Ankara'da ilköğretim öğrencisi Mert Yağız Köksal'ın (7) okul kantininden aldığı şırınga çikolatanın kapağının boğazına kaçması sonucu ölümüyle ilgili 6 kamu görevlisi hakkında 13 yıla kadar hapis istemiyle ikinci kez açılan davaya devam edildi.
Ankara 17. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, Keçiören Tarım ve Orman Müdürlüğünde gıda kontrolörü olarak görev yapan sanık Fatma Şahin ve Koray Hozantaş, sanık avukatları ve tanıklar salonda hazır bulundu.
Olay sonrası ilk olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Okul müdürü Abdulkadir Pehlivan, müdür yardımcısı Ebubekir Çelik, öğretmenler Ali Osman Doğan, Apaydın Albayrak ile gıda kontrolörleri Fatma Şahin ile Koray Hozantaş hakkında 'taksirle ölüme neden olma' ve 'görevi kötüye kullanma' suçlarından 13 yıla kadar hapis cezası istemişti.
NÖBETÇİ ÖĞRETMEN YOKMUŞ
Duruşmada tanık olarak dinlenen Mert Yağız Köksal'ın öğretmeni Aylin Yay, hastaneye giderken ambulansa kendisinin de bindiğini söyleyerek, "Olay teneffüste yaşandı. Çocuğun fenalaştığını duyunca öğretmen arkadaşlarla birlikte aşağı indik. Mert'i ilk önce sağlık ocağına götürdüler ben de orada gördüm. Sonra ambulansla hastaneye götürdük, ben de ambulansta öne oturdum. Olayın olduğu katta nöbetçi öğretmen yoktu, temizlik görevlisi vardı. Kantinde de o ürünün satıldığını daha önce görmedim" dedi.
Şırınga şeklindeki çikolatanın üretimini yapan firmanın avukatı ise olaydaki sorumlunun denetleyiciler olduğunu iddia ederek, "Aynı ürün daha önce satılmış, satan kantincinin bir suçu yok denetleyicilerin sorumluluğu bu. Firmamız bu ürünü mevzuata uygun olarak üretmiştir, müvekkilimin beraatini talep ediyorum" ifadelerini kullandı.
"BİZ DE SİZİ BEKLİYORDUK DEDİLER"
Keçiören Tarım ve Orman Müdürlüğünde gıda kontrolörü olarak çalışan sanık Fatma Şahin ise kendilerinin yaptığı denetimlerin satılan ürünlere ilişkin olmadığını belirterek, "29.11.2019 tarihinde denetim seferberliği kapsamında yapılan denetimleri gerçekleştirdik. Bu seferberlik hijyen kurallarıyla ilgiliydi, satılan ürünlerle ilgili değil. Bizim görev tanımımız da bu olayla ilgili teftişin bizim görevimiz olmadığı açıkça belirtilmiştir. Denetimde biz zaten zararlı yiyecek görmedik, kantinler birbirleriyle haberleşiyorlarmış. Biz o kantine gelmeden haberi gitmiş, gittiğimizde "biz de sizi bekliyorduk" dediler. Gelen evraklarla birlikte denetimin bizim sorumluluğumuzda olmadığı belgelenmiştir, bu evraklar doğrultusunda beraatimi talep ediyorum" dedi.