Peygamber Efendimizin Mekke ve Medine döneminin İslam tarihi açısından önemine ilkokul sürecinde değinilmektedir. Çünkü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde Hz. Muhammed'in Mekke ve Medine yılları İslam dini hakkında temel ve önemli bilgilerin elde edinilmesine büyük faydalar sağlar. Bu gibi nedenlerden dolayı öğrenciler Hz. Muhammed'in Mekke ve Medine yılları ile alakalı araştırmalarda bulunuyor. Hz. Muhammed'in Mekke ve Medine dönemi 23 yıl sürmüştür. 13 yıl Mekke, 10 yıl ise Medine süreci ile Peygamber Efendimiz İslam'ın yayılması için çalışmalarda bulunmuştur.
HZ. MUHAMMED'İN MEKKE VE MEDİNE YILLARI KONU ANLATIMI
Hz. Muhammed 40 yaşına geldiğinde Nur Dağı'nda bulunan Hira Mağarası'nda devamlı inzivaya çekiliyor ve burada derin düşüncelere dalıyordu. Sık sık burada vakit geçirmeye başlayan Peygamber Efendimiz, bu adetine birkaç yıl devam etmiştir. 610 senesinin Ramazan ayında Peygamber Efendimize mağarada bulunduğu günlerden birinde ilk vahiy gelmiştir.
Cebrail onun yanına gelerek "İkra (Oku)!" dedi.
Resullullah (s.a.v); "Ben okuma bilmem" diyerek yanıtladı.
Bu olayı Peygamber Efendimiz şöyle anlatmaktadır;
"Beni tutup takatim kesilinceye kadar sıktı. Ardından bıraktı ve: "Oku!" dedi. Ben yine " Okuma bilmem!" dedim. O beni tekrar tutup iki defa takatim kesilinceye dek sıktı. Yine bıraktı ve tekrar "Oku" dedi. Ben; "Okuma bilmem!" dedim. Üçüncü kez beni tutup sıktı ve : "Oku!" Her şeyi yaratan Rabbinin adıyla. Ki O, insanı pıhtılaşmış bir kandan yarattı. Oku! Ki Senin Rabbin kalemle yazı yazmaya ve insana bilmediğini öğreten, bol kerem ve ihsan sahibidir." (Alak, 1-5) dedi.
İlk vahiy gelmesi ile Kur'an vahyi başlamış oldu.
Gelen vahyin üzerine yine 610 senesinde Hz. Muhammed, Hz. Cebrail ile görüşerek ayetleri öğrenmeye başlamıştır. İlerleyen dönemlerde ise artık İslamiyet'in yayılması ile alakalı bazı ayetler geliyordu.
Ayetlerde "Ey örtüsüne bürünen! Kalk ve uyar! Sadece Rabb'inin büyüklüğünü dile getir. Elbiseni temiz tut. Her türlü pislikten uzak dur." Ayetleri ile Peygamber Efendimizin insanları İslam dinine daveti istenmiştir.
Hz. Muhammed (s.a.v) ilk vahiy ardından olanları evine giderek eşi Hz. Hatice'ye anlattı. Hz. Hatice Peygamber Efendimizin son peygamber olduğundan kuşku duymadı. Ayrıca Peygamber Efendimizin yakınlarından Hz. Ebubekir (ra), yardımcısı Hz. Zeyd (ra) ve yakın arkadaşı Hz. Ebubekir'inde Peygamber Efendimizin yanında bulunan ilk Müslümanlar oldukları bilinmektedir.
MEKKE'DEKİ VAZİYET
İslamiyet yayılmaya başladığında Mekke'nin durumu oldukça vahim ve karışıktı. Dolayısıyla Mekke'de İslamiyet çağrısı sessizce yapılmaktaydı. Ne zaman ki İslamiyet'in açık bir şekilde yayılmasının gerekli olduğunun belirtildiği ayet olan "Sana emrolanı açıkça söyle." Ayeti indi işte o zaman Hz. Muhammed (s.a.v) Allah'ın emrini yerine getirmek amacı ile artık İslam dininin yayılması için çalışmalarda bulunmuştur.
İlk etapta Hz. Muhammed'e inanmayan ve karşıt olan birçok kişi çıktı. Hatta Peygamber Efendimize alaycı ve küçük düşürücü hareketlerde bulunuldu. Yine de her şeye rağmen İslamiyet'i yayma noktasında, Peygamber Efendimiz ve ona inananlar kesinlikle kararlıydı. İslamiyet'in yayılması Mekke halkı için endişe verici bir hal almaya başlamıştı. Bu endişe yerini İslamiyet'in yayılmasını önlemek adına önlemler almaya itti. Mekke'deki Müslümanlar, Mekkeli müşrikler olan putperest kesimden baskıya uğruyor hatta sosyal ve ekonomik boykota varan eziyetler yapılıyordu. Yapılan baskı ve işkenceler nedeniyle 615-616 yılları arasında Hz. Muhammed'in yönlendirmesi sonucu bazı Müslümanlar Habeşistan'a doğru yol aldı. 620 yılına dek Mekke'de bulunan Hz. Muhammed ve diğer Müslümanlar Medine'den gelen insanlarla iletişime geçerek İslam Dinini tanıtmaya başladı. Bu durum İslam'ın Mekke dışında da yayılması için aralanan bir kapı oldu. 1 yıllık zaman zarfı sonrası Medineli Müslümanlar daha kalabalık bir gruptan oluşuyordu ve Medine'ye gelerek Peygamber Efendimiz ile görüştüler. Böylelikle Medine'deki Müslüman sayısından da bir artış söz konusu idi.
HİCRET DÖNEMİ
Mekkeli müşrikler yani putperest kesin Mekke'deki Müslümanlara baskı uyguluyordu. Bu baskı ve eziyetler üzerine ise 622 senesinde Mekke'den Medine'ye göç etmek zorunda kalındı. Hicret olarak tanımlanan bu göç olayı sürecinde Mekkeli müşrikler, Peygamber Efendimizi öldürmeye kalktılar. Yakın arkadaşı olan Hz. Ebubekir ile Sevr Dağı'nda bulunan mağarada 3 gün izlendiğine dair bazı söylemler bulunmaktadır.
Müslüman halk ibadetlerini korkusuzca ve özgürce yerine getirmek istiyor ve Hz. Muhammed, İslam dinini yaymayı hedefliyordu. Bu gibi nedenlerden dolayı 15 günün sonucunda gerçekleşen hicret, 13 Mayıs 622 yılında başlamıştır. Bu yıllarda Medine'ye ulaşan Peygamber Efendimiz Medineli halk tarafından büyük bir hoşgörü ve sevinç ile karşılandı. İşte tam da bu noktada, Peygamber Efendimiz, ona eşlik eden Müslümanlar ve Medineli Müslümanlar ile kardeşlik ilan edildi. Sonuç olarak Medine'deki Müslümanlar Mekke'den gelmiş olan Müslümanlara bir takım imkanlar sunarak İslamiyet'in da geniş bir kitleye yayılmasına olanak sağladılar.