Arakanlı Müslümanlara vatandaşlık hakkı tanımayan, onları temel insan haklarından mahrum eden ve geçtiğimiz yıl ağustostan beri 700 binini ana vatanlarından süren Myanmar hükümeti, bölgenin normalleştiğine dair propaganda yapmak için yabancı gazetecileri Arakan'a davet etti. Ancak gazetecilere getirilen kısıtlamalar ve adeta bir film seti gibi gezdirilen Arakanlı Müslümanların yaşam alanları, propagandanın geri tepmesine neden oldu.
GÖZ BOYAMADAN İBARET
AFP muhabiri Joe Freeman, 10 binden fazla Arakanlı Müslümanın katledildiği düşünülen 25 Ağustos 2017'den beri yabancılara kapatılan bölgeye, hükümetin mihmandarları eşliğinde gitti. Freeman imzalı izlenim yazısında bölgedekilerle gazetecilerin ancak devletin görevlendirdiği tercümanlarla iletişim kurmalarına izin verilmesi ve gazetecilerin sadece devletin tahsis ettiği araçlar ve yetkililerin belirlediği güzergahlarda gezdirilmiş olması gibi ayrıntılar dikkat çekti. Freeman, gazetecileri davet ederek Myanmar hükümetinin dünyaya "Myanmar hükümeti, Arakanlıları mülteci olarak kabul etmeye hazır ve istekli" mesajını vermeye çalıştığını ancak bu konudaki hazırlıkların göz boyamadan ibaret olduğunu aktardı. Myanmar askerlerinin Müslüman Arakanlıları katlettiği bir köyde araştırma yapan iki Reuters muhabirinin de tutuklandığı hatırlatılan yazıda, aşırılık yanlısı Budist grupların, Arakanlı Müslümanları ikinci sınıf vatandaş olarak görmeye devam etmesinin bölgedeki sorunun çözümüne engel olduğu da vurgulandı.
YARDIM ULAŞTIRILMASINA ENGEL
BM yetkilileri Arakanlı Müslümanlara yönelik uygulamaları 'etnik temizlik' şeklinde tanımlamış, dünyanın dört bir yanındaki sivil toplum kuruluşlarının ve Türkiye'nin başını çektiği devletlerin itirazlarına rağmen Myanmar hükümeti bölgeye yardım ulaştırılmasına engel oldu.