Bayraktar, Üsküdar bilim merkezi "Bilim Üsküdar"ın resmi açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) olarak yola çıktıklarında öncelikle Türkiye'nin milli teknoloji hamlesi idealini gerçekleştirmek uğruna neler yapabileceğini konuştuklarını ve Deneyap Atölyeleri ile Bilim Merkezleri'nin bu çerçevede oluşturulduğunu dile getirdi.
Söz konusu projelerin amacına değinen Bayraktar, "Deneyap projelerinde şunun hayalini kurduk, buradan kendine güvenen, medeniyetimizin kadim köklerine, inancımıza dayanan, insansız hava araçlarımızda slogan alarak diyoruz ya 'Köklerden göklere', bir anlamda o güçlü köklere dayanıp ülkemizin tam bağımsız ve müreffeh yarınlarını oluşturacak genç kardeşlerimizi yetiştirmeyi hayal ettik. Ve hatta medeniyetimizin adalet, iyilik ve güzellik ve ahlak değerleriyle yüksek teknoloji harmanlandığında medeniyetimizin sesinin daha gür bir soluk kazanması hayaliyle yola çıktık." ifadelerini kullandı.
Dünyada da birçok örneği bulunan bilim merkezi projesinin önemine değinen Bayraktar, "Bilim Üsküdar'ın ilk fazı, teknoloji atölyeleriyle 2018 yılında açıldı ve burada daha mütevazi bir açılış yaptık. O günden bugüne ekip arkadaşlarımdan da öğrendiğim kadarıyla ve başkanımızdan edindiğim bilgiye göre 550 binden fazla genç kardeşimiz buradaki teknoloji atölyelerinde eğitim aldılar." dedi.
"BİZ BÖYLE BİR MEDENİYETİN ÇOCUKLARIYIZ"
Bu eğitimlerin sonucunun uzun vadede ortaya çıktığına dikkati çeken Selçuk Bayraktar, şunları kaydetti:
"Bu eğitimlerin belki bugün hemen sonucunu görmesek de aynen bizim insansız hava araçlarındaki mücadelemizdeki gibi yani 20 sene boyunca çalışıyorsunuz ve o 20 sene sonunda dünya lideri oluyorsunuz. Artık bunu bütün dünya ikrar ediyor. Ama bir yandan şu da oluşmuş oluyor. Bir bakıyorsunuz ki Türkiye'de sadece 20 senede sadece hava araçları değil, özellikle savunma sanayinde birçok farklı alanda nice nice projeler doğmuş oluyor. Tabii burada en önemli husus söylediğim gibi az önce de TÜBİTAK başkanımız bahsetti, sürekli gayret ve azim...Ve bizler konuşmaya başlamadan önce burada Kur'an-ı Kerim tilaveti yapan hocamız bize medeniyetimize, inancımıza, gelen ilk emri okudu. 'Oku, Yaradan Rabbinin
adıyla oku.' Rabbimizin bize ilk emri bu. Peki o 'oku' dediği sadece Kur'an-ı Kerim kitabımız mı yoksa neyi kastediyor? Tüm kainatı kastediyor. Rabbimiz bize bunu emrediyor. Ve okurken sadece materyalist bir merakla değil, onu düşünerek okumamızı, o yarattığı ayetleri, kainattaki eserlerini aynen onun ayetleri gibi onu hatırlayarak okumamızı emrediyor. İşte biz böyle bir medeniyetin çocuklarıyız aslında. Ve maalesef birkaç yüzyıl öncesine döndüğümüzde bütün dünyayı, alimlerimiz bu anlayışla aydınlatmışken maalesef bu bağımızı yitirdiğimizden son birkaç yüzyılda yüksek teknolojide, bilimde yani Cenab-ı Mevla'nın bize olan emrini tam olarak idrak edip yerine getiremediğimizden bilimde de teknolojide de maalesef hak ettiği yerde olamadı ne ülkemiz ne de medeniyetimiz. İşte bu gibi merkezler bir anlamda bunların tohumlarını oluşturuyor. Buradan çıkacak, yetişecek genç kardeşlerimiz, o mana alemindeki inancı da birleştirerek, o emri de doğru anlayarak, kainatı da doğru okuyarak işte medeniyetimizin ahlak, adalet ve iyilik rüzgarının, iyilik değerlerinin tüm dünyada daha gür bir soluk kazanmasına vesile olacak inşallah."
Bu duruma salgın döneminden örnek veren Bayraktar, o dönemde solunum cihazı sorununun yaşandığını ve zengin ülkelerin dahi solunum cihazına ulaşmakta güçlük çektiğini ve bazı ülkelerin solunum cihazını başka bir ülkeye satmaktan geri durduğunu anımsattı.
Türkiye'de ise solunum cihazının hızlıca üretilmesi ve diğer ülkelerle paylaşılması noktasında çalışmalar yapıldığını anlatan Bayraktar, o dönemde sabahlara kadar çalışarak Somali'ye solunum cihazı üretip göndermek için büyük gayret gösterdiklerini dile getirdi.
"MİLLİ TEKNOLOJİ HAMLESİNİ NİCE GENÇ NESİLLER YETİŞTİRMEK İÇİN KURDUK"
Bunun manevi anlamda değerinin büyük olduğunu vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
"Şimdi o cihaz içinde elektroniklerden, yazılımlardan oluşan, yüksek teknoloji diyebileceğimiz o şekilde baktığınızda bir manası, anlamı, ruhu olmayan bir cihaz. Ama şöyle baktığınızda, işte inancımızdan aldığımız ilhamla da dünyanın bir ucunda en imkanı olmayan bir insana nefes verebildiğimiz zaman ve siz de inancınızla birlikte sırf o insana, en imkanı olmayan insana, garibe, gurebaya bir nefes alabilmek için koşturuyorsanız, yüksek teknolojiyi kullanıyorsanız işte bu geliştirdiğiniz teknoloji o anda çok büyük bir anlam ve ruh dünyasına bürünüyor. İşte biz bu merkezleri, milli teknoloji hamlesini tümüyle inancımızın ve medeniyetimizin o güçlü köklerine dayanıp yetişen nice genç nesiller yetiştirmek için kurduk. Ve bu anlamda ben burada emeği geçen tüm gönüllülerimize, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfımıza, TÜBİTAK'a, Üsküdar'ımıza, Hilmi başkanıma ve merkez gönüllülerine buraya verecekleri kıymetli destekten dolayı tekrardan şükranlarımı iletiyorum. İnşallah bu merkez hem İstanbul'umuza hem Üsküdar'ımıza hem vatanımıza, milletimize hem de dost ve kardeş coğrafyaların, coğrafyalarımızın hepsine hayırlı ve uğurlu olur. Sizlerle böylesine anlamlı bir günde bir araya geldiğim için de ayrıca mutluluk ve gurur duyduğumu belirtmek isterim."
Selçuk Bayraktar, konuşmasının ardından Bilim Üsküdar Merkezi'ne eklenen yeni sergileri gezdi ve öğrencilerle bir süre sohbet etti.