Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesinde bahsettiği keşişlerin dinlenmek için geldiği 2486 metre yükseklikteki Keşiş Tepe ile Osmanlının Bursa'yı fethinden sonra karcıbaşıların sıcak yaz günlerinde saraya kar ve buz götürdükleri Karçukuru'nun masalsı görüntüsü nefesleri kesti. 2543 metre zirvesi ile Marmara'nın en yüksek noktası olan Uludağ'ın efsanevi hikayeleri antik çağa kadar dayanır. Antik çağ tarihçilerinden Halikarnassoslu Herodot'a göre "hep parlayan" anlamındaki Olympos Dağı Yunanistan'da "Olympos des dieux" adıyla onurlandırılan Teselya değil Bursa'nın veli nimeti Uludağ'dır. Bursa'nın fethinden 314 yıl sonra, 1640 yılında Okçuzade Ahmed Çelebi ile Bursa'ya gelen Evliya Çelebi, Seyahatname'sinde Keşiş Dağı'na yaptığı iki günlük geziyi anlatır ve "Ab-ı Hayat"a benzettiği pınarlardan, alabalıklarla dolu derelerden, derin vadilerden, yemyeşil ormanlardan söz eder. Yüzyıllar boyu bir çok hikayeye konu olan Uludağ'ı Oteller Bölgesi'nden izleyenlere zirve olduğu düşüncesini veren Zirvetepe olarak bilinen Keşiştepe, diğer adıyla Küçükzirve, doğa sporcuları ve dağcılar için çekim merkezi olmayı sürdürüyor.
Özellikle kış mevsiminde bölgeye kış kampı ve tırmanış için gelen dağcılar bölgenin güzelliklerinin tadını çıkartıyor. Karçukuru'nun Uludağ'da karların en son eridiği noktalardan biri olduğunu belirten tecrübeli dağcı İsmet Şentürk, "Bölge, Uludağ'ın Kuzey yüzünde doğrudan güneş almayan bir konumda 2450 metre yükseklikte uzun süre karları erimez. Hatta bazı yıllarda kar erimeden üzerine yeni mevsimin karı yağmaktadır. Karçukuru'nun tarihi bir geçmişi de var. Osmanlı İmparatorluğu döneminde sıcak yaz günlerinde bu bölgeden Karcıbaşılar saraya kar ve buz taşırmış. Buzdolabının olmadığı dönemlerde de Karçukuru'ndan kar ve buz taşınırmış. Bölgede ve yakınlarında yaz mevsiminde gelen Arap turistler için kar safariler düzenlenmektedir" dedi. İHA