Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, vize serbestisi konusunda "Eğer vize serbestisi gerçekleşmezse, Geri Kabul Anlaşması'nı zaten yürürlüğe koymuyoruz. Eğer sene sonuna kadar gerçekleşmezse, zaten vakit geçti ama, sene sonunda bir takvim olarak söylemiyorum doğal bir ölüm süreci gerçekleşir bu sürecin. Ondan sonra da Geri Kabul Anlaşması'nın hayatta olmasının bir manası kalmaz. Feshedilmesi yoluna gidilir." dedi.
Çelik, Birles¸ik Krallık Dıs¸is¸leri Bakanlıgˆı Avrupa ve Amerika'dan Sorumlu Devlet Bakanı Alan Duncan ile Bakanlıkta ortak basın toplantısı düzenledi.
BREXIT İNGİLTERE'NİN AB'DEN ÇIKMASI OLARAK ALGILANMAMALI
Bakan Çelik, İngiltere'nin AB'den ayrılma süreciyle ilgili olarak, Bretix'i izleyen dönemde İngiltere'nin AB'den çıkma sürecini başlattığı, öte yandan Avrupa'dan çıkmadığı değerlendirmesinde bulundu. İngiltere'nin her zaman bir Avrupa devleti ve gücü olduğunu, bundan sonra da bu rolünü sürdüreceğini dile getiren Çelik, Brexit'in, İngiltere'nin AB'den çıkması olarak algılanması, Avrupa'dan çıkması olarak görülmemesi gerektiğini anlattı.
TÜRKİYE'DE BİRİNCİ SINIF BİR AVRUPA DEMOKRASİSİ VARDIR
Türkiye'nin AB üyesi olmadığını ancak tarih boyunca bir Avrupa gücü ve devleti olduğunu ifade eden Çelik, "15 Temmuz bir daha gösterdi ki Türkiye'de birinci sınıf bir Avrupa demokrasisi vardır. Yüksek standartlı bir demokrasidir bu." dedi.
Dün uluslararası bir haber ajansına, AB'nin Türkiye'ye verdiği taahhütleri yerine getirmediği, vize serbestisinde AB sözünü tutmazsa Geri Kabul Anlaşması'nın yürürlüğe koyulmayacağı, gerekirse feshedileceği yönündeki açıklamalarının hatırlatılması ve bu konuda yeni bir gelişme olup olmadığını sorulması üzerine Çelik, AB'nin Türkiye'ye verdiği sözleri tutmadığını söyleyerek "Ne gönüllü yerleştirmeler yolunda gidiyor, ne Avrupa'ya alınması gereken mülteci sayıları konusunda doyurucu bir rakama ulaşılmış durumda, ne de Türkiye'ye vadedilen mali yardımlar etkili şekilde geliyor. Hiçbiri söz konusu olmuyor." ifadesini kullandı.
Mekanizmaların son derece yavaş işlediğini anlatan Çelik, "Vize serbestisi konusunda terör yasamızın değiştirilmesinden bahsediliyor. Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) Türkiye'ye saldırıyor, PKK saldırıyor, DEAŞ saldırıyor. Türk ordusu, 55-65 ülkelik koalisyonun baş edemediği DEAŞ ile, Cerablus'a girdi mücadele etti. İlk defa Avrupa sınırları DEAŞ'tan temizlendi, NATO sınırları DEAŞ'tan temizlendi. Bu bizim başarımızdır." diye konuştu.
Sığınmacı krizinin, küresel sistemin karşı karşıya kaldığı en büyük krizlerden biri olduğunu, AB'nin bu krizi ancak Türkiye ile iş birliği yaparak yönetebildiğini vurgulayan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Böyle bir şart altında bize 'Terör yasanızı değiştirin' demek, Türkiye'nin güvenliğini tehlikeye atmaktır, Avrupa'nın güvenliğini tehlikeye atmaktır. Biz diyoruz ki 'Terörle ilgili konuyu AB Konseyi'ndeki mekanizmalara bırakalım ve Türkiye'ye vize serbestisi verilsin'. Ama buna rağmen, bu tip verimli yollar varken, pozitif yollar varken, Türkiye'nin bu şartlar altında terör yasasını değiştirmesinde ısrar edilmesinden biz şunu anlarız. Demek ki bu vize serbestisi konusunda samimi davranmıyorlar. İşi yokuşa sürmeye çalışıyorlar. Eğer vize serbestisi gerçekleşmezse, Geri Kabul Anlaşması'nı zaten yürürlüğe koymuyoruz. Eğer sene sonuna kadar gerçekleşmezse, zaten vakit geçti ama, sene sonunda bir takvim olarak söylemiyorum, doğal bir ölüm süreci gerçekleşir bu sürecin. Ondan sonra da Geri Kabul Anlaşması'nın hayatta olmasının bir manası kalmaz. Feshedilmesi yoluna gidilir."