ABD’de Demokratların dönemi bitti: Eski yönetimin dış politika karnesi belli oldu
ABD’de yeni liderin Donald Trump olarak seçilmesi Demokratların devrini bitirdi. Son 4 yıldır ülkeyi yöneten Joe Biden ve Kamala Harris ikilisi ülkenin dış politikasını şekillendirdi. Eski yönetim en çok da İsrail'in Gazze'deki soykırımındaki ortaklığıyla, Rusya karşısında Ukrayna'ya verdiği güçlü destek ve Çin'le küresel rekabette pozisyonunu koruma stratejisiyle kayıtlara geçti.

ABD'de 5 Kasım'da yapılan başkanlık seçimlerinden Cumhuriyetçi Donald Trump'ın zaferle çıkmasının ardından gözler Demokrat Biden-Harris yönetiminin dış politika karnesine çevrildi.
2016-2020 döneminde ABD'nin uluslararası sistemdeki rolünü sorgulatan ve en yakın müttefikleriyle bile sorunlar yaşayan Donald Trump'ın ardından 20 Ocak 2021'de iktidara gelen Demokrat yönetim, "ABD'nin küresel diplomasideki rolünü" yeniden tahkim etmek ve ittifak ilişkilerini güçlendirmek mottosuyla işe koyuldu.
Büyük ölçüde Başkan Joe Biden, Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'ın şekillendirdiği dış politika mimarisi 7 Ekim 2023'e kadar "Rusya'ya karşı Ukrayna'yı desteklemek" ve "Çin'le küresel rekabette yarışı sürdürmek" şeklinde özetlenebilecek bir dengede gitti.
7 Ekim 2023'teki Hamas saldırılarının ardından Orta Doğu'daki dengeler değişirken, Biden yönetimi sorguya mahal bırakmadan, tüm ulusal ve uluslararası kamuoyu eleştirilerine rağmen İsrail'e koşulsuz destek verdi.
4 yıllık dış politika sürecinin son 1 yılına Gazze soykırımındaki ortaklığı damga vuran Demokrat Biden-Harris yönetimi, diğer küresel meselelerin ötesinde İsrail'in katliamlarına verdiği destekle hatırlanacak.

TRUMP'IN TAM TERSİ KARARLAR ALDI
20 Ocak 2021'de yemin ederek göreve başlayan Biden, ilk gününde 10 başkanlık kararnamesine imza attı. Trump'ın birçok adımını geçersiz kılmayı amaçlayan kararlara imza atan Biden, ilk gününde Paris İklim Anlaşması'na geri döndü, Keystone XL Boru Hattı Projesi'ni iptal etti, bazı Müslüman ülke vatandaşlarına uygulanan vize yasağını kaldırdı, sınıra inşa edilen duvarın yapımını durdurdu.
Akabinde de Trump'ın ayrıldığı Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) geri dönen ve bazı ülkelerden ABD'ye seyahatlerde Kovid-19 sınırlandırmalarını geri getiren Biden, ilk 100 gününde 42 başkanlık kararnamesine imza atarak bu alanda rekor kırdı.
Aldığı kararlarda "Trump'ın verdiği zararı telafi etmek" vurgusu yapan Biden yönetimi, dış politikada hızlı bir şekilde müttefiklerle ilişkileri tamir etme misyonuna başladı.

İSRAİL'E KOŞULSUZ DESTEĞİ TEPKİLERE NEDEN OLDU
Biden-Harris döneminin dış politikaya olumsuz anlamda damgasını vuran süreç, kuşkusuz ABD yönetiminin Ekim 2023'ten bu yana İsrail'e verdiği koşulsuz destek oldu.
7 Ekim 2023'ten önceki süreçte "İran ve vekillerine karşı İsrail'in savunmasına destek" ile Filistin konusundaki geleneksel "iki devletli çözüm" pozisyonu arasında bir "denge" siyaseti güden Biden yönetimi, 7 Ekim'den sonraki süreçte tüm gücünü İsrail lehine ortaya koydu.
18 Ekim 2023'te İsrail'i ziyaret eden Biden, burada hem İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya hem de İsrail halkına "en güçlü şekilde arkanızdayız" mesajı verdi.
Washington'a döndükten sonra, İsrail'e yıllık 3,5 milyar dolarlık rutin askeri yardıma ek olarak yeni askeri yardımlar için harekete geçen Biden-Harris yönetimi, bir yıl içinde İsrail'e toplamda 17,9 milyar dolarlık askeri yardım gönderdi.
İsrail'in saldırıları ve insani yardımları engellemesi karşısında artan tepkileri dindirmek için Biden, şubat ayında bir adım atarak, ABD'den askeri yardımı alan ülkelerin insani yardımları kasten engellemediğinin Kongreye rapor edilmesini zorunlu kılan bir memorandum yayımladı.
Bu memorandumun ardından Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrail'in Gazze'ye insani yardımları kasten engellediği yönündeki resmi raporları dahi göz ardı ederek 10 Mayıs'ta Kongreye "İsrail kasten insani yardımları engellemiyor" şeklinde bildirimde bulundu.
Aksi halde, ABD Dış Yardımlar Yasası'nın "620 I" bölümüne göre İsrail'e askeri yardımları askıya almak zorunda kalacak olan Biden yönetimi, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansının (USAID) "İsrail Gazze'de kasıtlı olarak gıda yardımlarının girişini engelliyor" şeklindeki resmi raporlarını görmezden geldi.
Benzer şekilde Dışişleri Bakanlığı Nüfus, Mülteciler ve Göç Bürosu da Blinken'a gönderdiği raporda, "İsrail'in Gazze'ye giden insani yardımları kasıtlı olarak engellediği" ve dolayısıyla "ilgili yasa çerçevesinde İsrail'e gönderilmesi planlanan paranın dondurulması gerektiği" yönünde bildirimde bulundu.
9 Mart'ta yaptığı açıklamada "İsrail'in Refah'a olası kara saldırısını kırmızı çizgi sayarım" yorumunu yapan Biden, İsrail ordusunun mayıs ayından itibaren kente yaptığı saldırılar karşısında üstü örtük hafif eleştiriler dışında somut bir tepki ortaya koymadı.
Son 1 yılda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi gündemine gelen 3 farklı "Gazze'de ateşkes" tasarısını da veto eden ABD, uluslararası arenada da İsrail'e kalkan olmaya devam etti.