Son dakika... Koronavirüs testi pozitif çıktıktan sonra Bahçelievler'de bir özel hastanede tedaviye alınıp 5 gün sonra iyileşeceği söylendikten sonra bir aylık tedavi sonrasında hayatını kaybettiği iddia edilen Nermin Yılmaz'ın kardeşi Sevgül Değirmenci Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Şikayet dilekçesinde, "Nermin Yılmaz, 12 Aralık 2020 tarihinde yürüyerek girdiği hastanede '5 günde taburcu edilir' denilerek yatışı yapılmışsa da, davalıların ihmal ve kusurlu davranışları sebebiyle 9 Ocak 2021 tarihinde hayatını kaybetmiştir" denildi.
Dilekçede, hastanede yattığı bir aylık sürede doktorların kontrol etmediği, iyiye gittiği söylenmesine rağmen yakınlarının rızası alınmadan plazma tedavisi yapıldığı, iyileşme olduğu söylenirken kortizon tedavisi uygulanarak taburcu edilmediği, daha sonra yoğun bakıma alındığı anlatıldı. Tıbbi yükümlülüğün uygulandığı hastanede kasta varan ağır ihmallerin bulunduğu ileri sürülerek, şöyle denildi: "Nermin Yılmaz'ın hastaneye yatışı yapılmadan önce belirlenen tedavi süresi olan 5 gece için 10 bin TL peşin ödeme yapmaları gerektiği söylenmiştir. Yatıştan itibaren 5'inci günden sonraki süreçte ise geceliği bin 500 TL üzerinden ödeme talep edilmiştir. Bu ödemelerin hiçbirinin karşılığında müvekkile ve eşine makbuz veya herhangi bir evrak verilmemiştir. Yine acil alınması gerektiği belirtilen ilaç için de müvekkilden toplam 18 bin TL ödeme alınmış, bu ödemelerin karşılığında da herhangi bir makbuz veya evrak verilmemiştir. Bu ödemelerden bir kısmı elden alınmış bir kısmı da hastane finans müdürü olarak belirtilen kişinin hesabına ödenmesi istendiğinden bu hesaba gönderilmiştir."
3 Ocak'ta Nermin Yılmaz'ın koranovirüs testinin negatif çıktığı, 9 Ocak'ta ise kalp yetmezliği sebebiyle öldüğünün söylendiği ancak ölüm belgesinde, "Akut böbrek yetmezliği, septik şok, viral pnömoni ve covid-19" yazdığı kaydedildi. Covid-19 Tedavi protokollerine aykırı şekilde hatalı tedavi ve ilaçlar uygulandığına yer verilen dilekçede, söz konusu hastanenin yetkilileri ve doktorları hakkında "Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olma", "Taksirle ölüme neden olma" ve "Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma" suçlarından cezalandırılmaları talep edildi.
"ÇÖPLERİN ATIKLARIN..."
Sevgül Değirmenci basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Annem diyebileceğim, babam diyebileceğim en değerlimiz, en kıymetlimiz. 10 Aralık günü koronavirüs teşhisi konuldu, pozitif çıktı. 12'sinde özel bir hastaneye yatırdık. Kendi imkanlarımızla götürdük hastaneye. 4-5 günlük tedavi sürecinden sonra taburcu olacağını söylediler. Ama maalesef ki her geçen gün bir terslik yaşandığını söylediler. Oysa ki değerlerini kendimiz takip ediyorduk sürekli. Bizi bu kadar umutlandırdıktan sonra, bir aylık süreçte hep umut, hep taburcu olacak konuşmaları. Oksijen tüpü alın evde tedavisi devam edecek denirken, maalesef ki bir ayın sonunda hastanenin tıbbi atık bölümünden, çöplerin, yemek atıklarının olduğu bir yerden cenazemizi aldık" dedi.
"DERİNDEN ÜZDÜ"
Sevgül Değirmenci, "Olur şey değil. Doktorumuz şehir dışına çıktığını söylüyor ve biz başkasından haber almaya başladık. Nihayetinde en değerlimizi kaybettik. Maalesef ki ablamı hiçbir şey geriye getiremeyecek. Ama başka canlar yanmasın. İnanılmaz bir şey. Ayaklarıyla götürdüğüm insan. Bir ay sürecinde nasıl olur. Telefon geldi. 'Hastanız ağırlaştı, müdahale ediliyor' dediler. Biz gittiğimizde zaten hiçbir yetkili bulamadık. Doktorlar o gün yok oldu ortalıktan. Bir buçuk saat bekledikten sonra birisi çıktı ve hastamızı kaybettiğimizi söyledi" diye konuştu. Yılmaz'ın servise çıkarılmasının ardından yeniden yoğun bakıma götürüldüğünü belirten Değirmenci, "12 gün sonra yoğun bakımdan bize cenazesini verdiler. İhmal ve kusurların olduğunu düşünüyorum. Çünkü her şey çok iyi giderken birden hastamızın bu şekilde ölümü bizi şoke etti. Bizimle her hafta taburcu edilmesiyle ilgili görüşmeler yapıldı. Evde tedavi olması gerektiğini, çok dirençli olduğunu ve tedavilere cevap verdiğini söylerken hastanedeki doktorumuz, maalesef ki ölüm haberi bizi çok derinden üzdü" şeklinde konuştu.
"ÇÖP KOKUSU EŞLİĞİNDE..."
Değirmenci'nin avukatı Betül Bekar Demircan ise Nermin Yılmaz'ın 10 Aralık'ta korona teşhisi konduğunu, durumu ağırlaşınca 12 Aralık'ta hastaneye götürüldüğünü, bir ay sonra 9 Ocak'ta hayatını kaybettiğini belirterek, "Bu ölüm olayında kesinlikle hastanenin kusurunun, ihmallerinin söz konusu olduğunu düşünmekteyiz" dedi. Nermin Yılmaz'ın vefatının ardından da ihmallerin devam ettiğini söyleyen avukat Demircan, "Vefat eden Nermin Yılmaz'ın cenazesi tıbbi atık çıkışından, çok ağır bir çöp kokusu eşliğinde, cenazesine saygı duyulmayacak bir şekilde yakınlarına teslim edilmiştir. Bu insanlık dışı durum dahi hastanenin ve ilgilenen doktorun hastaya, yakınlarına bakış açısını, özensizliğini ortaya koymaktadır. Biz aslında esasen hastanede covid-19 protokollerine uygun bir tedavi süreci yürütülmediğini düşünmekteyiz. Hastane koşullarının, koronavirüs koşullarının covid-19 protokolünde öngörülen koşullara haiz olmadığını düşünmekteyiz" diye konuştu. Olaydan kısa süre sonra hastanenin koronavirüs servisinin kapandığını belirten avukat Demircan, bunun iddialarını güçlendirdiğini, savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını, İl Sağlık Müdürlüğünün de olayı soruşturduğunu belirterek "Tabipler Birliği'ne şikayetlerimizi yapacağız ve maddi manevi tazminat davamızı açacağız" şeklinde konuştu.