Eskişehir'deki evlerinde gaspa uğrayan Sarar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin (75) ve eşi Zehra Sarar (64), bu kez düzenledikleri basın toplantısıyla, yaşadıkları dehşeti anlattı. Uğradığı saldırı nedeniyle yüzünde ve kollarında morluklar olan Zehra Sarar, teravih namazının ardından saat 23.00 sıralarında eve döndüğünü anlatarak, "Kış bahçesinde oturuyorduk. Başımı çevirdiğimde siyah giyimli, maskeli, sadece gözleri görünen 2 adam gördüm. 'Cemalettin bunlar kim? dedim. 'Sus' dediler. 'Şaka mı yapacaklar, böyle de şaka mı olur?' dedim. İrkildim, tuhaf oldum. Biri beni diğeri de eşimi etkisiz hale getirip, plastik kelepçeyle ellerimizi ve ayaklarımızı bağladılar. Ben 'Ramazan mübarek günde hiç Allah korkunuz yok mu?' diye direnmeye çalıştım. Ayağa kalmak istedim ama ellerim ve ayaklarım bağlı olduğu için dizlerimin üzerine düştüm. Dizlerim kanadı. İçlerinden biri yüzüme yumruk attınca dünyam karardı. Bana sürekli kasanın anahtarını sordular. Fabrikanın kasasında olduğunu söyledim. Daha sonra beni de yukarı çıkardılar. Cemalettin beyi yüzüstü yere yatırmışlardı. Ellerimizi, ayaklarımızı arkadan yeniden bağlayıp, birbirimize bantla bağladılar. Üzerimizden kilitlediler. Ses kesildi. Ben ellimin bir tanesini kurtardım ve çekmeceden aldığım makasla Cemalettin beyin el ve ayaklarındaki kelepçeleri kestim. Güvenliği aradım. 'Eşkıyalar bastı, soyulduk' dedim. Onlar da 3 kişi olduğunu, kovaladıklarını söylediler. O geçe çok kötü bir geceydi. Allah kimsenin başına vermesin Anahtarın yerini söyletmek için beni darp ettiler" dedi.
Evlerinde rehin alınan Cemalettin Sarar ve eşi Zehra Sarar, olay anını anlattı
ONU SESİNDEN TANIDIK
Cemalettin Sarar ise, "Eşim soygunculara çok direndi. Onu darp ettiler. Benim de üzerime çıkıp çiğnediler. 'Kasada ne varsa alın gidin' dedim. Eğer kasanın anahtarlarını vermesiydik, bizi öldürebilirlerdi. Kadını sesinden ve gözlerinden tanıdım. Sanırım onları tanımadığımızı düşünerek, bizi öldürmediler. Kadın zaten kasanın yerini biliyordu. Başka hiçbir odaya girmeden ve hiçbir şeye ellemeden doğru kasaya gittiler. Evde 50 bin dolarlık 2 pahalı saatim vardı. Onlara da ellemediler. Zehra hanım, elleri çok ince olduğu için birini kelepçeden çıkardı ve kurtulduk. Başka bir kadın olsaydı kurtulamazdık. Emniyete haber vermeden yabancı uyruklu insanları almayın. Devlet büyüklerimiz hepsi aradı. İş adamları, müşterilerimiz, Eskişehirliler aradı. Yurt dışından arayanlar oldu. Allah bizi korudu. Hayatımızda hiçbir değişiklik olmayacak. Kaldığımız yerden devam edeceğiz. Eve son sistem koruma sistemi yapılacak" diye konuştu.
EMNİYETE SÖYLEDİM...
Zehra Sarar güvenlik önlemlerini artıracaklarını söyleyerek "Çalınan her şey özeldi. Süleyman Demirel'in hediye ettiği, biri benim, diğeri Cemalettin beyin, altın yoncalı saatler vardı. Gerdanlık var. Bir an önce karşıma gelmelerini istiyorum. Ben de onu yere yüzükoyun yatırıp, tekmeleyeceğim. Emniyete de söyledim, geldiği zaman aynısını yapmak istiyorum" dedi.
ANAHTAR KAPININ ÜZERİNDEYDİ
Hizmetçi Iulia Dragusan'ın 2 yıl önce 2 ay kendileri için çalıştığını söyleyen Zehra Sarar "Kocası da bağ evinde çalışıyordu. Benim elimi ve ayaklarımı bağlayan, o hizmetçinin 'kocam' diye tanıttığı sevgilisiymiş. Anahtar kapının üzerindeydi. Kolayca içeri girdiler. Moldovalı hizmetçi giderken, zaten anahtarı teslim etmemiş, yanında götürmüştü. Çalışırken, gece kendi aralarında güya kavga etmişlerdi ve gitmişlerdi. Onların yerine gelen kadını takip etmişler. Moldovalı hizmetçinin saçları daha önce sarıydı, sonra siyah yapmış" dedi.