Bakırköy 23 Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Alpaslan Aslan, Nubar Aslan ve avukatları hazır bulundu. Duruşmaya sanıklar Ömer Faruk Çiftçi ve İmran Baran, müşteki Birsen Akbaba ve maktulün kardeşleri Erdal Akbaba, Kurban Akbaba katıldı.
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Alpaslan Aslan, maktulün komşusu olduğunu, 3 senedir tanıdığını, ağabeyi olarak gördüğünü ve öldürmeyi tasarlamadığını söyleyerek, maktulün kendisine olan yaklaşımının eşine olan yakınlığından dolayı olduğunu belirtti. Sanık Aslan, eşiyle 12 yıldır evli olduğunu, 3 çocuklarının bulunduğunu, olay günü çocuklarını memlekete yollamak için kardeşine gittiğini, çocuklarını burada bıraktığını ve eşiyle birlikte eve döndüğünü anlattı.
Savunmasının devamında Eşinin daha öncesinde mesajlarını gördüğünü, evde bu olaydan dolayı yeniden tartışma çıktığını ve tartışma büyümesin diye evden çıkarak gittiğini aktaran sanık Aslan, sonrasında özür dilemek için eve geri döndüğünü, eve girdiği anda eşinin alt komşularına gittiği ve salona geçince maktulü rahat bir şekilde salonda koltukta otururken gördüğünü belirtti.
Maktule evinde ne işi olduğunu sorduğunu belirten sanık Aslan, "Eşime gelen mesajlar aklıma geldi, maktule "o sen miydin" diye sordum, bana rahat bir şekilde "evet benim" dedi. Maktule "insan kardeşim dediği adama bunu yapar mı" diye konuştum. Maktul bana eşimle ilişkisi olduğunu, eşimi bırakmamı ve eşimi alıp götüreceğini söyledi. Maktulün üstüne yürüdüm, kafamı sehpaya vurdu.
Sehpadan kopan ayakla bende maktulün kafasına birkaç kere vurdum. Maktul ile yumruklaşmaya başladık, bana küfür ederek, beni ve çocuklarımı öldüreceğini söyledi. Yumruk attım, maktul yere düştü. Maktul yere düşünce elini cebine sokarak bıçak çıkardı ve bana küfür ederek, ayağa kalktı. Bende mutfağa giderek, korkuyla elime ilk gelen bıçağı aldım, salona geçtim. Maktul bıçakla üstüme saldırdı, refleksle müdahale etmeye çalıştım, sol elimi kesti. Bende bıçağı sallarken karın boşluğuna geldi ve gerisinde zaten kendimi kaybetmişim" dedi. Kaç kere bıçakla vurduğunu hatırlamadığını, kendisine geldiğinde maktulün salonda yüz üstü ölmüş vaziyette olduğunu anlatan sanık Aslan, ertesi gün çocuklarının eve geleceğini, bu durumu düşündüğünü ve ona göre hareket ettiğini belirtti.
"CESEDİ PARÇALADIM, POŞETLERE KOYDUM"
Sanık Alpaslan Aslan, "Mutfaktan bıçak aldım, cesedi parçaladım. Poşetlere koydum, üst üste birkaç poşet geçirdim. Sonra temizlik yaptım. Halıyı yıkadım, içeriyi temizledim. Daha sonra eşimi gelmesi için çağırdım. Eşim yanıma gelip, öldürdüğümü anlayınca sesisini çıkarmamasını söyledim. Genel olarak evi temizlemiştim, geri kalan şeyleri de eşime temizlettim. Eşim gelmeden önce ceset parçalarının olduğu poşetleri buzdolabina koydum. Zaten bu poşetleri sığdırabilmem için buzdolabindaki diğer eşyaları dışarıya çıkarmıştım. Bu nedenle eşim öldürdüğümü anladı. Sabaha karşı dışarı çıkarken maktulü arıyorlardı. Eşime de "seni memlekete götürüp öldüreceğim dedim" diye konuştu.
CESEDİ VALİZE KOYARAK YOL KENARINDA ATMIŞ
Cesedi evden almak için araç kiraladığını, cesedi valize koyarak, araca yüklediğini ve eşini de yanına alarak, yol kenarına attığını aktaran sanık Aslan, arkadaşının kendisini aradığını, çocukları alarak Silivri'de denize gittiklerini anlattı.
"AİLE KAVRAMI KUTSALDIR, KUTSALIMA SALDIRDI"
Sanık Aslan, eşinin kendisine ilaçlar içirdiğini, halüsinasyonlar gördüğünü belirterek, "Bizim örf ve adetlerimizde aile kavramı kutsaldır. Maktul benim kutsalıma saldırdı. Kendi evimde bana saldırdı." dedi.
