Son dakika haberleri... 'Kartanesi_04' adlı kullanıcı geçen yıl Işık'ın kendisine tecavüz ettiğini ileri sürmüş, yayınladığı mesajla hayatına son vereceğini belirtmişti. Kullanıcının Muğla Milas'ta ikamet eden B.K. olduğu belirlenmişti. Milas'ta olayla ilgili başlatılan soruşturma yetkisizlik kararıyla Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nda yürütülen soruşturmada SEGBİS aracılığıyla ifadesi alınan B.K. özetle "Ünal'la 2018'de sosyal medyada tanıştım. Bir davası için Ağrı'ya geldiğinde görüştük. İstanbul'da ofisine davet etti. Kendisine daha önce iftira atan genç kıza konuyu getirdim. 'Sen bana tecavüzcü mü diyorsun' diye bağırmaya başladı. 1 saat boyunca tartıştık. Ardından bana tokat attı, cinsel istismarda bulundu.
Ağzımı kapattı bağıramadım. Olaydan iki hafta sonra tekrar konuşmaya başladık. Tekrar neden konuşmaya başladığımı bilmiyorum, ona karşı çok yoğun duygular besliyordum. Bana küfürlerle cevap verdi. Bunun için intihar etmek istedim" dedi. Avukat Işık ise B.K.'nın elinde dosya olduğunu belirterek kendisinden yardım istediğini söyledi. Işık özetle "Beni hiç görmemesine rağmen bana âşık olduğunu söylemeye başladı. 'Sürpriz' diyerek İstanbul'a geldi. Ofisimde çay kahve ısmarladım. 'Evlenecek misin görüştüğün biri var mı?' tarzı sorular sordu. Ben de kendisine birisiyle görüştüğümü ve evleneceğimi söyledim. 3 gün sonra mucizevi bir şekilde hamile kaldığını söyledi. 'Ailene ulaşır seni rezil ederim' diye tehdit etti. Kendisiyle evlenmem için zorlamaya çalışıyordu. Baskıyı arttırmak için aileme ulaştı. Ailem inanmadı ancak 'Gel, hamileysen sana yardımcı olalım' dediler. Gelmedi. Bana sürekli âşık olduğuna ilişkin mesajlar atmaya başladı. 'Ünal ya benim olur ya ikimiz de ölürüz' şeklinde abime bir mesaj attı. Mesajın hemen ardından sosyal medyadan paylaşım yaptı. Paylaşımdan sonra bana özür dilediğini içeren bir sürü mesaj gönderdi" diye konuştu.
ABLASININ İFADESİ ÇELİŞKİYİ ORTAYA KOYDU
B.K.'nın tecavüze uğradığını iddia ettiği sırada pastanede oturup kendisini beklediğini söyleyen ablası Ç.P. de ifadesinde "Yanıma geldiğinde 'Moralin neden bozuk' dediğimde 'Ünal benden ayrıldı' dedi. Tecavüz olayını bana anlatmadı" dedi.Savcılık yürütülen soruşturma sonunda genç kız ile ablasının çelişkili beyanları sonrası dosyayı takipsizlik kararıyla sonuçlandırdı.Kurgunun 10 maddede ifşa edildiği takipsizlik kararında yalan beyanda bulunan B.K.'nın paylaşım yaptıktan sonra hala Ünal'a görüşmek istediğini ifade eden mesajlar attığı, iftirayı gösteren mesajlar gönderip 'Özür dilerim, sana kötülük yapmak istemedim. Bilinçsiz hareket ediyorum ama sana zarar vermek istemedim" dediği ortaya çıktı. Cumhuriyet savcısı tarafından hazırlanan takipsizlik kararında B.K.'nin 10 maddeyle tecavüz iddiasının gerçek olmadığı anlatıldı:
İŞTE O MADDELER
* Olay günü "Muğla'dan geldiğim için midem bulandı. Yorgun ve açtım" dedi. HTS kayıtlarında iki gün önce İstanbul'a geldiği belirlendi.
* B.K. "Ünal'la görüşmek için yalnız başına gitmekten korktum" dedi. Abla ise kardeşinin buluşma sırasında ofise girmesini istemediğini 'Pastanede bekle' dediğini söyledi.
* Abla ofisin telefonunu camdan görerek aradı. B.K. "Abla sen neden arıyorsun ben sana arama demedim mi?" diyerek bağırdı. Tecavüze uğrayan birinin böyle bir tepki vermesi normal değil.
