Manisa Organize Sanayi Bölgesi'ndeki elektronik malzeme üretilen fabrikada çalışan Gülnur Kocabaş, geçen yıl 28 Mayıs sabahı saat 06.00 sıralarında işe gitmek için Alaybey Mahallesi'ndeki evinden çıktı. Kocabaş, 813 Sokak'a geldiğinde, arkasından erkek arkadaşı Yusuf Akbulut seslendi. Sesin geldiği yöne dönen Kocabaş, Akbulut'un pompalı tüfekli saldırısına uğradı. Akbulut'un peş peşe 2 el ateşlediği tüfekten çıkan saçmalar, genç kadının göğsüne isabet etti. Kanlar içinde yere yığılan Kocabaş'ı görenler, sağlık ekibine haber verdi. Bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık görevlileri, Gülnur Kocabaş'ın yaşamını yitirdiğini belirledi. Akbulut, olayın ardından suç aleti tüfekle polise teslim oldu. Tutuklanan Akbulut hakkında 'tasarlayarak kasten öldürme' suçundan Manisa 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
SEGBİS İLE İFADE VERDİ
Davanın bugün görülen ilk duruşmasına öldürülen Gülnur Kocabaş'ın annesi Keder Kocabaş, babası Eyüp Kocabaş ve ablası Neşe Kocabaş ile avukatları katıldı. Tutuklu sanık Yusuf Akbulut ise Manisa T Tipi Cezaevi'nden SEGBİS ile katıldı. Akbulut ifadesinde, Gülnur Kocabaş ile aynı iş yerinde çalıştıklarını anlatarak, "Gülnur'un ailesi, iki yıldır ilişkimizi biliyordu. Kendisiyle sözlüydük. Aramızda sözlendik. Evlenme teklifi dahi yapmıştım. Gülnur'un Kütahya'da bulunan kardeşi rahatsızlandı, hasta ziyaretine evlerine gittim. Erkek kardeşinin sünnetine de gittim. Zaman zaman kavgalarınız oldu. Ancak Gülnur'la hiç ayrılmadık.
Olaydan bir ay öncesinde Gülnur'un söz yüzüğünü takmadığını fark ettim, sorduğumda ise bahane uydurdu. İş yerinde mola saatlerinde her zaman beraber oturur, çay içerdik. Yanıma da gelmemeye başladı. Telefonla başkasıyla konuştuğunu gördüm. Başkasıyla ilişkisi olduğunu düşündüm. Kendisiyle telefonda tartıştık. Hayatında birinin olduğunu söyledi. Bu olayı babasına mesaj olarak ilettim. Sonra ayrıldık. Kendisi geldi gönlümü almaya çalıştı. Olaydan 2 gün önce hata yaptığını ve boşluğa düştüğünü söyledi. Kendisini sevdiğim için kabul ettim. İlişkimiz normal seyrine döndü. Olay gecesi konuştuk, saat 01.00 civarı bana hakaretler etmeye başladı. Sabah kendisini alıp, işe götürmek için mesaj attım. Evinin önüne gittim. Beni görünce hakaret etmeye başladı. Araçta tüfek vardı. Korkutma amacıyla sıktım, koluna geldi. Dengemi kaybettim, çok korktum. Öldürme niyetim yoktu, olay bir anda gelişti. Ona bir şey olacak diye başına doğru gittim, tüfek iki el daha ateş aldı. Pişmanım" diye konuştu.
Duruşma, aralarında ablas Neşe Kocabaş'ın da bulunduğu tanıkların dinlenmesi için ertelendi.
'AİLE, EN AĞIR CEZANIN VERİLMESİNİ İSTEDİ'
Adliye önünde açıklama yapan abla Neşe Kocabaş, kardeşi için adalet istediğini belirtip, "Kardeşimi öldüren o kişi iftira ve yalanlarla kendini aklayıp çıkmasın, idamla yargılansın. Ağırlaştırıp, müebbet hapis cezası verilsin. Ne olursa olsun ama gün yüzü görmesin. Dışarı çıkmasın" dedi.
Baba Eyüp kocabaş da gözyaşları içinde "Kızıma bunu yapanın en ağır şekilde, müebbet hapisle cezalandırılmasını istiyorum. 5- 10 yıl sonra indirimlerle, af ile dışarı salınsın istemiyorum. Karşısında kendisini savunacak kimse yok. Kızım toprağın altında ama o şimdi iftira atarak indirim için her şeyi söyleyebiliyor. Biz, delillerin en ince ayrıntısına kadar toplanıp, sanığa en ağır cezanın verilmesini istiyoruz" diye konuştu.
Anne Keder Kocabaş ise, "Kızımı öldüren kişiye idamsa idam, müebbetse müebbet, ne gerekiyorsa o cezanın verilmesini istiyorum" dedi.