Yunanistan'da yüzde 7 oy alarak 2015'te ilk kez parlamentoya giren, "aşırı milliyetçilerin partisi" olarak bilinen Altın Şafak'ın (Hrysi Avgi -H.AV) polisle işbirliği yaptığı ortaya çıktı. Eylül 2013'te Pavlos Fissas isimli 34 yaşındaki rock şarkıcısının bir Altın Şafak üyesi olan Yorgos Rupakios tarafından öldürülmesinin ardından başlayan süreçte, Yunan yargısının "suç örgütü" olarak ilan ettiği Altın Şafak'ın önce emir komuta-zinciri deşifre oldu. Partinin genel başkanı ve kurmayları gözaltına alındı. Ülkede ve dünyada büyük yankı uyandıran dava hala sürerken, yargılanan Altın Şafak üyelerinin Yunan mahkemelerinde dinlenen telefon kayıtları, partinin polisle yakın ilişkisini kanıtladı.
POLİS İLE İŞBİRLİĞİ
Cinayet gecesinde ve onu takip eden günlerde yapılan telefon görüşmelerinden, önde gelen Altın Şafak üyelerinin bazı Yunan emniyet mensupları ve teröre karşı mücadele mensuplarıyla "yakın işbirliği" ortaya çıktı. Yunan Gizli İstihbarat Teşkilatı'nın (EYP) edindiği ses kayıtlarında adı açıklanmayan bir emniyet amirinin, ırkçılık ve Altın Şafak karşıtı solcu gösterilerle ilgili bilgileri parti üyelerine ihbar ettiği duyuluyor. Başka bir telefon görüşmesinde terörle mücadele ekiplerinin Pire'deki Komünist Parti desteğiyle yapılan bir liman işçileri gösterisiyle ilgili bilgiler parti üyeleriyle paylaşılırken, diğer bir konuşmada bir polis memurunun parti ile ilişkisinin ortaya çıkmasından endişe duyduğu duyuluyor.
Bir duruşmada dinlenen başka bir ses kaydındaysa, parti savunmalarını üstlenen avukatların tavsiyesi üzerine, parti üyeleri arasında "sahte " telefon görüşmelerinin düzenlendiği anlaşıldı. Tüm bu gelişmelerin ardından İçişleri Bakanlığı devreye girdi ve Altın Şafak'ın güçlü olduğu Pire'nin Nikea semtindeki emniyet amirini görevden aldı. Atina ve Pire emniyet müdürlüğü içinde de tasfiyeler yapıldı ve birçok polis memuru ile terörle mücadele mensuplarının görevlerine son verildi.
SADECE AŞIRILAR OY VERMİYOR
2015'teki seçimlerde Altın Şafak'a kimlerin oy verdiği üzerine yapılan bir araştırma, partiye oy verenlerin ezici bir çoğunluğunun sanıldığı gibi, aşırı milliyetçilerden değil, "ekonomiyi batırmakla" suçladıkları siyasi statükoya karşı çıkanlardan oluştuklarını göstermişti. Araştırmada polis ve askerlerin çoğunun da parti için oy kullandığı anlaşılmıştı.