Irak'ta eski Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin'in idam edilişinin üzerinden 12 yıl geçse de ülkenin güvenlik alanındaki sıkıntıları ve siyasi karışıklık sürüyor.
Irak'ı 1979 yılından 2003'e kadar yöneten Saddam Hüseyin, 12 yıl önce 30 Aralık 2006'da idam edildi. Saddam'ın idamıyla Irak'ta Baas Partisi dönemi de kapanmış oldu.
ABD'nin Mart 2003'teki Irak işgaliyle Saddam Hüseyin ortadan kayboldu ancak yaklaşık 8 ay sonra ABD askerleri tarafından yakalandığı duyuruldu.
Saddam'ın idam edilişine dair yayınlanan görüntüler o yıllarda oldukça ses getirdi. İdam sırasında, Iraklı askerler olduğu söylenen kişiler, Saddam'ın idam ettirdiği Şii dini mercilerden Muhammed Bakır es-Sadr ve onun ailesinden gelen Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr'ı öven sloganlar attı.
İdamdan yıllar sonra açıklama yapan eski Milli Güvenlik Müsteşarı Mofak Rubayi, "İdama götürülürken yüzünde hiçbir korku veya pişmanlık belirtisi görmedim." sözleriyle tartışma yaratmıştı. Rubayi, idam sırasında hazır bulunmuştu ve Saddam'ın asıldığı idam ipliğini Bağdat'taki evinde saklıyor. Söz konusu ipliği satın almak için çok yüklü paraların teklif edildiğini de iddia eden Rubayi, bunları geri çevirdiğini söyledi.
Irak'ın eski Cumhurbaşkanı Saddam'ın Kurban Bayramı sabahı idam edilmesi de tartışmalara neden olmuştu. Saddam'ın idam edilişine sevinenlerin yanı sıra özellikle böyle bir günde idam edilmesinin doğru olmadığını savunanlar da vardı.
Saddam Hüseyin, tutuklanarak çıkarıldığı mahkemece, 1982 yılında Salahaddin vilayetine bağlı Duceyl'deki Şiilere, 1988 yılında ise Kürtlere karşı Halepçe katliamlarını gerçekleştirmekle suçlanıyordu.
Iraklı liderin idamı sonrası onlarca vatandaş, onun doğduğu Tikrit kentinde toplanarak idama karşı çıkmış ve Saddam lehine sloganlar atmıştı. Dönemin Irak hükümeti, Saddam'ın ailesinden naaşın hemen toprağa verilmesini isterken, akrabaları da aldıkları cenazeyi Tikrit'e bağlı Oca köyünde kendi yaptırdığı evlerden birinde toprağa vermişti.
SADDAM'IN MEZARININ HAVAYA UÇURULMASI MUAMMASI
Saddam Hüseyin'in Oca'daki mezarını, 2014 yılında Irak'ın birçok bölgesini ele geçiren terör örgütü DEAŞ'ın patlatarak havaya uçurduğu iddia edildi. Oca köyünün kurtarılması sırasında söz konusu mezarın Irak askerleri tarafından yok edildiği de iddialar arasındaydı. Bu konu, belirsizliğini sürdürüyor.
Tikrit'e bağlı olan köy, daha sonra yerli halkından arındırıldı. Köyde varlığını sürdüren Şii Haşdi Şabi'ye bağlı milisler, sivillerin girişine izin vermiyor.
Saddam sonrası demokrasi ve özgürlük getirileceği yönünde vaatler sunan ABD'nin işgaliyle ülkede patlak veren güvenlik kargaşası devam ediyor. Irak'ta ABD işgali sonrası iktidar koltuğuna oturanlar, vatandaşlara temel kamu hizmeti sunmamakla birlikte, siyasi birlikteliği de sağlayamadı.
YILLARDIR SÜREN MEZHEP SAVAŞI VE ÜLKENİN BÖLÜNME EŞİĞİNE GELMESİ
Ülkeyi işgal eden ve bugün Irak'ta yaklaşık 5 bin askere sahip olduğu ifade edilen ABD'nin yanı sıra İran'ın da ülkede hem askeri hem siyasi nüfuzu da gittikçe arttı.
Askeri alanda ABD işgalinden büyük ölçüde etkilenen Irak'ta 2003 sonrası ordu lağvedildi. Ülkenin yeni anayasası 2005 yılında ABD mandası altında yazıldı, daha sonraki süreçte halk arasında uzun yıllar mezhep savaşı patlak verdi.
Terör örgütü DEAŞ, 2014 yılındaki saldırısında ülkenin üçte birini ele geçirdi. Irak yönetimi, 100 milyar dolarlık maddi kayıpla DEAŞ'i bitirdiğini duyurdu.
Irak'ta Saddam sonrası yaşanan yolsuzluklar da kurumların neredeyse tümüne sirayet ederek, devlet müessesesini derinden sarstı. Gelen hükümetlerin hiçbiri bu yolsuzluklarla mücadele edemezken, 2003 sonrası en büyük yolsuzluk ve rüşvet alımının hükümette yer alan taraflarca yapıldığı biliniyor.
Saddam sonrası yaşanan tüm bu olaylar, Irak halkının refaha ulaşmasına da engel oldu.
Ülkenin kuzeyindeki Irak Kürt Bölgesel Yönetimi de (IKBY) 25 Eylül 2017'de bağımsızlığını öngören gayrimeşru referandum düzenledi. Ülkeyi bölünmenin eşiğine getiren IKBY'nin bu adımına karşı Bağdat yönetimi harekete geçerek, söz konusu referandumu akamete uğrattı.
2003 sonrası kurulan hükümetler, elektrik ve su gibi en temel hizmetleri sunamadığı için ülkede zaman zaman gösteriler patlak verdi. Iraklılar, elektrik kesintilerine karşı ülkeyi petrolüyle besleyen Basra'da yaz aylarında sokaklara çıkarak, hükümet karşıtı gösteriler düzenledi.
Buradaki göstericiler, Saddam sonrası ülkedeki nüfuzunu artıran İran'ın Başkonsolosluğu ve onun koruduğu bazı Şii siyasi partilerin binalarını ateşe verdi.
"DEMOKRASİ VAADİYLE KANDIRILDIK"
AA muhabirine konuşan Bağdat sakini Ali Said, "Saddam dönemi en azından güvenlik durumu açısından endişe yoktu. Saddam gidince demokrasi ve özgürlük vaadiyle kandırıldık. Günümüzde 1 değil 100 Saddam türedi. Tüm hükümetler, bize en temel hizmeti sunmaktan aciz kaldı." dedi.
Said, "Amerikalılar, Saddam'ı devirme planı yaparken, Saddam sonrası ülkenin daha iyi bir yönetime kavuşması için hiçbir plan yapmamışlardı." ifadelerini kullandı.