Sabah Gazetesi tarafından Anneler Günü dolayısı ile 9 Mayıs, saat 13:00-16:00 saatleri arasında düzenlenen Anneler Günü Webinarı'nda iş, sanat ve spor dünyasının önde gelen isimleri ağırlandı
Konuklar kariyerleri ve annelik deneyimlerine yönelik yaşamlarından kesitleri ve aynı zamanda bu konular özelinde paylaşımlarını gerçekleştirdiler.
Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Sonat Bahar'ın sunduğu webinar, Sabah&Daily Sabah Yazılı Medya, İcra Kurulu Üyesi Reklam Genel Müdürü Ceyda Uzman'ın açılış konuşması ile başladı.
Uzman konuşmasında annelik görevinin bir içgüdü, doğal olarak kazanılan bir duygu olduğuna işaret ederek, anneliğin sabır, fedakarlık, konfor, yetiştirmek, sonsuz destek, her türlü riski alabilme cesareti gösterme ve gerektiğinde canını feda edebilmek olduğunu ileterek dünya üzerinde yaratma duygusu ve yetiştirme yetisi verilmiş tüm kadınların anneler günü kutlu olsun şeklinde konuştu.
Ceyda Uzman'ın açılış konuşması ardından Sabah Gazetesi Ekonomi Yazarı Dilek Güngör tarafından moderatörlüğü gerçekleşen "İş Dünyasında Anne Olmak" konulu panelde, iş dünyasının önde gelen kadınları buluştu. Bugüne kadar iş hayatında imza attıkları başarılarıyla öne çıkan kadınlar, bu sefer anneliği anlattı. "Hayatın en zorlu ama en keyifli mesleği annelik" diyen iş kadınları, annelere yönelik çalışmalarını da paylaştı. Panelde, Gedik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Gedik, Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili İdil Yiğitbaşı, TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut ve Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral Sürmeli yer aldı. İş dünyasında anne olmanın etkileri, iş kadını ve anne olarak yaşadıkları süreçler, çalışma temposunda anne olarak yaşadıkları "keşke"ler, şirketlerinde çalışan annelere sağladıklarını pozitif ayrıcalıkları anlatan başarılı iş kadınları, anne olmanın dünyanın en zorlu ama en keyifli mesleği olduğunu vurguladı.
GRUPTA 20 YIL YUVA VARDI
Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili İdil Yiğitbaşı, girişimci bir aile olarak iş hayatına çok çabuk atıldıklarını belirterek, "Üniversiteyi bitirince hemen iş hayatına atıldım. Master sonrası evlendim iki sene sonra da çocuğum oldu. 26 ve 28 yaşında iki kızım var" dedi. Anne olmanın çok güzel bir duygu olduğunu belirten Yiğitbaşı, "Çalışmak güzel ama çocuklarınıza zaman ayırmak da çok öneli. Çalışma hayatında bazen bazı şeyleri kaçırabiliyorsunuz. Ama ben çocuklarıma hep destek olmaya çalıştım. Hafta sonlarımı onlarla birlikte geçirdim. Geriye dönüp baktığımda keşke daha fazla zaman geçirseydim çocuklarımla dediğim oldu" diye konuştu. Çocuklarının iyi yetişmesi, mutlu ve kendilerine güvenen çocuklar olmasın çok önemsediğini aktaran Yiğitbaşı, bunun için elinden geleni yaptığını kaydetti. "Bu pandemi dönemini hep beraber yaşadık" diyen Yiğitbaşı, şöyle devam etti: "Evde kalarak da çalışabildiğimi gördüm, o zaman da belki biraz daha evden çalışma yapabilirmişim dedim. Gerçi o zaman şimdiki teknolojiler yoktu. Biz hep sabah 8 akşam 6 çalıştık. Hafta sonları ve akşamları evde oldum ama çocuklarımız okuldan gelince karşılama imkânım olmadı keşke onları okuldan gelince karşılayabilseydim." Yaşar Topluluğu olarak çocuklara ve annelere çok önem veren bir grup olduklarını aktaran Yiğitbaşı, "20 yıl boyunca grubumuzda çocuk yuvası oldu. Daha sonra çocuk yuvası konusunun gelişmesiyle dışarıdan bu hizmeti almaya başladı çalışanlarımız" dedi. Toplulukta kadın çalışan oranlarının yüzde 18 olduğunu aktaran Yiğitbaşı, bu sayıyı yükseltmek için çalıştıklarını kaydetti. Yiğitbaşı, "Kadın çalışanları her kademede daha fazla görevlendirmeye ve anne olduklarında onlar için sorun olmamasını sağlamaya çalışıyoruz. Kadınlar bizim için çok değerli ve onların iş hayatına olumlu katkıları olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.
