istikrarsızlıklarla birlikte iki demokratik ve istikrarlı ülkenin ilişkilerinin normalleşmesi çok olumlu. İleride iki ülke arasında iş birliği de sağlanacak ve bu çok önemli." dedi.
İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) çatısı altında faaliyet gösteren Küresel Siyasalar Eğilimler Merkezinin "Siyasal Diyalog Projesi" kapsamında 7'ncisi düzenlenen yuvarlak masa toplantısı, "İsrail-Türkiye Anlaşmasına Doğru" başlığıyla gerçekleştirildi.
Toplantıya, İsrail Milletvekili Ksenia Svetlova, İsrail'in İstanbul Başkonsolosu Shai Cohen, Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi Başkanı Doç. Dr. Mesut Özcan ile emekli büyükelçi ve İKÜ Öğretim Görevlisi Dr. Oğuz Çelikkol katıldı.
Svetlova, Türkiye-İsrail arasında yapılacak anlaşmaya ilişkin, "Ortadoğu'daki istikrarsızlıklarla birlikte iki demokratik ve istikrarlı ülkenin ilişkilerinin normalleşmesi çok olumlu. İleride iki ülke arasında iş birliği de sağlanacak ve bu çok önemli" değerlendirmesinde bulundu.
Şu anda herhangi somut bir anlaşma bulunmadığına değinen Svetlova, "Duyduklarıma göre Gazze meselesi tabii ki konuşuluyor ve Türkiye'nin insani yardımlarının Gazze'ye ulaştırılması için bir avantaj sağlanıyor. Bunu önemli olarak görüyoruz. Çünkü bu sadece Filistinlilerin hayatını iyileştirmek için değil, iki ülkenin ortak bir anlayış, iş birliği alanı yaratmak açısından önemli. Hem Filistinlilerin güvenliği için önemli bu. Çünkü Filistinlilerin güvenliği İsrail'in güvenliği anlamına geliyor." diye konuştu.
Svetlova, Mavi Marmara konusunda ise İsrail'in Türkiye'den özür dilediğini hatırlatarak, "Biliyorsunuz özür konusu vardı, bununla ilgili özür dilendi. Geri kalan tazminat konusu görüşmeler de devam ediyor. Burada Türkiye'ye de iş düşüyor. Hayatını kaybedenlerin ailelerine ödenecek tazminatla, bunu koordine etmekle ilgili. İleride bu sorunun daha da ateşlenmemesini, tekrar yaşanmamasını umut ediyorum. Özür ve tazminatın gerçekleşmesi önemli. İki ülke gelecek için birlikte hareket etmeli." dedi.
- "Bölgede Arap baharından sonra çok ciddi bir alt-üst yaşanıyor"
Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi Başkanı Doç. Dr. Mesut Özcan da, Suriye'deki durumun hem İsrail hem de Türkiye için tehdit oluşturduğunu belirterek, "Türkiye için şu an daha açık bir tehdit oluşturuyor. Bundan dolayı anlaşmadan sonra bu meseleyle ilgili bir yansıması olacaktır ama öncelik bu mesele olmayacaktır." diye konuştu.
Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleştirilmesi konusunda bir dizi süren görüşme olduğunu kaydeden Özcan, şunları söyledi:
"Pazar günü yapılacak görüşme ile anlaşma sağlanabilirse bir sonuç alınmış olacak. Türkiye-İsrail ilişkileri normalleşmesi, Türkiye'nin bölgesel ilişkilerini etkileyen unsurlardan birisi. Bölgede Arap baharından sonra çok ciddi bir alt-üst yaşanıyor. Ortaya çıkan bir dizi güvenlik sorunu var. İki tarafından güvenlik endişesinden dolayı birbirine yakınlaştığını görüyoruz. İki ülkenin güvenlik endişesinden dolayı birlikte hareket etmesi gündeme gelecektir."
