Fransa'da Anayasa hukuku uzmanı Jean-Pierre Camby, 1962'den sonra ilk kez hükümetin düştüğü ülkenin, "eşi benzeri görülmemiş bir krizin" içinde olduğunu ifade ederek yeni kabinenin görevde kalabilmesini temenni etti.
Fransa'da ilk turu 30 Haziran, ikinci turu 7 Temmuz'da yapılan erken genel seçimin ardından, 5 Eylül'de göreve getirilen merkez sağcı Başbakan Michel Barnier, 2025 bütçesi ve 2025 sağlık sigortası bütçesiyle ilgili muhalefetle anlaşmaya varamadı. Azınlık bir hükümetin başında olan Barnier, 2 Aralık'ta, 2025 sağlık sigortası bütçesini mecliste oylama yapılmadan geçirmek için anayasanın 49. maddesinin 3. fıkrasına başvurdu. Barnier'nin bu adımına tepki veren sol ittifakı Yeni Halk Cephesi (NFP) ve aşırı sağcılar, hükümete karşı gensoru önergesi verdi. Mecliste 4 Aralık'ta güvenoyu alamayan Barnier hükümeti düşerken, ülkenin gelecek yıl için bütçe tasarıları bulunmuyor. İstifasını sunan Barnier hükümeti, yeni bir başbakan ve kabine atanana kadar ülkenin "rutin işlerine" bakacak.
62 YIL SONRA BİR İLK
Uzun yıllar Fransız Parlamentosunda memur olarak da çalışan Camby, öğretim üyesi olarak görev aldığı Versailles-Saint-Quentin Üniversitesinde Anayasa Hukuku dersleri veriyor. Fransız Anayasa hukuku uzmanı Camby, Barnier hükümetinin düşmesinin ardından ülkeyi özellikle bütçe konusunda neler beklediğini AA muhabirine değerlendirdi. Camby, hükümetin düşmesiyle ilgili, "4 Ekim 1962'den sonra ilk defa Ulusal Mecliste bir gensoru önergesi kabul edildi." dedi.
Hükümete karşı meclise sunulan 2 farklı gensoru önergesi çeşidi bulunduğunu ifade eden Camby, 1962'de dönemin Başbakanı Georges Pompidou'ya karşı sunulan gensoru önergesinin, Fransız Anayasası'nın 49. maddesinin 2. fıkrasına dayandığını belirtti. Camby, anayasanın ilgili fıkrası kapsamında, vekillerin en az yüzde 10'unun önergeyi meclise birlikte sunmaları gerektiğini kaydetti. Diğer yandan anayasasının 49. maddesinin 3. fıkrası kapsamında hükümetin bir tasarı için kendi sorumluluğunu riske attığı önerge çeşidi olduğunu anlatan Camby, 4 Aralık'tan önce bu önerge çeşidinin Fransa'da hiç uygulanmadığını söyledi.
Camby, Fransa'nın mevcut Anayasası'nın yürürlüğe girdiği tarihe işaret ederek, "1958'de düşünce şuydu, eğer hükümet kendisi için bir tasarının son derece önemli olduğu kanaatindeyse, o zaman kendi varlığını riske atabilir." ifadesini kullandı. 4 Aralık'ta 331 vekilin, Barnier hükümetine güvensizlik oylamasına destek verdiğini hatırlatan Camby, bu nedenle anayasanın 50. maddesi doğrultusunda hükümetin istifasını sunması gerektiğini aktardı.
BARNİER HÜKÜMETİ RUTİN İŞLERE BAKACAK
Camby, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, 5 Aralık'ta halka yaptığı sesleniş konuşmasında, yeni bir hükümeti atamanın birkaç gün süreceğini duyurduğunu kaydederek, "Michel Barnier'nin hükümeti rutin işleri yapmak için görevde kalıyor." dedi. "Rutin işler" kavramının idari hukuka dayandığının altını çizen Camby, bu kapsamda, düşen Barnier hükümetinin, atamalar veya işsizlik maaşıyla ilgili kurallarda düzenlemeler yapabileceğini ancak büyük çaplı bir reform yürütme yetkisi olmadığını söyledi. Camby, Barnier hükümetinin düşmesiyle asıl sorunun, 2025 bütçe ve 2025 sağlık sigortası bütçesinin akıbeti olduğunu belirterek, bu sorunun şu anda çözülemediğini belirtti.
