Ünlü şair Orhan Veli, "Gün olur alır başımı giderim... Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda... O ada senin bu ada benim yelkovan kuşlarının peşi sıra" diye yazmıştı satırlarında. Ve Zülfü Livaneli'nin bestesiyle ölümsüzleşen o yelkovanlar artık koruma altına alınıyor. Hem de Türk- Yunan dernekleri tarafından... Dünya Kuşları Koruma Kurumu'nun iki ortağı, Doğa Derneği ve Yunan Ornitoloji Derneği'nin yapacağı ortak çalışma yelkovan kuşları üzerindeki sır perdesinin aralanması açısından önemli. Çünkü bu kuşların üreme ve beslenme alanları tam bilinmiyor. 'Sınır tanımayan' yelkovanları izlemek üzere başlatılan projede, bir günde Boğaziçi'nde 25 bin, Midilli'de 14 bin yelkovan tespit edildi. Dünya Doğa Koruma Birliği (IUCN) tarafından yapılan değerlendirmeye göre, nesli tehlike altına girmeye yakın olan yelkovan kuşlarının Türkiye'deki durumu bilinmiyor. Bir deniz kuşu olan yelkovan, Doğu ve Orta Akdeniz'e özgü bir tür. Türün üreme ve beslenme alanları ise tam bir sır. Yunanistan, İtalya, Fransa, Tunus ve Malta'nın ıssız küçük adalarında yuvalandıkları, İstanbul Boğazı'nı kullanarak Karadeniz'e ulaştıkları, burada beslenip kışladıkları tahmin ediliyor. Ancak bu bilgilerin doğrulanması için kuşun kullandığı alanlarda eş zamanlı gözlemler şart...
SIRADA DİĞER EGE KUŞLARI VAR
Çalışmada, İstanbul Boğazı, Midilli ve Limni adalarında eş zamanlı sayımlar yapıldı. İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu uzmanları tarafından Boğaziçi'nde yapılan sayımda bir günde 25 binin üzerinde yelkovan tespit edildi. Midilli Adası'nda yapılan gözlemlerde ise bir günde 14 binin üzerinde yelkovan sayıldı. Bu sonuçlar, her iki bölgenin de türün göçü için kritik öneme sahip olduğunu gösteriyor. Bu çalışma sayesinde bu alanların bugün sayısı 10 binin üzerinde olan Önemli Kuş Alanları (ÖKA) arasına girmesi sağlanacak. 'Avrupa Birliği Life+' fonu ve de İngiltere Kraliyet Kuşları Koruma Derneği (RSPB) tarafından desteklenen bu proje ile, ilk ortak çalışmalarına imza atan Doğa Derneği ve Yunan Ornitoloji Derneği, diğer Ege kuşlarının korunması için de birlikte çalışmaya devam etmeye karar verdi. Projenin Bilim Koordinatörü Özge Balkır, projenin şubat ayında başladığını, şimdilik bir yıllık bir çalışma takvimi olduğunu söyledi. Balkır şu bilgileri verdi: "Türkiye'den üç kişi düzenli olarak haftalık sayım yapıyor. Sayım haftanın bir günü aynı noktadan teleskop ve dürbünle yapılıyor. Bir kişi kuzeye bir kişi güneye giden kuşları sayıyor. Bir kişi kaydediyor. Bu sayımla kuş geçiş sayılarının azlığına çokluğuna bakılıyor. Azalma varsa üremeye gidip gitmedikleri kontrol ediliyor."