Dünyanın gözü Türkiye'de 28 Mayıs'ta gerçekleşecek ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçiminde. Haftalardır yakından takip edilen seçim sürecinde Türk halkı kararını verdi. 14 Mayıs'ta bir kez daha sandıktan farkla birinci çıkan Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi başarısı Batı medyası tarafından bir kez daha mercek altına alındı.
Başkan Erdoğan'ın Türk dış politikasına verdiği yön Alman devlet kanalı ZDF'de masaya yatırıldı.
"ERDOĞAN DIŞINDA KİMSEDE BUNU HİSSETME YETENEĞİ YOK"
ZDF sunucusu Markus Lanz, "Bir yerlerde güç noktası oluştuğunda Erdoğan dışında hiç kimsede bunu hissetme yeteneği yoktur. Bir yerlere girme şansı varsa. Ve o da (Erdoğan) orada. Bugünkü durum Suriye'de, Irak'ta böyledir, Libya'da, Azerbaycan'da, Ukrayna'da... Her yerde Türk SİHA'ları uçuyor. Yani başka bir deyişle 'Erdoğan her yerde müdahil'" analizini yaptı.
Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Milletvekili ve Almanya Federal Meclis Dış Politika Komisyonu Başkanı Norbert Röttgen ise Lanz'ın sözlerine hak vererek şu ifadeleri kullandı:
Bu gerçekten böyle ve ardından gelişen savaşta Türkiye tarafından desteklenen Azerbaycan, Rusya tarafından desteklenen Ermenistan'a karşı orada Türk SİHA'ları belirleyici oldu. Erdoğan bütün bölgede, bölgeye kapsamlı bakıldığında... Erdoğan'ın sürekli dengeli faaliyetler yürüttüğü çok büyük bir saha... Libya mesela... Orada aktif... Aynı zamanda Doğalgaz sondaj faaliyetleri yürütüyor. Libya hükümeti ile anlaşmalar sağladı. Bu, onu aynı zamanda enerji politikasıyla da ilişkilendirdiği anlamına gelir.
"MUAZZAM BİR ŞEKİLDE DENGELİYOR"
Bütün bölgesel politikada; Kıbrıs sorunu, Yunanistan, Kafkasya, Azerbaycan, Suriye politikası, Rusya politikası... Çünkü ondan sonra gelecek olanın orada bir şeyleri değiştirmek için manevra alanı olmayacak ve böylece dengede tutuyor her şeyi. Tarafsız anlaşılmam için cümlelerimi dikkatli kurmam gerekiyor. O bunu muazzam bir şekilde dengeliyor. O NATO üyesi... Yani Türkiye uzun zamandır NATO üyesi... NATO'nun en güçlü ikinci ordusuna sahip ve aynı zamanda Rusya ile sıkı ekonomik ilişki içerisinde; Yani, Türkiye; AB'nin yaptırımlarında, Batı'nın Rusya'ya karşı yaptırımlarında beraber hareket etmiyor. Tam aksine, Türkiye ve Türk şirketleri önemli bir merkezdir.
Ve aynı zamanda tahıl koridoru anlaşmasında Türkiye son derece önemliydi tahılı çıkartmak için... Türkiye deyim yerindeyse Montro anlaşmasıyla İstanbul Boğazı'na erişimi kontrol ediyor. Böylelikle savaş gemilerinin, her çeşit aynı zamanda rus savaş gemileri de giremedi. Bu gerçekten dengeli çok kutuplu bir dış politika... Türk etkisi olan, ayrıca Türk büyüklüğünün gösterilmesi ve milliyetçiliği olan bir politika ve bu bütün bölgede yayılan Arap bölgesinden tutun Güney Kafkaska'ya ve Doğu Akdeniz'e kadar... Bu muazzam bir karmaşık ağ ve bu kontrolü sağlıyor.
ERDOĞAN'A GÜVENEBİLİYORSUNUZ
Güç değişimi yaşanayacağını inanılıyor. Kriz dönemlerinde hele ki depremden sonraki durumlarda ondan ne isteyebileceğinizi biliyorsunuz. Kılıçdaroğlu'nu bilmiyorsunuz liderlik yapabilir mi diye. Erdoğan ise bu konuda birçok başarıya imza attı.