ÖZEL YASA TASARISI
Cumhurbaşkanı Macron'un, gelecek yılın bütçesi konusunda "özel yasa tasarı" çözümüne doğru yöneldiğini kaydeden Camby, bu özel tasarı kapsamında kamu kurumlarının çalışmaya devam etmesi için en düşük seviyede harcamaların öngörüldüğünü anlattı. Fransız uzman, "Bu noktadayız, normal bir bütçe yasası olmasa bile kamu faaliyetinin devamlılığı sağlanabilir." dedi.
Bu özel tasarının, vergileri geçen yılki gibi toplamaya izin verdiğini aktaran Camby, olağanüstü koşullar söz konusu olduğundan bunun, "bir geçiş" dönemi için tasarlandığını kaydetti. Camby, yeni bir hükümet kurulmasa da mevcut Barnier hükümeti döneminde bu özel tasarının yürürlüğe girebileceğini dile getirdi.
ABD'deki gibi Fransa'da da bir "kapanma" yaşanma ihtimali olup olmadığı konusunda Camby, şu değerlendirmeleri yaptı: "Evet, bir ihtimal var, ABD'dekinden daha ciddi sonuçları olur. ABD'de 'kapanma', Başkan ve Kongre arasındaki diyaloğun durması anlamına geliyor. Kongre, topu gerektiğinden daha uzun bir süre elinde tutuyor ancak, ABD federal bir devlet olduğu için 'kapanmanın' Fransa'da neden olabileceği sonuçları orada yok. Fransa'da 1 Ocak'ta (bütçe) tasarımız olmazsa, vergi toplamaya izni ve harcamaların belirlenmesi yetkisi tehlikede olur. Bu nedenle şu anki risk, duyurulan özel yasa tasarısının oylanmaması veya Anayasa Konseyi tarafından iptal edilmesi olur." Camby, 1 Ocak'ta ufak da olsa bir bütçe olmazsa Fransa'nın uluslararası arena ve özellikle Avrupa düzeyindeki taahhütlerinin riske girebileceğini ifade ederek "Finanse edilmezse kamu kurumları çalışmaz. Bu da kamu kurumlarının düzenli işleyişinde bir kesinti olacak demek." diye konuştu. Jean-Pierre Camby, Fransa'nın bu raddeye kadar gelmeyeceği için "kapanma" riski olmadığı yorumunu yaptı.
MACRON OLAĞANÜSTÜ GÜÇLERE BAŞVURABİLİR
Camby, bütçe konusundaki özel tasarının geçmemesi halinde Macron'un, anayasanın 16. maddesinde yer alan "olağanüstü güçlere" başvurması gerekeceğini söyledi. Anayasanın Cumhurbaşkanına tanıdığı bu "olağanüstü güçlerin" askeri başkaldırma, toprakların işgal edilmesi gibi "kriz" anları için tasarlandığını vurgulayan Camby, eski Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle'un, bu güçlerin kullanılabileceği durumlarla ilgili atom bombası gibi krizlerden söz ettiğini aktardı. Jean-Pierre Camby, Macron'un "olağanüstü güçleri" kullanması durumunda, kamu özgürlüklerinde bir değişiklik yaşanmayacağını savundu.
Göreve gelecek yeni hükümetin meclis tarafından düşürülmeden ülkeyi yönetip yönetemeyeceğe konusunda Camby, "Bunu temenni ederiz çünkü eşi benzeri görülmemiş ciddi bir krizin içindeyiz. Finansal bir çerçeve (bütçe tasarısı) olmadan kalıcı olarak yaşamayız. (Mecliste) Bir denge olmalı ancak hükümeti düşürmek için birleşenler arasında bir anlaşma yok. (Siyasi) Sistemimizdeki kusur burada." ifadelerini kullandı. Camby, parlamenter sistemle yönetilen demokrasilerin ülkeyi yönetmek için uzlaşmaya varabildiğini ancak Fransa'da bugün yalnızca hükümeti "yok etmek" için bir anlaşmanın mevcut olduğunu kaydetti. "Mevcut mecliste yeni bir siyasi dengenin şartları oluşturulmalı" diyen Camby, bu meclisin en azından Eylül 2025'e kadar görevde olacağını belirtti.