* Ofisten çıktığında ablasını karşında gördüğünü ve ağlayarak ona sarıldığını iddia etti. Abla ise "Bana kızdı, 'Neden üzgünsün' diye sorunca 'Ünal benden ayrıldı' dedi" diye ekledi.
* Genç kız olayın ertesi günü Ünal'ın kendisine yaşanan olay nedeniyle, 'Kafasının güzel olduğu' şeklinde mesaj attığını ileri sürmüşse de ertesi gün genç kızın hiçbir şey olmamış gibi konuşmaya devam ettiği yine kendisine tecavüz ettiğini iddia ettiği biriyle yoğun bir görüşme içerisinde oldukları hatta kendisini rahatsız eden bir şahsı bulması yönünde yardım istediği anlatıldı. Yine genç kızın Ünal'la buluşmak için ısrar ettiği, Ünal'ın 'Yoğunum' demesine rağmen ısrarını sürdürdüğü belirlendi.
MADDE 6: İddia edilen olaydan sonra ikilinin görüşmeye devam ettikleri, genç kadının şüpheliye âşık olduğu yönünde, onu sevdiğini ve evlenmek istediğine dair yüzlerce mesaj gönderdiği ve bu mesajların hiçbirinde Ünal'a yönelik olumsuz ifade kullanılmadığı anlatıldı.
MADDE 7: Sosyal medya üzerinden soruşturmanın başlamasına neden olan paylaşımlar yaptıktan sonra hala Ünal'la görüşmek istediğini ifade eden mesajları attığı, genç kızın Ünal'a iftira attığını ifade
eden mesajlar gönderip, 'Özür dilerim, sana kötülük yapmak istemedim. Bilinçsiz hareket ediyorum ama sana zarar vermek istemedim' şeklinde mesajlar gönderdiği anlatıldı.
MADDE 8: ikili arasındaki olaylar sosyal medyada yayınlandıktan sonra gece saatlerinde gerçekleşen 1 saat 14 dakikalık telefon konuşmasında avukat Ünal'ın defalarca, 'B. ben sana tecavüz ettin mi?' diye sormasına rağmen genç kızın hiçbir şekilde tecavüzden bahsetmediği ve tecavüz ettiğini söylemediği ifade edildi.
MADDE 9: Genç kızın anal yoldan cinsel saldırıya maruz kaldığını iddia etmesine karşın Ünal'ın ailesine ulaşarak hamile olduğunu ve Ünal'ın kendisiyle ilgilenmediğini iddia ettiği, ailenin genç kıza sahip çıkacağını söylemesine rağmen B.'nin bu durumu da kabul etmediği iddia edildi.
MADDE 10: Genç kızın sosyal medya üzerinden bahse konu paylaşımları yapmasının hemen ardından telefonda kendi rızası ile yapılan incelemede avukata ait çok sayıda sosyal medyada fotoğraf paylaştığı ileri sürüldü.
AVUKATI SABAH'A KONUŞTU
SABAH, Ünal Işık'ın avukatı Osman Taşdemir'e ulaştı. Savcılık tarafından verilen takipsizlik kararıyla ilgili açıklama yapan avukat, "Sosyal medya kullanıcıları, sosyal medyanın manipülasyona oldukça açık bir alan olduğunu anlamalı ve kabul etmelidir. Müvekkilim hakkında 48 bin kişi tweet atarak 'tutuklama' talebinde bulundu ve müvekkilim aynı platformda açıklama yapmasına rağmen hiç kimse kendisini dinlemek dahi istemedi. Bu bile başlı başına Twitter'ın mahkeme görevi göremeyeceğinin bariz bir göstergesi. Hemen hemen her gün Türkiye gündemine bir 'tutuklama' talebi giriyor ve artık bu normalleşmişti. Bu normal bir durum değil. Twitter'ın adliyeyi etkileyeceği yönünde bir inanç var. Bunun böyle olmadığı açık. Mahkemeler delillere göre hareket ediyor. Hatta Twitter'daki linç kampanyalarının yaygınlaşması artık gerçek mağdurların hak arama çabalarına da gölge düşürüyor. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararına rağmen müvekkilim ömrü boyunca maalesef aklanamayacaktır. Çünkü bir defa 48 bin kişi tarafından 'tecavüzcü' ilan edildi. Bu mağduriyeti kelimelerle tarif etmek mümkün değil" diye konuştu.