1965 yılında şehit olan Öztürk'ü o gün defneden adam her yıl belirli zamanlarda mezarlığın başına gelip Yasin okuyordu. Kimsesizler mezarlığında her yıl yaptığı bu ziyaret bir binbaşının dikkatini çekti. Binbaşı mezarlığın kime ait olduğunu sorduğunda şehit mezarlığı yanıtını aldı. Adam nasıl şehit olduğu konusunda bir bilgi vermezken, mezarlığın şehit mezarlığı olduğu askeri kaynaklarca doğrulandı. Dönemin şartlarında neden şehit olduğuna dair evrak bulunamazken bu defa mezarlığın yapılması için devreye girildi. 25 yıl önce mezarlık taşlarla çevrilse de şehit mezarlığı olduğuna dair bir iz bırakılmadı. Taşın üzerine yazan mezar başlığı da zamanla kayboldu. 2016 yılında bölgede görev yapan bir mezarlık görevlisi, mezarlık mermeri işi yapan Gökhan İpek'e durumu anlattı. İpek, mezarlığın mermerlerini yaptı. Askeriyeden aldığı bayrağı mezarlığın başına dikti. Geleni gideni olmayan mezarlığı haftada bir gün ziyaret etmeye başladı.
5 yıldır sahipsiz şehit mezarını ziyaret eden İpek, duygularını SABAH'a anlattı. İpek; "Aslında çok dramatik bir durum var ortada. Vatan için can vermiş birinin mezarı. Çok fakir bir ailede büyümüş. Kimsesi yokmuş. Ailesi Tokat'taymış. Şehit olduktan sonra buraya defnetmişler. Kimse şehit mezarı olduğunu uzun süre bilmiyormuş. Her yıl buraya bir adam gelirdi. Meğer o defnetmiş. Ama hiçbir zaman neden şehit olduğunu söylemedi. Bizde öğrenemedik. 2016 yılında durumdan haberdar olunca yaptırdık. Askeriyeden bayrak alıp diktik. Bu benim için bir vicdan meselesi. Her hafta gelip kuranımı okuyorum. Onun bu vatana verdiği bedelin karşılığı olarak onu kimsesiz değil hepimizin değeri olarak görüyorum. Bizim için can veren nice yiğitler var bu toprakta. O hepimizin ortak değeridir" dedi.