ANNEMİN İŞİ TOPLANTI!
Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral Sürmeli, iş hayatında tecrübe edinmeye başladığı dönemde anne olduğunu belirterek, "Bu dönemde evdeyken aklım işte işteyken aklım evde olurdu. Fuar zamanında birçok ülkeye gittiğimizde hiçbir yeri görmeden ilk uçakla eve dönmek ve çocuğumu kendim uyandırmak, çocuğuma zaman ayırmak için çok koşturdum" dedi. Babasının patronu olmasının en büyük avantajı olduğunu anlatan Sema Güral Sürmeli, "Babam bana 'önce çocukların sonra işin. İş yapılır ama çocuğun kaçan zamanı yakalanamaz. Çocuğumun başına aksi bir şey geldi gidemedin olmasın. Çocuklarınıza anne olarak yeteri kadar zaman ayırın. İş her zaman olur' dedi. Bu benim için çok kıymetli bir öğüt oldu. Ben de süreçlerimi babamın bu öğüdüne göre planladım" diye konuştu. İşinin Kütahya'da, evinin Eskişehir'de, işle ilgili bazı süreçlerin İstanbul'da ve fuarların da yurtdışında olması nedeniyle hep mesafelerle uğraşması gerektiğini anlatan Sürmeli, "Hep mesafeler ve zamanla mücadele etmeye çalıştım. Kendime ayırabileceğim zamanlardan fedakarlık ederek bu zamanımı çocuklarıma ayırdım" ifadelerini kullandı. İş özel hayat dengesini kurmaya çalışırken çocuklarına dair eğlenceli anılarını da paylaşan Sürmeli, şunları anlattı: "Küçük oğlum bir gün okuldan bana bir defter getirdi. O defterde öğretmeni 'lütfen oğlunuza ne iş yaptığınızı öğretin' yazmış çünkü oğlum benim annemin işi toplantı demiş. Çocuk da haklı ne zaman annesini sorsa toplantısı var diyorlar. Çok koşturmalı süreçlerdi. Mesela büyük oğlumu yanımda meclise götürmüştüm. Bir gün Sezen Aksu konserine giderken büyük oğlum ardımdan çok ağladı, dayanamadım. Üstümü deştirdim kendimi bir anda bostancıda sirkte buldum. Tüm arkadaşlarım Sezen Aksu konserindeyken ben oğlumla sirkteydim. Özgüvenli çocukların yetişmesi için annelere çok ihtiyaç var. Geri planda anne babalarımızın bize verdiği değerler ve bizim onlardan aldığımız öğretilerle bunları yaptık. Hiç "keşke"lerim yok "iyi ki"lerim var." Şirketlerinde kadın çalışan oranının çok yüksek olduğunu anlatan Sürmeli, "İcra kurulundaki 5 kişiden 3'ü kadın, yönetim kurulunda da 5'te 3'ü kadın. Mavi yakalıların yüzde 31'i kadın. Kütahya şartlarında oldukça iyi kadın çalışan oranına sahibiz. Pozitif ayrımcılık yapmadık doğru işe doğru eleman verdik ve kadınların çok başarılı olduğunu gördük. Sadece kadın çalışanlardan oluşan bir fabrikamız var. Haliyle hepsi hem anne. Bu annelerin hepsi iyi bir şekilde işlerini götürüyor. Bu anlamda örnek işletmelerden biri bu fabrikalarımız" dedi.
