Atatürk'ün Bütünleyici İlkeleri Ve Özellikleri Nelerdir? Atatürk'ün Bütünleyici İlkeleri Kısaca Açıklamaları
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk Osmanlı Devleti’nin yıkılışı ve İstanbul Hükümeti’nin etkisinin kalmaması ile birlikte cumhuriyeti ilan etmiştir. Cumhuriyetin ilanı ile de birlikte bazı inkılap ve ilkeler ile savaştan çıkan yeni bir ülkenin temellerini çağdaş, ileri bir yapıya kavuşturmaya çalışmıştır. Bu kapsamda Atatürk’ün bütünleyici ilkeleri temel eğitimden itibaren okullarda da ders olarak okutulmaktadır. İşte, Atatürk'ün bütünleyici ilkeleri ve özellikleri nelerdir? Atatürk'ün bütünleyici ilkeleri kısaca açıklamaları.

Atatürk'ün bütünleyici ilkeleri, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin de temellerini oluşturmaktadır. Okullarda da ders olarak okutulan bu 7 ilke uygar, akılcı ve bilimsel bir ülke yönetimi için şart görülmüştür. Atatürk'ün bütünleyici ilkeleri hakkında bilinmesi gereken her şey yazımızda.
Atatürk'ün bütünleyici ilkeleri nelerdir?
Mustafa Kemal Atatürk'ün 7 tane bütünleyici ilkesi bulunmaktadır. Bu bütünleyici ilkeler aşağıdaki gibidir:
- Akılcılık ve bilimsellik
- İnsanlık ve insan sevgisi
- Çağdaşçılık ve batılılaşma
- Milli egemenlik
- Özgürlük ve bağımsızlık
- Milli birlik ve beraberlik, ülke bütünlüğü
- Yurtta barış, cihanda barış
Atatürk'ün bütünleyici ilkelerinin özellikleri
- Atatürk'ün ilkeleri İnkılapçılık, Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik ve Laikliktir. Bu 6 ilkenin yanı sıra Atatürk'ün bütünleyici ilkeleri de bulunur. Bu bütünleyici ilkeler 1935 yılında Cumhuriyet Halk Partisi kurultayında da kabul edilmiştir.
- Bu bütünleyici ilkeler Türk milletinin ihtiyaçlarına cevap vermek amacı ile ortaya çıkmıştır.
- Atatürk'ün bütünleyici ilkelerinin temelinde laiklik ve ulusçuluk vardır.
- Bu ilkelerin ortak özelliği Türk milletinin çağdaşlaşmasını ve ilerlemesini sağlamaktır.
- Bütünleyici ilkeler bilim ve akla dayanmaktadır.
- Atatürk'ün bütünleyici ilkeleri 1924 Anayasası'na 5 Şubat 1937 yılında Atatürk İlkeleri başlığı ile girmiştir.
Atatürk'ün bütünleyici ilkeleri kısaca açıklamaları
Akılcılık ve bilimsellik
Akılcılık ve bilimsellik Mustafa Kemal Atatürk'ün en önem verdiği özelliklerden biridir. Atatürk akıl ve bilimi Türk toplumunun her alanına yerleştirmenin önemini vurgulamış ve bu alandaki çalışmaları da her zaman desteklemiştir. Atatürk'ün bu ilkesinin sözü, "Akıl ve mantık ile çözümlenemeyecek soru yoktur" ile desteklenmektedir.
İnsanlık ve insan sevgisi
Atatürk'ün bütünleyici ilkelerinden biri olan insanlık ve insan sevgisi ile sadece kendi halkına değil diğer tüm milletlere de saygı ve sevgi gösterilmesine işaret eder. Atatürk'ün milliyetçiliği ırklarının üstünlüğünden değil, kültür ve değerlerinin korunmasını sağlamak içindir.
Çağdaşçılık ve batılılaşma
Atatürk, cumhuriyetin ilanı ile çağdaşlaşmayı ve modernleşmeyi de ön plana almıştır. Batının sağlık, bilim ve sanat alanındaki çalışmalarını Türkiye Cumhuriyeti'nin ilerlemesi için kullanmaya çalışmıştır ve bu amaçta yol göstermiştir.
Milli egemenlik
Milli egemenlik ilkesi Atatürk'ün en önemli bütünleyici ilkelerinden biridir. Bu ilkeye göre egemenlik belli bir topluluğa ya da zümreye değil direkt olarak halkın kendisine aittir.
Özgürlük ve bağımsızlık
Mustafa Kemal Atatürk'ün "Bağımsızlık ve özgürlük benim karakterimdir" sözü bir milletin ve devletin özgürlük ve bağımsızlığının vazgeçilmez olduğuna işaret eder. Devlet ve vatandaşlar için özgürlük sağlanırken, bağımsızlıkla kendi topraklarına başka ülkelerin söz hakkı olması engellenmelidir. Aynı şekilde başka ülkelerin de yönetimlerinde söz hakkı alma talebinin bulunmamasıdır.
Milli birlik ve beraberlik, ülke bütünlüğü
Bir devletin devamı milli birlik ve beraberliğin bütünlük içinde sağlanması ile sürdürülebilir. Kurtuluş Savaşı topraklarımızda milli birliğin sağlanması için verilen en büyük mücadeledir. Bu ilke, milliyetçilik ilkesinin zorunlu bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Yurtta barış, cihanda barış
Mustafa Kemal Atatürk her ne kadar bir asker olsa da barıştan yana bir düşünce yapısını savunmaktaydı. Savaşı zorunlu bir durum olarak görmüş ve barışın korunmasının asıl olduğunu düşünmüştür.