Suriye'de Beşşar Esed rejimi güçlerince yaklaşık 5 yıl boyunca alıkonulan Halepli Muhammed Salih Assaf, maruz kaldığı çeşitli işkenceleri ve tanıklık ettiği insanlık dışı uygulamaları anlattı. Muhammed Salih Assaf, Esed rejimi zindanlarında yıllarca işkencelere maruz kalan yüz binlerce Suriyeliden biri oldu.
2017'de henüz 17 yaşındayken Afrin'de aile ziyareti sırasında YPG/PKK'lı teröristlerce alıkonulan Assaf, kısa süre sonra rejimin güvenlik birimlerine teslim edildi. Halepli Assaf, yaklaşık 4-5 yıl boyunca rejim hapishanelerinde kaldı. "Tadamon Katliamı" görüntülerinin ortaya çıkması üzerine rejim, 30 Nisan'da sözde af yasasını açıkladı. Sivillere yönelik insan hakları ihlallerini belgeleyen Suriye İnsan Hakları Ağının (SNHR) açıkladığı son rakamlara göre, Esed rejimi göstermelik af yasasıyla sadece 539 kişiyi salıverdi.
Ağın tespit edebildiği rakamlara göre, daha önceki göstermelik aflara rağmen halen en az 151 bin 462 kişi rejim cezaevlerinde tutuluyor. 9 Haziran'da serbest kalan Assaf, "26 Haziran İşkence Mağdurlarıyla Uluslararası Dayanışma Günü" vesilesiyle Esed rejimi zindanlarında yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
"İŞKENCEDEN ZEVK ALIYORLARDI"
Türkiye'nin 2018'in başlarında Afrin'e başlattığı Zeytin Dalı Harekatı sırasında YPG/PKK'lı teröristlerce rejim güçlerine teslim edildiklerini söyleyen Assaf, "Bizi Halep'in kuzeybatısındaki Nubbül bölgesinde istihbarat birimine teslim ettiler. Bizi sorguya çektiler, bazılarımız ölene kadar işkence gördü. (Rejimin güvenlik unsurları) Silahlı eylemlere katıldığımızı itiraf etmemizi istediler ama etmedik." dedi.
Sonra rejim güçlerince Şam'daki Seydnaya Hapishanesi'ne sevk edildiklerini belirten Assaf, "Hapishaneye girmeden önce bütün elbiselerimi çıkarıp öyle arama yaptılar. Üzerimizde dinleme cihazı var mı diye kontrol ettiler." diye konuştu.
Assaf, işkence gördüğü ilk günde kafasına aldığı darbe ile bir süre hafıza kaybı yaşadığını belirterek şöyle devam etti: "(Rejim unsurları) Her türlü işkenceyi yapıyorlardı. Plastik su borusu ve sopayla işkence uyguluyorlardı. Vücudumun her yerinde yaralar oluştu. Bize yaptıkları işkenceden zevk alıyorlardı. Küfür ediyor ve kötü söz sarf ediyorlardı. Çok kötü muamele görüyorduk. Yemek olarak kapı altından ayaklarıyla ittirip döktükleri pilavı tane tane seçip yiyorduk."
Hapishanede en zor olan şeyin, verem olduğunu söyleyen Assaf, "Hastalığın etkileri yemek yememek, su içememek ve hareketsizlik. Hücrede 25 kişi kalıyorduk. Tedavi için hastaneye götürdüklerinin boyunlarını kırıyor ya da boğup öldürüyorlardı. İşkence sonucu oluşan yaralara kurt düşüyor ve hiç tedavi edilmiyordu. Hastalar üç gün direnebiliyor, üçüncü günün sonunda kanamadan ölüyorlardı." diye konuştu.
Asaaf, Esed rejimi güçlerinin alıkoyduğu yaşlılara daha fazla işkence yaptığını vurgulayarak "Hapishaneye sağlam girenler ya sakat kalıyor ya da ailesini göremeden ölüyor." ifadelerini kullandı. Sözde af yasasıyla rastgele seçilerek salıverildiğinin altını çizen Assaf, "Hapiste kalan herkes, ailelerine sağ olduklarını bildirmemi istedi. Tek isteğim herkesin serbest bırakılması ve çektikleri işkencenin sonra ermesi." dileğinde bulundu.