Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kriter Dergisi'ne verdiği röportajda, SETA Genel Koordinatörü ve Sabah Gazetesi yazarı Burhanettin Duran'ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Kovid-19 salgınının tüm dünya gibi Türkiye'yi de etkilediği hatırlatılarak, salgın sonrası dünya düzenine ilişkin değerlendirmelerinin sorulması üzerine Kalın, salgının, dünya sisteminin kırılganlığını ortaya koyarken, uluslararası dayanışmanın önemini de hatırlattığına işaret etti.
BATI DIŞINDA BAĞLAR VAR
Kalın, "NATO'nun güçlü bir müttefiki olarak, Batı dünyası dışında önemli angajmanlarımız var. AB ile üyelik müzakeresi yaparken ve Avrupa'yla ticaretimizi artırmamız, Afrika'yla ilişkilerimizi derinleştirmeye mâni değil. Orta Asya Türk Cumhuriyetleriyle sahip olduğumuz güçlü bağlar, Rusya'yla iyi ilişkiler kurmamıza engel değil" görüşlerine yer verdi.
BAŞKA ADIMLAR İZLEYEBİLİR
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, 2022'de Doğu Akdeniz, Türkiye-Yunanistan ilişkileri ve Kuzey Afrika gibi konulara ilişkin öngörülerinin sorulması üzerine, şu yanıtı verdi: "2022 bölgesel yeni açılımların olduğu ve normalleşme adımlarının hızlandığı bir yıl olacak. Biz, bize el uzatan kimsenin elini havada bırakmayız. Bize doğru dostane bir adım atana biz iki adım atarız. Dönemsel kriz ve gerilimleri geride bırakıp yeni normalleşme adımları atmayı önemsiyoruz. Son dönemde Mısır ve BAE ile atılan adımları bu çerçevede değerlendiriyoruz. Bunu başka adımlar da izleyebilir. Tüm bunların ulusal çıkarlarımıza, bölge vizyonumuza ve küresel barışa katkı veren adımlar olduğuna inanıyoruz." ANKARA
ÖN ALICI BİR DIŞ POLİTİKA
Kalın, şu değerlendirmelerde bulundu: "Türkiye barış, güvenlik, istikrar ve refah kavramlarına geniş bir zaviyeden bakmak zorunda. Körfez krizinden Libya'ya, Karabağ Savaşı'ndan Doğu Akdeniz'e kadar bizi özellikle ilgilendiren bölgesel gelişmelere bigane kalmamız söz konusu değil. Siz yok saymaya çalışsanız da bu sorunlar, eğer zamanında ön almazsanız, gelir kapınıza dayanırlar ama bu sefer siz hazırlıksız yakalanırsınız. Türkiye'nin böyle bir lüksü yok. Dolayısıyla 2022'de ve 2023'e giden süreçte Türkiye ön alıcı bir dış politika perspektifiyle milli imkân ve kabiliyetlerini artırırken, bölgesel ve küresel ittifaklarını da güçlendirmeye devam edecek."