Konya'da yaşayan 68 yaşındaki Zeynep Kulak, gittiği hastanede mart ayında böbrek yetmezliği teşhisi konulmasının ardından haftanın 3 günü diyalize girmeye başladı. İstanbul Teknik Üniversitesi'nde aile hekimi olarak görev yapan 46 yaşındaki Tülay Kulak, annesinin çektiği sıkıntıları sonlandırmak için böbreğini vermeye gönüllü oldu.
Fakat annesi, ''Tek böbrekle yaşayamaz'' düşüncesiyle böbrek nakli yapılmasını istemedi. Tüm ikna çabaları sonuçsuz kalan Tülay Kulak, ''Tatile gidiyoruz'' diyerek annesini Antalya'ya getirdi. Burada ''Kontrole gidelim'' diyerek Medical Park Antalya Organ Nakli Merkezi'ne götürülen Zeynep Kulak, organ nakli merkezi doktorları tarafından nakil için ikna edildi.
Organ Nakli Merkezi Koordinatörü Prof. Dr. Alper Demirbaş başkanlığındaki ekip, 9 gün önce başarılı bir operasyonla kızından aldıkları böbreği annesine nakletti.
Ameliyatın ardından sağlığına kavuşan Zeynep Kulak, hastanede gazetecilere yaptığı açıklamada, sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi.
Diyalize girmenin büyük ızdırap olmasına karşın, böbreğini vermek isteyen kızının sağlık sorunları yaşayabileceğini düşünerek bunu kabul etmediğini dile getiren Kulak, ''Hastalığım ortaya çıktığı andan itibaren kızım böbreğini vermek istediğini söyledi, fakat ben kabul etmedim. Diğer çocuklarım da beni ikna edemediler'' dedi.
Bir süre önce ''Tatile gidiyoruz'' diyerek kendisini Antalya'ya getirdiklerini anlatan Kulak, ''Görüştüğümüz doktorların çabaları sonucu nakil olmaya ikna oldum. Kızım beni sağlığıma kavuşturdu. Ona ne kadar teşekkür etsem azdır. İnsan evladına kıyamıyor. İlerde kızıma bir şey olur diye böbreğini almaya ikna olmamıştım'' diye konuştu.
Tülay Kulak ise annesi sağlığına kavuştuğu için çok mutlu olduğunu vurgulayarak, 23 yıllık doktor olduğunu, ama buna rağmen annesini ikna edemediğini kaydetti. Daha önce diyalize giren hastaların yakınlarına, böbreklerini bağışlamalarını tavsiye ettiğini belirten Kulak, şunları söyledi:
''İnsanların tek böbreğiyle de sağlıklı bir şekilde yaşayabileceğini söylerdim. Annemin rahatsızlığı ortaya çıkınca gönüllü olarak böbreğimi vermeye karar verdim. Ancak ikna edemedik. 7 ay boyunca çaba gösterdik. Ne kadar doktor olursanız olun, bir annenin evladısınız ve annenizi ikna edemiyorsunuz. Evlat olunca dinleme konusunda müsaade etmiyor. Kız kardeşimin de çabaları sonucu tatile gitme bahanesiyle Antalya'ya gelmeye ikna ettik. Başarılı bir operasyon sonucu annem yeniden sağlığına kavuştu. Ben de gayet sağlıklıyım.''
Türkiye'de binlerce böbrek hastası olduğuna dikkati çeken Kulak, ''Bu hastalar çok zor şartlar altında yaşıyor. Haftanın 3 günü diyalize girmek zorundalar ve çok katı bir diyet uyguluyorlar. Birçok şeyi yiyip içemiyorlar. Annemle sık sık bir araya gelir, balık yerdik. Hasta olduktan sonra annemin balık yemesi yasaklanmıştı. Artık istediği şeyi yiyip içebilecek'' diye konuştu.
Baba Hilmi Kulak da kızının eşine böbreğini vermesi karşısında duygulandığını dile getirerek, ''Eşimin ikna olmaması nedeniyle nakil konusunda ümidimi kesmiştim. Ben de Antalya'ya tatile geldiğimizi sanıyordum, haberim yoktu. Burada eşimi, kızımın böbreğini almaya ikna ettiler. İkisi de gayet sağlıklı. Çok mutluyum'' dedi.