ÇOCUĞUMA İŞYERİNDE ODA YAPTIM
Gedik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Gedik, insanların en verimli olacağı yaş döneminde anne olduğunu, iş ve annelik sürecini eş zamanlı olarak yürütmeye çalıştığını söyledi. Gedik, "Ben de çok zorlandım ama ilk çocuğumu doğurduktan sonra odama taşıdım ve onu başka bir odada büyüttüm. Toplantı yaparken yan odada çocuğum ağlıyor ve yabancı iş insanları yadırgıyordu. Ben anlatınca birçok iş insanına örnek oldu hem çocuğumdan ayrı kalmadım hem de işimden" dedi. Çocukların söylediğinizi değil gördüklerini yaptığına dikkat çeken Gedik, "Duruşumla çalışmamla onlara örnek bir anne olmaya çalıştım. Metal sektörü ağır bir sektör ben holdingin işlerini tek başıma götürüyorum. Hem kızlarımla hem de iş hayatıyla uyumlu bir dünya çizdiğime inanıyorum ama eksik kaldığım zamanlar oldu. Çocuklarımla geçireceğim zamanı iş hayatına verdim ama onlar da bunu anlıyorlar her zaman uzun saatler çalışan anne gördükleri için erken gittiğimde şaşırıyorlar. Çalışan bir anne görmek kızlarımın da bakış açısını öyle yönlendirdi. Anneliği her şeyin üstünde tutuyorum ama iş hayatı da önemli. İş hayatı bizi diri tutuyor ve günceli yakalıyoruz" diye konuştu. Çocuğunu büyütmesinde annesinin en büyük destekçisi olduğunu aktaran Gedik, "Şirkette sık sık yurtdışına çıkmam gerekiyordu o nedenle çocuklarımın yanında olamadığım zamanlar oldu. Onlara ben nerede olursam olayım sen beni arayabilirsiniz dedim. Her zaman aradılar. Anneler ulaşılabilir olduğunda çocuk kendini daha güvende ve iyi hissediyor. Fiziksel olarak yanlarında olamasam da ihtiyaçları olduğunda ruhen yanlarında olacağımı hep bildiler. Kendilerini her zaman geliştirmeleri en büyük temennim" şeklinde konuştu. Yönetim kurulundaki yelerin yarısının kadınlardan oluştuğunu aktaran Gedik, şöyle devam etti: "Çalışan kadınlarımızın sosyal hakları kanunlar tarafından düzenlenmiş. Hem anne hem kadın olarak iyi haklara sahipler. Çocuklarına bakabilecek esnek saatlere sahipler. Biz de kadın çalışanlarımıza destek oluyoruz. Kadın liderin olduğu bir şirkette çalışanlara daha çok kolaylık sağlıyoruz. Biz de aynı yollardan geçtik çünkü dolayısıyla empati yapabiliyoruz."
ANNELİK ÇOK BÜYÜK BİR ENDİŞE
TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut, anneliğin dünyanın en önemli mesleği olduğunu söyledi. "Bir çocuğun şekillenmesi hepimizi çok zorladı. Genç kızlıktan evlilik hayatına geçiyorsunuz buna adapte olmadan anne rolüne bürünüyorsunuz. Bir taraftan da iş hayatında başarılı olmanız gerekiyor" dedi. Çocuklarının özgüvenli ve sevgi içinde büyümesi için elinden geleni yaptığını aktaran Bulut, "Acaba çocuklarımı ihmal ediyor muyum diye düşündüm ama onlar için nasıl sevgi dolu ev ortamı sağlıyorsak sevgi dolu barışçıl bir dünya hazırlamak için de görev almalıyız. O bilinçle çalışıyorum. Anneanne oldum torun sahibiyim. Annelik nasıl bir duygu dedim kızıma anne çok büyük bir endişe dedi. En büyük sevgi mutluluk endişe her şeyi içinde barındırıyor. Bu duyguları hisseden insan dünyaya nasıl kötülük aşılayabilir? Dünya yönetimlerinde annelerin yer alması dünyayı daha da güzelleştirecek" diye konuştu. Çocuklarına dair anılarını da paylaşan Bulut, "Çok protokol ağırlıklı bir yerdeyiz. Kızımı anneme ve teyzeme bırakmak zorunda kaldım ben bırakınca hiç susmamış. Büyük kızım 89 doğumlu. İşim bitip geldiğimde teyzem bana kızım hiçbir şey bu çocuğun ağlamasından daha değerli değil dedi. O sözler benim kulağıma küpe oldu. Çocuklarım her zaman önceliğim oldu" diye konuştu. Her çalışan kadının şanslı olmadığını söyleyen Bulut, "Onların patronları babaları değil. Çok zorlu süreçler yaşayan kadınlar var. O nedenle TİKAD'ı kurduk. Onların şartlarını düzeltmek için çok çaba sarf ettik. Çalışma hayatındaki kadınlara her türlü kolaylığı sağlamak için birçok projeye imza attık. Kadınlar iş hayatında eşit değiller. Hamile olduğu için proje yarım kalıyor diye işine son verilen birçok kadın var. Kadınlarda bu eşitsizlikleri göz önünde bulundurularak bizler gibi kadınların bu konuda çalışmalar yapması gerekiyor" şeklinde konuştu. İş hayatının çok rekabetçi olduğunu vurgulayan Bulut, şöyle devam etti: "Başarılı olmak zorundasınız. Bu başarıyı yakalamak için de çok çalışmanız gerekiyor. Mesela izin istediğinde tamam kadın patronlar olarak anlayışla yaklaşıyoruz ama annelik kimliğini suiistimal edenler de var. Biz kadın patronlar olarak bunu idare ediyoruz ama patron kadın sayısı çok az. Kadınlar olarak daha başarılı olmak istiyorsak eğer suiistimal etmeyelim anneliği ve kendi mekanizmamızı kendimiz kuralım."