"Anlaşmanın altyapısını oluşturulmaya çalışılıyor"
İsrail'in İstanbul Başkonsolosu Shai Cohen de AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye-İsrail arasında varılacak anlaşmanın altyapısını oluşturmaya çalıştıklarını, ticari, kültürel ve ekonomik çalışmalarının devam ettiğini anlattı.
Cohen, Haaretz'in Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşmesi için yürütülen ve pazar günü karara bağlanması beklenen görüşmeden anlaşma çıkması halinde, İsrail Güvenlik Kabinesi'nin çarşamba günü anlaşmayı görüşmek için toplanacağına ilişkin haberini, "İsrail Güvenlik Kabinesi'nin anlaşma için toplanacağı, anlaşmayı onaylayacağı gibi buna dair yapılan haberler spekülasyon. Resmi bir bilgi değil." şeklinde değerlendirdi.
Türkiye-İsrail arasında yapılacak anlaşmada İran'ın birinci veya ikinci amaçları arasında yer almadığını belirten Cohen, "İran'ın bölgede gerçekleştirdiği hamleler gizli hamle değil. İran'ın 5+1 ülkeleri ile yaptığı anlaşma çerçevesinde hareket edip anlaşmayı göz önünde bulundurması gerekiyor." diye konuştu.
Cohen, Gazze'nin yapımında İsrail'in yer aldığını ve Gazze'nin yeniden inşası konusunda Türkiye'nin önemli bir aktör olduğunun farkında olduklarını vurguladı.
İsrail'in Suriye'de bazı "kırmızı" çizgisi olduğunu ifade eden Cohen, "Golan tepelerindeki terörle mücadele... Orada terör olmayacak. Suriye'den İsrail'e bir terör saldırısı olmayacak, yani sınırlarımızın güvenli olması... Suriye tarafından Hizbullah ve öbür güçlere silah dağıtımının olmaması... Kimyasal silahların dağıtımının önlenmesi... Bu çizgiler dışında Suriye'nin içişlerine karışmıyoruz. Biz Esad'ın karşısında veya yanında diye olaya bakmıyoruz." dedi.
- "Böyle bir aşamada Türk-İsrail ilişkilerinin normalleşmesi önemli"
Türkiye'nin İsrail Büyükelçiliği görevinde de bulunan, emekli büyükelçi ve İKÜ Öğretim Görevlisi Dr. Oğuz Çelikkol ise pazar günü önemli bir toplantının olacağını dile getirerek, toplantıda bir anlaşma çıktığı takdirde Türkiye-İsrail ilişkilerinde normalleşme ihtimalinin ortaya çıkacağının görüldüğünü söyledi.
Çelikkol, bölgede çok önemli gelişmelerin meydana geldiğine işaret ederek, şöyle konuştu:
"İki komşumuzda çok büyük bir iç savaş yaşanıyor. Bu iç savaş, bölgedeki tüm dengeleri değiştirecek sonuçlar doğurabilir. Böyle bir aşamada Türk-İsrail ilişkilerinin normalleşmesi önemli. Çünkü Türkiye'nin baştan beri üç şartı vardı. Bu anlaşmanın üçüncü şartı Gazze'ye Türkiye'nin yeraltı, elektrik, su gibi yardımların yapılması da beraberinde getiriyor. Bu anlaşma, Filistin sorunun çözümü için hemen bir etkili olmaz, ama Türkiye'nin ileriki dönemlerde Filistin sorununda daha iyi bir rol oynayabilmesi için önemli. Sadece Filistin sorunu değil, Filistin içi Hamas ile El Fetih arasındaki sorunların çözümünde de daha fazla rol oynayabilme imkanı tanıyabilir."
Türkiye'nin İsrail'deki son büyükelçisi olduğunu hatırlatan Çelikkol, "Normalleşme demek yeni bir büyükelçinin atanması demek. Türk Dışişleri Bakanlığında bir yaş limiti var. O yaş limitini doldurduğum için emekli oldum. O bakımdan tabii inşallah genç bir arkadaşımız normalleşmeyle birlikte gidecektir." dedi.