Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Miraç Kandili dolayısıyla yayımladığı mesajında, 8 Temmuz Perşembe gününü cuma gününe bağlayan gecenin, mukaddes bir yolculuğun ve manevi bir yükselişin ifadesi olan ve pek çok ilahi lütuf ve ihsanla dolu Miraç Kandili olduğunu belirtti.
Hz. Muhammed'in insanlığı İslam'a davet sürecinin en zor yıllarında bir gece Mescid-i Aksa'ya, oradan da semaya yaptığı pek çok ilahi hikmet, sır ve bereketi içinde barındıran bu yolculuğun, Hz. Muhammed için zaman ve mekanın da sahibi Yüce Mevla'ya sonsuz kudretini müşahede etme ve onun desteğine mazhar olarak risalet görevinde manevi güç kazanma vesilesi olduğunu ifade eden Bardakoğlu, Müslümanlar için Allah'a ve Hz. Peygamber'e bağlılığı pekiştiren bir sınav olduğunu kaydetti. Bardakoğlu, şöyle devam etti:
''Yüce Allah tarafından alemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz Muhammed Mustafa'nın (sav), Cenab-ı Hakk'ın yüksek huzuruna kabulü anlamına gelen ve varlığın özüne ve anlamına yolculuğu ifade eden İsra ve Miraç, Peygamberimizin şahsında insanlığın önüne açılan sınırsız bir yükseliş ufkudur.''
Miracın özünde her türlü kötülükten arınma, insanlığın yararına değerler üretme, fedakarlık, paylaşma, sorumluluk, zamanın önemini kavrama ve ilahi emirlere teslimiyet göstererek, tertemiz bir kulluğa ve yüce mertebelere erişme olduğunu belirten Bardakoğlu, mesajında şu görüşlere yer verdi:
''Dolayısıyla Miraç hadisesi, bizlere insanın, ilahî rızaya ulaştığında idraki zorlayan nice üst derecelere yükselebileceğini, dünyevi ortamdan sıyrılarak, mana aleminde yükselmenin, ilahi rahmet ve huzura erişmenin, ancak gönül ve ruh temizliğinden, ahlaki erdemlerle bütünleşmekten, her şeyin sahibi olan Yüce Allah'a bağlılık ve boyun eğmeden geçeceğini de hatırlatır.''
Kıyamete kadar bütün Müslümanların bu manevi tecrübe ve yükselişi kendi hayatlarına taşıma imkanının mevcut olduğuna işaret eden Prof. Dr. Bardakoğlu, şunları kaydetti:
''Zira bizzat Sevgili Peygamberimiz (sav) tarafından 'müminlerin miracı olarak' nitelenen, İslam'ın temel ibadetlerinden biri olan ve iç dünyamızdaki yükselişi ve arınmayı ifade eden namaz, hepimize bu imkanı sağlamaktadır. Dolayısıyla namaz, dost doğru kılındığında, iç dünyamızdaki manevi yükselişi ve arınmamızı sağlayarak, inancımızla yaşantımızı birleştirecek, bilinç düzeyimizi yükseltecek ve böylece bizi kötülüklerden alıkoyacaktır.''
''KUR'AN İLE DAHA ÇOK BULUŞULMALI''
Ramazan ayına adım adım yaklaşıldığını anımsatan Bardakoğlu, bu günlerde, Kur'an'ın nüzulünün 1400. yılı olmasını da bir fırsat bilerek Kur'an'la daha çok buluşma hususunda daha fazla gayret gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
Toplumun ve bireyin iç huzura kavuşması, 'sen ben' kavgasının ve her türlü ayrımcılığın ve dışlamanın ortadan kalkması, gönül dünyasında huzura, insani ilişkilerde olgunluğa, toplum hayatında barış ve esenliğe erişebilmek için Kur'an'ı doğru bir şekilde anlamanın ve anlatmanın önemine değinen Bardakoğlu, şunları belirtti:
''Unutmayalım ki, inanç, ahlak ve maneviyat dünyamızın, barış ve huzur içinde birlikte yaşamamızın vazgeçilmez değerlerine işaret eden bu ilahi buyrukları yaşamak ve yaşatmak, bizlere miracın manevi atmosferini günümüzde de hem fert hem de toplu olarak teneffüs etme imkanı sağlayacaktır. Bunalan ruhlara, manevi hayatın ihmaliyle daralan ve katılaşan kalplere bu gecenin huzur getirmesi dileğiyle aziz milletimizin ve bütün Müslüman kardeşlerimizin Miraç Kandilini tebrik ediyor, bu mübarek gecede Yüce Mevla'ya açılan ellerin ve yapılan duaların, bütün İslam aleminin birlik, dirlik ve beraberliğine, insanlığın hidayetine vesile olmasını, başta yakın çevremiz ile İsra ve Miraç mucizesinin cereyan ettiği kutsal topraklar olmak üzere bütün dünyada hak ihlallerinin sona ermesini, acı ve göz yaşının, şiddet ve umutsuzluğun yerini kalıcı bir huzur ve barışın almasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyorum.''