"EŞİMİN DELİRMESİNİ İSTİYORDU"
Duruşmada savunma yapan diğer sanık Nubar Aslan "Eşim beni çocuklarla köye gönderecekti. Süleyman bunu biliyordu. Köye gidersen eğer resimleri herkese dağıtırım diyerek tehdit etti. Eşim bana köye gideceğimiz için çocukları kardeşime bırakalım dedi. 10 Temmuz akşamı çocukları bırakıp eve döndük. Evde bir miktar para buldum ve eşimle bilerek tartıştım. Amacım evden gitmesiydi. Tartışma sonrası evden çıkıp giderken bana gece dönmeyeceğini söyledi. Çıktığı gibi Süleyman'ı aradım. Artık dayanamayacağımı ve neredeysen senin yanına geleceğim dedim. Süleyman bana tamam, bir süre sonra gelirsin, ev kiralayacağım dedi. Bana Alpaslan'ı sordu ben de nerede olduğunu bilmediğimi söylediğimde, eve geliyorum, Alpaslan gelecek olursa bir bahane bulurum dedi. Süleyman'ı eve aldım, salona geçtik. Eşimle tartıştığımı söyledim, çıkarıp ilaç verdi. Zaten öncesinde de bu ilacı bana verip Süleyman'a içirmemi istiyordu. İlacı eşimin kahvesine verip içiriyordum. Maktul, eşimin delirmesini istiyordu" dedi.
"CANIM GEL DİYEREK SESLENDİ"
Savunmasının devamında "Maktul daha önceden bana eğer Alpaslan gelirse ses etmemem gerektiğini, eşime kendisinin Süleyman'ı dinlediğini bu nedenle konuşmak için çağırdığını söylersin diyordu. Kapı çalıp, eşimi görünce yüksek sesle Deniz'in beni çağırdığını söyledim. Eşimde in dedi. Bunun üzerine alt komşumuz olan Deniz'in evine 00.30 gibi indim. Deniz'in evindeyken çok paniktim, herhangi bir ses gelmedi. Bir süre sonra Alpaslan rahat bir ses tonuyla, Nubar canım gel diyerek mutfak camından seslenerek beni çağırdı" diyerek devam etti.
"BAKKALDAN EKMEK ALIP KAHVALTISINI ETTİ"
Tutuklu sanık, "Yukarıya çıkıp kapıyı açtığımda ev çok pis kokuyordu. Halı duşa kabinin içindeydi. Buzdolabındaki tüm malzemeler tezgahın üzerindeydi. Ben Alpaslan'a hiçbir şey diyemedim, donup kalmıştım. Ben suçluydum. Alpaslan'ın beni de öldüreceğini düşündüm. Maktulü öldürdüğünü de anladım. Bana 'sakın hiçbir şey söyleme seni de köye götürüp öldüreceğim, köyde kuyu var, o kuyunun içine seni öldürüp atacağım' dedi. Hiçbir şey demedim, sormadım ve sabah oldu. Alpaslan aşağıya indi, sokak kalabalıklaştı, Süleyman'ı arıyorlardı. Bakkaldan ekmek alıp geldi, kahvaltısını etti. Arkadaşı Baran ve Farukla telefonla görüştü. Dışarıya çıkıp arabayla geldi. Cesedi evden çıkaracağım dedi. Aracı kapı önüne yanaştırarak, çantaların içine ceset parçalarını koymuş, aracın içerisine kendisi yükledi. Ağaçlı olan bir yere ceset torbalarını bıraktı. Ertesi gün eşim çocuklarımla birlikte parka gittik. Maktulün telefonunu atmak için bizi parka götürmüş. Maktulün eşiyle karşılaştım. Geçmiş olsun diledim. Birsen bana 'kimden şüpheleniyorsun şikayetçi olacağım' dedi. Eşimin korkusundan anlatamadım. Polis kapımı çaldı, ilişkimiz olduğunu anlattım fakat olayı anlatamadım. Çocuklarım mağdur durumdadır, tahliyemi talep ediyorum" diyerek konuştu.
"KARISINI ÖLDÜRECEKTİ"
Duruşma konuşan müşteki Birsen Akbaba ara sıra eşinin telefonuna isimsiz bir telefondan mesaj geldiğini belirterek şunları anlattı: "Biz 24 yıldır evliydik. Çocuğumuz olmuyordu. Eşimle tedavi görüyorduk. Olaydan 1 gün önce doktora gitmiştik. Doktor tedavilerin yanıt verdiğini artık tüp bebek yöntemiyle çocuğumuzun olabileceğini söyledi. Çocuğumuz olacağı için çok sevinçliydi ağlıyordu. Süleyman ertesi günü kayboldu." Birsen Akbaba sanık Alpaslan Aslan için "İlk önce öldürmeyi seçmeyecekti. Böyle insanlar için elini kirletmeye değmez. Varsa böyle bir şey bırak gitsinler. Ya da madem Süleyman'ı öldürdü, karısını da öldürecekti. O zaman Alpaslan'ı alnından öperdim. 'Sen namusunu temizledin' derdim. Ben çok ceza almalarını istiyorum. Eşimin hayatından 8 kadın daha varmış. (Sanık Nubar Aslan için) Tek erkek yetmiyordu madem erkeksiz nasıl yaşıyor o cezaevinde" Söz alan Alpaslan Aslan müşteki Birsen Akbaba'ya "Size böyle bir şey yaşatmaz istemezdim. İkimiz de aynı durumdayız. İki şerefsize denk geldik. Özür diliyorum" dedi. Birsen Akbaba duruşma çıkışı gazetecilere "Adalet yerini bulsun en ağır cezayı alsınlar istiyorum" dedi.
Mahkeme, bir sonraki duruşma tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi.