KKTC Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamada, BM Güvenlik Konseyi'nin Maraş açılımına ilişkin kınama kararı, "Rum tarafı ve Yunanistan'ın baskıları karşısında günü kurtarmaya yönelik ilkesiz bir açıklama" olarak nitelendirildi. Açıklamada, "Cumhurbaşkanlığı, Kapalı Maraş açılımı ile Kıbrıs Türk tarafı tam da BM Güvenlik Konseyi kararları ile 2020 Başkanlık Açıklamasının öngördüğü amacı yerine getirmektedir. Bu açıklamayı Kapalı Maraş bölgesindeki hak sahiplerinin haklarına kavuşmalarının önüne bir engel çıkarma girişimi olarak görüyor ve kınıyoruz" denildi.
"DEVRİ ARTIK ANLAMSIZ KALMAKTADIR"
Bölgenin BM yönetimine devrinin bölgeye eski sakinlerinin dışında başkalarının yerleşmesini önlemeye yönelik bir araç olarak öngörüldüğü hatırlatılan açıklamada, "Kapalı Maraş açılımı ile Kıbrıs Türk tarafı tam da BM Güvenlik Konseyi kararları ile 2020 Başkanlık Açıklamasının öngördüğü amacı yerine getirmektedir. Kıbrıs Türk tarafı, uluslararası hukuka uygun şekilde Kapalı Maraş'ı münhasıran eski sakinlerine açacağına göre bunu mümkün kılabilmek için sözü edilen kararlarda öngörülen bölgenin BM yönetimine devri artık anlamsız (irrelevant) kalmaktadır. Güvenlik Konseyi Dönem Başkanlığının 23 Temmuz 2021 tarihinde yapmış olduğu açıklama geçmiş kararlar ve açıklamanın amacını göz ardı etmekte ve ne yazık ki Rum tarafının baskısı altında esas amacın gerçekleşmesini engelleyecek şekilde anlamını yitirmiş olan bir unsuru öne çıkarmaktadır" ifadeleri kullanıldı.
"KIBRIS'TA İKİ EGEMEN DEVLET OLDUĞU GERÇEĞİNİ HATIRLATMAK İSTERİZ"
Açıklamada söz konusu kararı, Kapalı Maraş bölgesindeki hak sahiplerinin haklarına kavuşmalarının önüne bir engel çıkarma girişimi olduğu belirtildi.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Cenevre'deki son görüşmeden sonra sahadaki gerçeklere dayanarak, Kıbrıs'ta iki taraf arasında resmi müzakereleri başlamak için ortak bir zemin olmadığını kabul ettiği kaydedilen açıklamada, "Böyle bir zeminin oluşturulması için Üst Düzey BM Görevlisi Jane Holl Lute çalışmalar yürütürken, Güvenlik Konseyi Başkanı'nın sözde 'Kıbrıs halkının' istekleri doğrultusunda siyasi eşitliğe sahip iki toplumlu, iki bölgeli bir federasyona dayalı kalıcı, kapsamlı ve adil bir çözüme olan bağlılıktan ve Genel Sekreter'e verdiği destekten söz etmesini ciddi bir çelişki olarak görüyoruz. Bu vesileyle, Kıbrıs'ta, egemen eşit ve eşit uluslararası statü hakkına sahip iki halk ve iki egemen devlet olduğu gerçeğini hatırlatmak isteriz" denildi.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın Cenevre'de düzenlenen 5+BM gayriresmi toplantısı sırasında yaptığı öneriler zemininde Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsüne dayalı sürdürülebilir, kazan-kazan bir anlaşmaya varılması çabalarına devam edeceği ifade edildi.