Anne karnındaki bebekler, müzik de dahil pek çok sesi duyabiliyor. Hatta klasik müzikle sakinleşip, rock müzikle hareketlenebiliyorlar. Zaten doğumdan sonra annelerin söylediği ninnilere verdikleri tepkiler de, bebeklerde müziğe karşı olan duyarlılığın ne kadar erken başladığının bir göstergesi. Klinik Psikolog Elçin Külahçıoğlu; bebeklerin anne karnındayken hangi dış sesleri duymaya başladığını ve nasıl tepkiler verdiğini anlattı.
Müzik bir ifade biçimi
Kendini dışavurum ve duyguları ifade biçimi olarak müzik, çoğu zaman bireylerin kendini bulması ve duygularına tercüman olması şeklinde ifade edilir. Müziğin; rahatlatma ve kas gevşetme etkisi olduğu gibi, mutluluk arttırıcı ve pozitif duyguları tetikleyici olabildiği bilinir. İnsan bedeni hep bir ritim döngüsü içinde çalışır, diğer bir deyişle bir ritim ifadesi olarak tıkır tıkır çalışır ve bu nedenle küçük büyük her canlı, ritim duygusundan haz duyar. Hatta müziğin insan ruhuyla olan yakın ilişkisini temel alan müzikle terapi yöntemleri de ritimler aracılığıyla beden ve duyguların arasında bağlantılar kurulmasını hedefler. Dil gelişimi tamamlanmamış bireylerde ya da travma yaşamış çocuklarda, müzik aracılığıyla iletişim kurmak kişinin kendini ifadesi açısından etkili yöntemlerden biridir.
Bebeği sakinleştiren annesinin sesi
Anne karnındaki bebeğin, 16. haftadan itibaren işitme duyusu gelişmeye başlar. Birçok araştırma gösterir ki; bebeğin anne karnındayken duyduğu sesleri doğduktan sonra duyması, sakinleşmesine ve kendini daha güvende hissetmesine yardımcı olur. Bunun en iyi örneği, anne karnındaki bebeğin annesinin sesine maruz kalması ve doğduğu andan itibaren de o sesi tanımasıdır. Bebeğin en net duyabildiği ses, annesinin sesidir. Çünkü ses ona dışarıdan değil, vücudun içerisinden direkt olarak iletilir. Bebeklerin, anne karnındayken duyduğu müzikleri de doğduktan sonraki 4 aya kadar hatırladıkları gözlemlenmiştir. Dolayısıyla bebeğe tanıdık gelen sesler, bu belli tip bir müzik de olabilir, kendisini güvende hissederek rahatlamasını sağlayacaktır. Bu durum, doğduktan sonraki süreçte kullanılarak, bebeğin sakinleşmesi adına etkili olabilir. Bebeğinizle iletişim kurarken ona şarkılar söyleyerek hem sizin sesinizin hem de müziğin keyfini sürmesini sağlayabilirsiniz. Bunu bebeğinizle iletişime geçmek için ve eğer sizi mutlu ediyorsa yapabilirsiniz. Çünkü bebek gelişimi çok karmaşık ve birçok faktörü içinde barındıran bir olgudur. Anne karnındaki bebek için müzik ve zeka gelişimi arasında direkt bir bağlantı olduğunu söylemek zordur. Çocukların müzik ve sanatla ilgilenmelerinin gelişimleri üzerindeki olumlu etkileri üzerine yapılan araştırmalar doğduktan sonraki süreci kapsar.
Klasik müzik rahatlatır, rock müzik hareketlendirir
Anne karnındaki bebeklerin, klasik müzik gibi anneyi de rahatlatan yumuşak tonlu müzikler dinledikleri zaman, hareketlerinin yavaşladığı görülür. Bu durum, müziğin kendi ritminden kaynaklanabildiği gibi, annenin gevşemesiyle gelen bir rahatlama da sayılabilir. Ancak bebeklere rock, rap gibi yüksek tempolu müzikler dinletildiği zaman, anne karnını daha fazla tekmeledikleri ve hareketlerinin hızlandığı görülmüştür. Bu hareketler, bebeğin müzik tarafından fazla uyarılarak rahatsız olduğunun işaretleri olarak algılanır. Bu durum tekrarlandığı zaman bebeğin kulağına da zarar verebildiği görülmüştür. Unutulmamalıdır ki; araştırmalarda, uzun süre ve sık sık bu tarz müziklere maruz kalan bebeklerde bu tepkilerin oluştuğu bulunmuştur. Bebeğin içinde olduğu ortam; annenin kalp atışları, amniyo sıvısının hareketleri, kan akışının sesi gibi birçok gürültüyle doludur. Dolayısıyla gürültü, bebeğin anne karnındayken alıştığı, hatta huzur bulduğu bir ortamdır. Bu nedenle de doğduktan sonraki süreçte, anne karnındaki ses videolarını açıp bebeklere dinletmek, sakinleşmelerine yardımcı olacaktır.
Annenin mutluluğu bebeğe de yansıyor
Klasik müzik, içerisinde daha uyumlu ritimler barındırdığı için, bireyler için rahatlatıcı özelliğe sahiptir. Klasik müziğin ya da piyano çalmanın, 3-4 yaşındaki çocuklarda soyut düşünme ve mantık yürütme alanlarında pozitif bir etkisine dair araştırmalar bulunur, ancak anne karnındaki bebekler için aynı durumu destekleyen araştırmalar bulunmaz. Bu konuda çeşitli fikirler olmasına rağmen ortak görüş; önemli olanın müzikten annenin keyif alıp rahatlaması noktasındadır. Anne karnındaki bebek, annenin kaygı ve korkularını hissedebildiği gibi, gevşeme ve mutluluğu da aynı şekilde hissedebilir. Dolayısıyla anne, gün içinde sevdiği, kendisini mutlu eden müziği dinleyerek hem kendi modunu hem de bebeğininkini yükseltmiş olur. Bu durum, müziğin bebek üzerindeki dolaylı pozitif etkisini destekler. Ayrıca unutulmamalıdır ki, müzik, anne karnındaki bebekle iletişime geçmede tek yöntem değildir, anne karnını okşayarak onunla konuşmak da kullanılabilecek etkili yöntemlerden biridir.
Hazırlayan: Aytülike KESKİN
