Soruşturma dosyasına göre; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Aralık 2018'de yapılan ihbar üzerine harekete geçti. Soruşturmada tespit edilen bilgilere göre rüşvet çarkına 7 hakim ve savcının adı da karışmıştı. Bu isimler arasında İstanbul ve İzmir adliyeleri ile Ankara'da Yargıtay'da görevli hakimler ve savcılar vardı. Başsavcılık, şüpheli hakim-savcılarla ilgili HSK'na ihbarda bulundu. Şüpheli savcılardan İstanbul Adalet Sarayı'nda görevli olan ve rüşvetle suçlanan Lütfi Karabacak ve İsmet Bozkurt hakkında 28.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Meslekten ihraç edilen bu savcıların yargılanmasına önümüzdeki günlerde Yargıtay'da başlanacak.
DAVA AÇILDI
Rüşvet çarkında hakim ve savcı olmayanlarla ilgili ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı detaylı bir soruşturma yürütüyor. Başsavcılık, 8 kişi hakkında geçen ay İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Savcılığın hazırladığı iddianamede gayrimenkul işiyle uğraşan ve iş takipçiliği yapan Ahmet Kıntaş "Suç işlemek amacıyla örgüt kurduğu", avukatlar Abdulkadir Bayram, Dilek Buğday Bayram, vergi dairesi çalışanı Gökhan Karahan, polis memurları Osman Ölker, Savaş Yöndem, eski MİT görevlisi Yılmaz Sabri Bilir "Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olduğu", kahvehane işleten Şerif Dokumacı ise "Örgüte bilerek ve isteyerek yardım ettiği" suçlamasıyla mahkemelik oldu. Sanıkların işlediği iddia edilen diğer suçlar ise şöyle: "Kamu görevlileri ile ilişkisi olduğundan bahisle bir işin gördürüleceği vaadiyle dolandırıcılık", "Rüşvet almak ve vermek", "Gizliliğin ihlali", "Kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak"
VARLIKLI İNSANLARI HEDEF ALDILAR
İddianamede sanıkların, mağdur ettikleri her bir kişi için yüzlerle yıl zincirleme hapis cezalarına çarptırılmaları istendi. 102 sayfalık bu iddianamede, rüşvet çarkının detaylarına yer verildi. İddianamede 91 kişi rüşvet çetesinin mağduru olarak gösterildi.
Başsavcılığın iddianamesine göre, suç örgütü, Ahmet Kıntaş'ın girişimiyle kurulan bir avukatlık bürosu üzerinden hareket ediyordu. Avukatlar Abdulkadir Bayram ve Dilek Buğday Bayram aracılığıyla FETÖ irtibatı nedeni ile soruşturma dosyası bulunan varlıklı şahıslarla irtibata geçen örgüt, bu şahısların suçlamalardan aklanacağı ve takipsizlik alacaklarını, yurt dışına çıkışlarını engelleyen pasaport tahdit kayıtlarının sildirileceği veya üzerinde tedbir bulunan taşınmazlar ile ilgili şerh sorunlarının çözüleceği vaadi ile çıkar elde ediyordu. Savcılığın iddianamesinde çetenin, bu yöntemle milyonlarca lira menfaat temin ettiği kaydediliyor.