Aynı zamanda "işgalcilerin" de Filistin'deki bazı camilerde Kur'an-ı Kerim yırttığı ve Müslümanların ilk kıblesine saygısızlık ettiğine işaret edilen açıklamada, daha önce de hakaret içeren karikatürlerin de yayınlandığı ancak hükümetlerin ve halkların etkili bir tepki göstermediği kaydedildi.
Bunların karşısında alimlere bilinç oluşturma, tebliğ ve İslam'ın kutsallarını koruma rolünün düştüğü belirtilen açıklamada, "Tüm Müslüman alimleri 7 Temmuz'a tekabül eden cuma hutbesinde İsveç'te Kur'an-ı Kerim'in yakılmasını kınama ve Mescid-i Aksa ve Filistin'deki kutsallarımızı koruma konularından bahsetmeye çağırıyoruz." denildi.
Açıklamada, cuma hutbelerinin bu menfur fiilleri ve suçları kınamaya, Müslümanların kutsallarını hedef alan her türlü eylemi reddetmeye, Kur'an-ı Kerim'in tüm Müslümanların hayatındaki öneminin anlatılmasına ayrılması gerektiği ifade edildi.
Müslümanların dinlerine ve ilk kıblelerine karşı görevleri konusunda bilinçlendirilmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, Müslüman ülkelere bu tür suçları işleyenlere karşı diplomatik ve ekonomik boykota yönelik pratik önlemler alma çağrısı yapıldı.
Müslüman ülkelerin hükümetlerine insan hakları örgütleriyle işbirliği içinde dinlere hakareti suç sayan bir yasa çıkarmaya davet edildiği açıklamada, sonrasında söz konusu yasayı dine yönelik saldırının uluslararası barış ve güvenliği ihlal etmesi sebebiyle Birleşmiş Milletlere sunmaları gerektiği kaydedildi.
Açıklamada, Müslüman azınlıklara da konuyla ilgili "barışçıl ve medeni bir şekilde" hareket etmeleri, gösteriler yapmaları ve yargıya başvurmaları çağrısı yapıldı.