MUHABİR: LÜTFÜ YALGI
Suriye'deki iç savaş nedeniyle 8 yıl önce Türkiye'ye sığınan Suriyeli mühendis Enas Attal Othmanlı ve hukukçu aynı zamanda ressam olan eşi ile birlikte Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde Türkiye Grameen Mikro Kredi Programı'ndan aldıkları destekle yaşamlarını sürdürüyorlar. Mühendis Enas, aldığı kredi ile bakkal açıp işletirken, iki çocuk annesi eşi Nada ise tablo resimler yapıp satıyor.
Dicle mahallesinde yaşayan Suriyeli aile 2 çocuğuyla birlikte kendi ayakları üzerinde durmak için 47 yaşındaki imar mühendisi Enas Attal Othmanlı bakkal dükkânı işletirken, hukukçu ve ressam eşi 47 yaşındaki Nada Abdulhaı Othmanlı ise, evde çizdiği tablo resimleri satıp hayatlarını sürdürüyorlar. İç savaş öncesi başkent Şam'da yaşayan aile, iç savaş ve Esad'ın yaptığı zulümler nedeniyle Şanlıurfa'nın karşısında yer alan Resulayn'a geldiler. Burada 3 ay akrabalarında yanında kalan Othamanlı ailesi, iç savaşın yayılması üzerine Türkiye'ye sığındılar.
TÜRKİYE İSLAM COĞRAFYASI'NIN BÜYÜK VE MERHAMETLİ DEVLETİDİR
Yaşadıklarını SABAH'a anlatan İmar Mühendisi Enas Attal Othmanlı, Türkiye Cumhuriyeti devletinin İslam coğrafyasının en büyük ve en merhametli devleti olduğunu belirterek, "Suriye'de yaşanan iç savaştan dolayı Türkiye'ye sığındık. Türkiye'ye minnettarız. Bizlere kapılarını açmasaydılar, Esad rejimi bizi öldürecekti. Suriye'de birçok aile, bizim gibi kendi işini yaparak ailesini geçindiren kişilerdi. Suriye'de Esad rejimi öyle zulümler yapıyordu ki, insanlar ondan kaçmak zorunda kaldı ve aileler yıkıldı. Esad rejiminin istediklerini yapmayanlar, ailelerinin gözü önünde çoluk-çocuk demeden katledildi. Ben ve eşimin teyzesi ve çocukları enkaz altında kaldık. Her gün bombalar patlıyordu" dedi.
ÇOCUKLARI TÜRKİYE'DE DOĞDU
Türkiye'de hayat bulduklarına dikkat çeken Othmanlı, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Esad rejiminden kaçıp sınıra geldiğimizde, bizi nelerin beklediğini bilmiyorduk. Ama şuan Türkiye bizim gururumuz, Türkiye bizim şerefimizdir. Siverek'e yerleştiğimizde, komşularımız ve çevremiz inanılmaz mükemmel bir şekilde bize iki yıl boyunca sahip çıktı. Kendi ayaklarımızın üzerinde durmak için çaba sarf ettik. Eşim evde tablo resimler çizer sattı. Türkiye'ye geldiğimizde çocuğumuz yoktu, rabbim bize Türkiye'de iki evlat verdi onlarda şimdi okuyorlar. Türk bayrağı altında olmak bizim için gurur vericidir."
"HUKUK STAJI YAPARKEN ÜLKEYİ TERK ETMEK ZORUNDA KALDIM"
Suriye'de iç savaş öncesi hukuk fakültesi 5'inci sınıfı bitirip staj yaptığı dönemde Esad rejiminden kaçarak Türkiye'ye geldiklerini belirten hukukçu Ressam Nada Abdulhaı Othmanlı da, "Suriye'de zalim Esad rejiminin zulümleri başlamadan önce güzel yaşamımız, evimiz ve kurulu bir düzenimiz vardı. Hukuk fakültesini bitirmiş staja başlamıştım, 3 ay sonra bombalar ve çatışmalar her yerimizi sardı. Öyle zulümler yapılıyordu ki, insanın aklı ermiyordu. Biz oradan kaçmasaydık bizlerde ölecektiler. Türkiye sınırına geldiğimizde hamileydim Türkiye'ye yerleştik iki çocuğumda Siverek'te dünyaya geldi. Okullarına gidiyorlar, çok güzel bir şekilde Türkçeyi öğrendiler. Türkiye'ye minnettarız, çocuklarımı büyütüp okutmak istiyorum. Türkiye'ye olan borcumuzu çocuklarım okuyarak ödeyecekler" dedi.
"ÇİZDİĞİM RESİMLERDE HUZUR BULUYORUM"
Suriye'de çok sıkıntılar yaşadığını dile getiren Nada Abdulhaı, Türkiye'de huzur bulduğunu söyledi. Abdulhaı "Esad rejimi Suriye'de insanlara huzur vermiyordu. Resimlerimde şimdiye kadar Suriye'yi hiçbir zaman çizmedim. Suriye çizilmez ancak yaşanır. Huzur ve merhamet ülkesi olan Türkiye Cumhuriyetini, doğasını, yaşamını, manzarasını her zaman çiziyorum. Allah Türkiye'den razı olsun. Çok şükür maddi olarak hiçbir desteğe ihtiyacımız yok, kendi ayaklarımız üzerinde duruyoruz" ifadelerini kullandı.