Ramazan'da uzun süre aç kalmanın metabolizmayı etkilediğini ifade eden Sarıyıldız, "Oruç tutanların ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşmamaları için beslenme konusunda bazı noktalara dikkat etmeleri gerekir. Ramazan boyunca tutulan oruçta uzun süre aç kalınması ve vücut hareketlerimizin yavaşlaması metabolizmayı yavaşlatır ve besinlerin yağ haline gelmesini kolaylaştırır. Ayrıca bu uzun süreli açlığa bağlı olarak kan şekeri düşmektedir. İftar sofrasında birden yemek yemeğe başladığımızda ise kan şekeri birden yükselmeye başlar. Düşüp çıkan bu kan şekeri de maalesef hastalarda titreme, üşüme hissi, baş ağrısı, baş dönmesi, dalgınlık, dikkatsizlik, uykuya eğilim, sinirlilik, hazımsızlık, şişlik gibi sorunlara da neden olur" dedi.
"BOŞ MİDEYE BİRDEN YÜKLENMEK YAPILAN EN BÜYÜK YANLIŞTIR"
Oruç tutacakların midelerine bir anda yüklenmemeleri gerektiğini söyleyen Sarıyıldız, "Uzun açlık sonrası yemeğe birden yüklenmek yaptığımız en büyük yanlışlardandır. Çünkü uzun bir açlık sonrası ağır yemekler yemek kalbin yükünü artırır. Bu durum yüksek tansiyona, beyin kanamasına ve felç geçirmeye de yol açabilir. Eğer Ramazan boyunca beslenme konusunda bazı noktalara dikkat edersek bu rahatsızlıklara karşı önlemimizi alabilir ve sağlıklı bir ay geçirebiliriz" şeklinde konuştu.
"ÖĞÜNLERİ İKİYE BÖLMEK SAĞLIĞA FAYDALI OLUR"
İftarda fazla yemeden öğünlerin ikiye ayrılması gerektiğini belirten Sarıyıldız, "Fazla miktarda yemek yemenin vücuda yükleyeceği yükü azaltmak için iftar iki öğüne bölünmelidir. İftarda hızlı ve fazla yemek tüketilmemeli, yavaş yavaş ve küçük porsiyonlar halinde yemek yenmelidir. İftar ile sahur arasına küçük ara öğünler eklenmelidir. Böylece hem fazla miktarda yemenin vereceği olumsuzlukları engeller hem de yavaşlayan metabolizmaya destek olur. Beyin, doyma hissini yemeğe başladıktan 15-20 dakika sonra verir. Bundan dolayı yemeklerin yavaş yenmesi gerekir. Yani çorbadan sonra midemizi 5 ya da 10 dakika dinlendirirsek beyne biraz daha izin vermiş oluruz. İftarda vücudunuzun sıvı ve elektrolit dengesini desteklemek için su ve hurma ya da zeytin ile başlayabilirsiniz. Özellikle hurma düşen kan şekerini yerine getirmektedir. Fakat hurmanın yüksek miktarda şeker içerdiği ve bu nedenle kan şekerini yükselttiği de unutulmamalıdır. Hurmadan sonra çorbamızı veya tam tahıllı ekmeğimizi tercih edersek daha uzun süre tok kalırız" ifadelerini kullandı.
"YEMEKLERİN PİŞİRME YÖNTEMLERİ ÇOK ÖNEMLİ"
Seçilen yemeklerin pişirme yöntemlerinin de önemli olduğunu söyleyen Gizem Sarıyıldız, "Özellikle ızgara, fırında veya haşlama tercih edilmelidir. Bu durum sizi mide krampları ve mide yanmalarından koruyacaktır. Ayrıca Ramazan'ın en önemli unsuru olan Ramazan pidesini de unutmayalım, beyaz unlu ve lezzetli olan Ramazan pidesinin bir avuç kadarının bir dilim ekmeğe denk geldiğini de hatırlatalım. Tatlıyı ise kesinlikle iftar sofrasında yememeliyiz. Yemekten bir buçuk ya da iki saat sonra ara öğün olarak tüketebiliriz. Aşırı şerbetli, yağlı, hamur işi tatlılar yerine ölçüyü kaçırmadan sütlü tatlılar veya meyve tatlılarını tercih etmeliyiz" dedi.
"YETERİ KADAR SIVI TÜKETİLMELİ"
Sahur ve iftarda yeteri kadar sıvı alınması gerektiğini söyleyen Sarıyıldız, "Dikkat edilmesi gereken noktalardan bir diğeri de sahur ve iftarda yeterli sıvı alımıdır. Sıvı tüketimini artırmak için iftarda ilk yemek olarak çorba tercih edilebilir. Gün içinde susuz kalınacağından iftar ile sahur arasında da en az iki ya da iki buçuk litre su içilmelidir" dedi.
"MUTLAKA SAHURA KALKILMALI"
Sağlık için mutlaka sahura kalkılması gerektiğini söyleyen Gizem Sarıyıldız, "Sağlıklı bir Ramazan geçirmek için mutlaka sahura kalkmalısınız. Sahura kalkıp ufacıkta olsa bir şeyler yememiz, gün içerisinde daha rahat ve verimli geçirmeyi sağlar. Kişiler uzun süre tok kalabilmek için ve kan şekerinde ciddi problemler yaşamamak için sahurda kendilerini tok tutan besinleri tüketmeleri gerekmektedir. Bunun için kahvaltı niteliğinde geçirmek en doğrusu. Tam buğday ekmeği, peynir, yumurta, özellikle haşlanmış yumurta olarak, domates, salatalık biber ve mevsim yeşillikleri de mutlaka sofralarında bulundurmalılar. Posadan zengin olmalarından dolayı uzun süre tok kalmalarını sağlarlar. Daha çok acıkma hissi duyanlar ise kurubaklagil tüketebilir. Midede boşalma hızları daha yavaş olduğundan tokluğu daha uzun süre muhafaza ederler. Tuzlu peynir, zeytin, salam, sucuk gibi gıdalardan ise uzak durmalıyız. Bu tür besinler hem gün içerisinde susuzluk hissini artırır, hem de yağlı oldukları için kilo artışına neden olur" şeklinde konuştu.