Abdullahiyan'ın Azerbaycan-İran sınırı yakınlarında üçüncü ülkelere ait güçlerin bulunduğu yönünde iddialarına ilişkin yazılı açıklama yapan Abdullayeva, "Hiçbir dayanağı olmayan bu iddiaları kabul etmiyoruz. Azerbaycan topraklarında devletimize veya komşu ülkelere tehdit oluşturabilecek terör unsurları da dahil olmak üzere herhangi bir gücün varlığı tartışılamaz bile. Maalesef 44 günlük savaşta bazıları bu gibi asılsız iddialarda bulundu. Bu iddiaların mesnetsiz olduğunu o zaman belirtmiştik, şimdi de yineliyoruz ve şu ana kadar Azerbaycan'a bu hususta herhangi bir delil sunulmamıştır." ifadelerini kullandı.
BU SÖZLERLE TEPKİ GÖSTERDİ
Abdullayeva, uluslararası kabul görmüş sınırların dokunulmazlığının Azerbaycan için her zaman temel ilkelerden biri olduğunu kaydederek "Azerbaycan yıllarca işgalden, uluslararası sınırlarının ihlalinden muzdarip oldu. Özellikle İran'la sınırımızın 130 kilometreden fazla kısmı uzun yıllar Ermenistan'ın işgali altında kaldı. Ne yazık ki bu yıllar içerisinde dost İran devletinden, sınırımızın bir kısmının işgal altında bulunmasına ilişkin şimdiki gibi sert tepki duymadık." ifadelerine yer verdi.
İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan'ın "dış güçlerin Azerbaycan'a müdahalesi" iddiasını Abdullayeva, "Azerbaycan her zaman ulusal çıkarlarına dayalı bağımsız dış politika izlemiş ve son 30 yılda attığı somut adımlarla bunu defalarca kanıtlamıştır. Komşu ülkelerle dostane ve iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi dış politikamızın temel önceliklerinden biridir ve bu yönde sürekli adımlar atıyoruz." şeklinde yanıtladı.
Abdullayeva, Azerbaycan'ın İslami dayanışma konusuna çok duyarlı olduğunu, İslam İşbirliği Teşkilatında aktif konumuyla öne çıktığını vurgulayarak şunları kaydetti:
"Azerbaycan topraklarının işgal durumunun sona ermesi, o bölgede Ermenistan'ın büyük miktarda silah stoklaması, uyuşturucu kaçakçılığı, teröristlerin eğitimi gibi yasa dışı faaliyetlerinin önlenmesi, İslam dini ve kültürel anıtlarına yaptıkları hakaret ve tahribatlara son verilmesi, 30 yıllık hasretten sonra Azerbaycanlı göçmenlerin ata topraklarına dönmeleri, bölgede istikrar ve güvenliğin sağlanmasının İran'ın da çıkarına olacağını düşünüyoruz."