PEKİ BU ORANTISIZLIK NEDEN KAYNAKLANIYOR?
Dr. Maolem'in de savunduğu bir teoriye göre, hayatta kalma bakımından kadınlar daha güçlü. "Kadınların Genetik Üstünlüğü Üzerine" adlı kitabında Maolem, davranış ve yaşam tarzı tercihlerinin oynadığı role rağmen, kadınların biyolojik olarak erkeklerden daha güçlü olduğunu gösteren verilere yer veriyor. Kadınlar, genel olarak daha düzenli doktora gidiyor, daha az sigara içiyor, daha sık el yıkıyor. Erkekler ise tipik olarak daha riskli davranışlar gösteriyor ve hastalıklara karşı zamanında müdahalede bulunmuyor.
Brezilyalı nüfus bilimci Alves'e göre, Covid-19 bakımından kadınların hayatta kalma oranının daha yüksek olması birçok faktöre bağlı. "Ölüm oranı bakımından biyolojik faktörlerin açıklayıcılığı sosyal faktörlerden daha az" diyor. Kadınların salgından kurtulma şansının daha yüksek olmasını açıklama girişimlerini "hemen hemen kesinlikle geçerli" görse de Dr. Moalem, bu konuyu açıklayıcı olabilecek başka etkenlere de bakmak gerektiğini söylüyor.
Nisan ayında New York Times gazetesine yazdığı bir makalede, "Bu açıklamalarda göz ardı edilen şey, koronavirüsün erkekler üzerindeki orantısız etkisi anormal değil. Hayatta kalma bakımından erkekler daha zayıf" diyordu. Bunun nedenini ise genlerin işleyişine bağlıyor.
X KROMOZOMUNUN GÜCÜ
İnsanların her hücresi normalde 23 çift olmak üzere toplam 46 kromozomdan oluşuyor. Bunların 22 çifti kadın ve erkekte aynı. 23. çiftteki farklı kromozom cinsiyeti belirliyor. Bunlar kadınlarda iki X kromozomu iken, erkeklerde X ve Y kromozomu olarak ayrışıyor.
X kromozomu Y kromozomundan yapısal olarak daha büyük ve daha karmaşık. Hücre fonksiyonu açısından gerekli proteinleri üreten uzun genetik madde dizilimine sahip yaklaşık 1150 gen içeriyor. Y kromozomunda ise 60-70 gen bulunuyor. Ancak iki adet X kromozomunun olması kadınların iki kat daha fazla X bağlantılı protein ürettiği anlamına gelmiyor.
Dişi hücrelerinde bu X kromozomlarından sadece birisi aktif hale geliyor. İkinci kopya ise rastgele "inaktive" edilerek etkisizleştiriliyor. Her hücre aynı X kromozomunu devre dışı bırakmıyor ve bu durum kadınlara avantaj sağlıyor. Bir erkeğin X kromozomunda hastalığa yol açan bir gen varsa, bu hastalığın ortaya çıkma ihtimali daha yüksektir.
Kadında ise aynı hastalığın olması halinde, sağlıklı X kopyasına sahip olan hücreler, genlerin doğru şekilde ifade edilmesini sağlayacaktır. Kadınlarda da bu hastalık ortaya çıkmakla birlikte, daha hafif geçirme olasılıkları yüksek olacaktır.
İNAKTİVASYON SÜRECİNDEN 'KAÇIŞ'
Son 15 yılda bilim insanları, 'X kromozomunun inaktivasyonunun tamamlanmamış olması' şeklinde ifade edilebilecek bir başka süreç hakkında da daha fazla bilgi sahibi oldu.
Burada, genlerin hem aktif hem de aktif olmayan X kromozomlarında ifade edilmesi durumu söz konusudur.
Helsinki Üniversitesi Moleküler Tıp bölümünden araştırmacıların 2017'de yaptığı bir çalışmada, X inaktivasyon sürecinin tamamlanmaması olgusuna X kromozom genlerinin en az yüzde 23'ünde rastlandığı görüldü.
Bu genler hiçbir zaman aktif X kromozomunda olduğu gibi tam olarak ortaya çıkmasa da, bu "kaçış" fark yaratmak için yeterli oluyor, genetik hastalığın kadınlarda daha hafif görülmesini sağlıyor.
Dr. Maolem, bu farklılıkların kadınların sadece daha uzun ömürlü olmasını değil, prematüre doğan kız bebeklerin yoğun bakımda yaşam şansının daha fazla olmasını da açıklayıcı nitelikte olabileceğini söylüyor.