.
Devletçilik ilkesi doğrultusunda yapılan inkılaplar nelerdir?
- Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı'nın hazırlanması ve yürürlüğe konulması
- İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı'nın hazırlanması ve yürürlüğe konulması
- Sanayiye yapılacak yatırımların önünü açmak adına Sümerbank ve Etibank'ın kurulması
- Özel sektörün yetersiz kalacağı durumları toparlamak adına devlet bankalarının kurulması
- Faiz oranlarına devletin karar vermesi ve kontrol edilmesi
- Denizbank'ın kurulması
- Temel tüketim mallarının fiyatlarının devlet tarafından belirlenmesi (özellikle ilk yıllarda ayrılıkçı fikirlerin oluşmasını ve halkın alım gücü arasındaki makası minimumda tutabilmek için gerekli adımlardan kabul edilir)
- Milli Koruma Kanunu'nun kabulü
- Eğitim sektöründe, kültür- sanat ve sağlık sektöründe öncü yatırımların önünün açılması.
Devletçilik ilkesinin hedefleri nelerdir?
Atatürk'ün devletçilik ilkesinin temel hedefi savaş sonrası kurulan yeni devletin temellerinin bağımsız ve sağlam bir zemine oturtulmasıdır. Yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin hayatta kalabilmesi için kısa sürede kalkınmaya başlaması, milli ekonomisini kurmuş olması ve devletin kendi kendisini döndürecek ekonomik güce erişmiş olması gerekmektedir. Aksi takdirde siyasi olarak güçlü adımlar atılamayacak ve hedeflenen ilerleme kaydedilemeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti'nde rekabete dayalı serbest piyasa ekonomisinin rahatça işleyebilmesi için devlet kontrol eden ve gücü yetmeyen serbest piyasayı destekleyen konumundadır.