PCR zorunluluğunun getirildiği ilk iki günde özellikle okullarda çalışan eğitim personelinin hem testlere hem de aşıya yüzde 60 oranında daha fazla rağbet gösterdiğini fakat sonraki iki günde bu oranın önceki haftalardaki orana döndüğünü belirten Prof. Dr. Recep Demirhan, "Bizim isteğimiz aşıya olan rağbeti artırmak ve insanları daha çabuk toplumsal bağışık hale getirerek koronavirüs mücadelesini kazanmak. Vatandaşın da bu konuda duyarlı olmasını, 20-40 yaş arası genç grubu hızlı bir şekilde aşılamayı istiyoruz. Çünkü bu grup, toplumda en çok gezen ve virüsü taşıyan grup. Bu grubu enfeksiyondan koruyabilirsek, hastanelerimize daha az ağır ve yoğun bakım ihtiyacı olan hasta gelecektir. Türkiye'nin elinde yeterli miktarda aşısı var, sağlık altyapısı da buna uygun. İnsanların koşarak aşılarını yaptırmaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.
OKUL ÇALIŞANLARI AŞIDA DUYARLI DAVRANMALI
PCR testi zorunluluğu ile birlikte bir artış olduğunu belirten Demirhan, "Şu an tekrar bu hızın düşüyor olması ve hala aşı olmamış yüzde 25-30 civarında insan grubunun olması bizleri biraz karamsar yapıyor. Kararsız olanların bir an önce kararlarını verip aşılarını yaptırmaları gerekiyor ki toplum olarak biz sonbaharı ve önümüzdeki kışı rahat geçirelim. Haftada iki kez PCR testi yaptırmak zor ve çok fazla vakit alan bir işlem. Ben özellikle okul çalışanlarının bu konuda daha duyarlı davranacağını ve bu uygulamanın onları aşıya teşvik edeceğine inanıyorum. Sürekli PCR vermekle uğraşmaktansa iki doz aşıyı olup toplumsal bağışık hale gelmeyi tercih edeceklerini düşünüyorum" şeklinde konuştu.
ANTİKOR AZALDIĞINDA 3'ÜNCÜ DOZ ŞART
Dünya üzerindeki tüm aşıların koruyuculuk sürelerinin yaklaşık 6 ay olduğunu ifade eden Demirhan, "Dolayısıyla Pandemi ortadan kalkana kadar bizim aşılanmamız gerekecek. Bu yüzden altı ayda bir süreci tekrarlamamız gerekiyor. İki doz BioNTech yapanların aşılarının üzerinden 6 ay geçtiyse üçüncü doz aşılarını yaptırabilirler. Herhangi bir sıkıntılı durum yok, yaptırmalarını da tavsiye ediyorum. Çünkü bu aşıların koruyuculuk süreleri altı ay ve altı aydan sonra antikor seviyeleri azalıyor. Azaldıktan sonra da yükseltebilmek adına mutlaka aşılanmamız gerekiyor, bu tüm aşılar için geçerli" dedi.
TOPLUMSAL BAĞIŞIKLIK İÇİN YÜZDE 80
Yaşanan dalgayı aşısızların pandemisi olarak adlandıran Demirhan, şöyle devam etti: "Şu anda hastanemize yatırdığımız ve yoğun bakıma aldığımız hastaların yüzde 90'ı aşısız. Aşılı olanlar bu hastalığı daha hafif ve ayakta geçiriyorlar. Bunun yanında kronik hastalıkları olanlar da iki doz aşıya rağmen enfeksiyonu ağır geçebiliyor. Ama bunların oranı çok düşük. O yüzden vatandaşımızdan tedbirlere harfiyen uymalarını, yani geçen seneki gibi maskemizi, mesafemizi temizliği unutmamamızı ve bunun yanı sıra günü gelen herkesin bir an önce koşarak aşı olmalarını istiyoruz ki toplumsal bağışıklığı elde edelim. Bu hastalığı ülkemizden def edelim. Toplumsal bağışıklık için de yüzde 80 gibi bir aşılama oranı bizim için yeterli.