Peynirin üretiminden satışına, ihracatından tanıtımına kadar birçok konu Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlık yetkilileri, peynir üreticileri ve uzman öğretim üyelerinin katılımıyla Türkiye'de ilk kez düzenlenecek Ulusal Peynir Çalıştayında ele alınacak.
Bakanlık ile Çanakkale Ticaret Borsası tarafından, Çanakkale'de 4-5 Mayıs tarihlerinde düzenlenecek çalıştay kapsamında, Peynir Tadım Festivali de yapılacak.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş yaptığı değerlendirmede, Türkiye'de süt ve süt ürünleri üretim potansiyelinin giderek arttığını ve bununla birlikte sektörün iç ve dış piyasada karşılaştığı sorunların çözülmesinin önem arz ettiğini bildirdi.
İZLENMESİ GEREKEN STRATEJİ KONUŞULACAK
Ulusal Peynir Çalıştayında özellikle peynir üreticilerinin kaliteli üretimle birlikte tüketiciye ulaşmada karşılaştığı sorunlar ve çözüm önerilerinin konuşulacağına işaret eden Daniş, tüketici bilincinin artırılması için yapılabilecek farkındalık çalışmaları, eğitim faaliyetleri ve izlenebilecek tüketici politikaları üzerinde durulacağını belirtti.
Daniş, Türkiye'nin süt üretim potansiyeliyle sütteki kalite ve hijyen sorunlarının çözümüne yönelik faaliyetlerin de çalıştayda masaya yatırılacağına dikkati çekerek, "Ülkemizde henüz istenilen seviyeye ulaşmamış olan peynir ihracatının artırabilmesi için izlenecek stratejiler, pazarlama kanalları, markalaşma ve coğrafi işaretler konularında sektör ve bakanlık temsilcileri, üniversiteler ve üreticileri bir araya getirme fırsatı doğacaktır. Çalıştay sonucunda elde edilen veriler bir rapor altında toplanacak, bu rapordan ayrıntılı strateji raporları ve eylem planları oluşturulacaktır. Ulusal Peynir Çalıştayı sonucunda elde edilen çıktılar bakanlık politikalarına ışık tutacaktır." dedi.
''TÜRKİYE'DE 193 ÇEŞİT PEYNİRDEN SADECE 8'İNİN COĞRAFİ TESCİLİ VAR''
Çalıştayda Türkiye'de üretilen peynir çeşitlerinin ele alınacağını vurgulayan Daniş, yeterli miktar ve kalitede ham madde, peynir üretimi, işlenmesi ve muhafazası, örgütlenme, pazarlama, dış ticaret ve markalaşma, politika ve destekler konularının ele alınacağını kaydetti.
Yöresel peynir çeşitlerinde iç ve dış piyasalarda rekabet edilebilirliği sağlamada markalaşma ve coğrafi i·şaretlemenin önemini vurgulayan Daniş, Türkiye'de 193 çeşit peynir üretildiğini ancak bugüne kadar sadece 8 çeşidinin coğrafi tescil aldığını söyledi. Daniş, coğrafi işaret almış peynir çeşitlerinin Diyarbakır örgü, Edirne beyaz, Erzurum civil, Erzurum küflü civil (göğermiş peynir), Erzincan tulum, Ezine peyniri, hellim ve Kars kaşarı olduğunu belirtti.
Türk peynirlerinin diğer ülkelerle rekabet edebilmesi için öncelikle ticari açıdan ilerleme sağlanması gerektiğini ifade eden Daniş, "Coğrafi işaret tescili alınması ve marka yaratılması uluslararası piyasalarda Türk peynirine öncelik sağlayacaktır." ifadesini kullandı.
GEÇEN YIL 150 MİLYON DOLARLIK PEYNİR İHRACATI YAPILDI
Daniş, 2010'da 473 bin ton olan peynir üretiminin 2016'da 661 bin tona yükseldiğini belirterek, geçen yıl 46 bin ton peynir ihracatıyla 150 milyon dolar gelir elde edildiğini, 10 bin ton ithalat karşılığında ise 37 milyon dolar ödeme yapıldığını bildirdi.
Üretilen peynirlerin yüzde 97'sinin inek sütünden yapıldığına, en fazla eritme peyniri ihraç edildiğine işaret eden Daniş, Türk peynirinin dünyada satışının yaygınlaştırılması için çalıştayın çok önemli olduğunu söyledi.
Türkiye'de süt ürünleri sanayisi ve üreticilerin sorunlarına çözüm getirmek amacıyla Bakanlık tarafından birçok düzenleme yapıldığını anımsatan Daniş, sanayiye arz edilen çiğ sütün alım ve satımının sözleşmeli usulde yapılması, hayvancılığın geliştirilmesi, sağlıklı üretimin artırılması, sürdürülebilirliğin sağlanması ve birçok alanda destekleme ödemeleri yapılması gibi uygulamalar gerçekleştirdiklerini belirtti.
Daniş, sektörde örgütlenme yapısının ve bilincinin yeterince gelişmemesi, sütün sadece tedarik amaçlı toplanması, üretici örgütlerinin süt işleme tesislerinin çok az olması ve kayıt dışılığın önde gelen sorunlar olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bütün sorunlara rağmen mevcut üretici örgütleri tedarikten depolamaya, işlemeden pazarlamaya kadar birçok alanda piyasanın talep ettiği kalite ve standartta sütün soğuk zincir altında üretilmesini sağlamaktadır. Üretici örgütlerinin ulusal ve uluslararası pazarda rekabet güçlerini artırmak için, gerek kapasitelerini gerekse teknik yönlerini geliştirmeye yönelik sorunların çözümüne yardımcı olabilecek bazı temel hedefler koymaları ve bu hedefleri hayata geçirecek çalışmaları yapmaları faydalı olacaktır. Ayrıca üretici örgütlerinin fonlardan faydalanarak uluslararası kuruluşlar ve ülkelerle kuracağı ikili ilişkilerle içinde bulunduğumuz coğrafi koşullarımızı ve avantajlarımızı piyasada rekabet gücüne yansıtabiliriz. Öncelikle komşularımız, Türk kökenli ve Müslüman ülkeler ve AB ülkeleri arasında tarım sektöründeki üretici örgütlerin geliştirilmesi ve ekonomik açıdan güçlendirilmesine yönelik karşılıklı eğitim, ortak yatırım ve fuar katılımı gibi faaliyetlerde bulunulabilir."