Bu panelin ardından Sabah Gazetesi Yazarı ve TV Programcısı Funda Karayel tarafından moderatörlüğü gerçekleşen oyuncu, top model ve sanatçı anneleri konuk eden panele Top Model Tülin Şahin, Sanatçı Merve Özbey Koçak ve Oyuncu Wilma Elles konuk oldular.
SÜT ve KİLO BASKISI MOBING'İN BAŞKA BOYUTU
Top Model Tülin Şahin, kızı doğduktan sonra hayatının tamamen değiştiğini, her şeyin çok daha güzel göründüğünü iletti. Kızının büyüme döneminde her dakikasına, saniyesine şahit olmak istediğini ileten top model, "Eskiden 7-24 çalışıyordum. Şimdi çalışma programımı iki güne sığdırıyorum. Kahvaltısını yaptırmak, giydirmek, onunla vakit geçirmek istiyorum. İlk bebeğim olduğu için her şeyi yaşadıkça öğreniyorum. Yüzde 50 geleneksel, yüzde 50 tıbba inanan bir anneyim. Herkes için zor ama ben tek bir anne olarak bakıyorum bebeğime, malum durumlar." şeklinde konuştu. Arkadaşlarının kendisine "Profesyonel anne" gibisin dediklerini ileten Şahin "Çocuklu bir ailede büyüdüm. Ailede altı ayda bir bebek olurdu. Onların büyümesine şahit oldum. Bir de içgüdüsel annelik var tabii. Zaten etrafınızda ordu da olsa günün sonunda anne tek. Bebeğiniz koala gibi size yapışık" şeklinde konuştu.
Kızının kendisine en çok benzeyen özelliğinin çok hareketli olması olduğunu ileten Şahin, sakin bir anne olduğunu, çocukların düşe kalka büyüyeceğine inandığını iletti.
Toplumda herkesin anneliğinin kendini ilgilendirdiğini, kimseyi sorgulamanın anlamı olmadığını ileten top model, "Kadınları bir rahat bırakın; süt baskısı, kilo baskısı vs. Bunlar mobing'in başka bir boyutu. Gece kalkıyorsunuz, "Süt yetecek mi?" diye kaygılanıyorsunuz." şeklinde konuştu.
KIZIMI UYUTUP SİPARİŞLERİ PAKETLİYORUM
Sanatçı Merve Özbey Koçak ise kızı Elif Özüm'ün 2.5 aylık olduğunu, hamileliği boyunca çok tedirgin olduğunu ve bebeğini ilk kucağına aldığında yetersizlik duygusu ile dolu olduğunu iletti. İnsanın çocuğu olduğunda bu duygunun hiç gitmediğini ileten Koçak ,"Elif Özüm'den sonra hayatımda her şey değişti. Burnunuzun ucunda hep bir sızı var. Her şeyi yeniden öğreniyorum. İngilizce bilmiyordum. Dillere yöneldiğinde ne yapacağımı bilemediğim için İngilizce kursları araştırıyorum. Keman çalmak isteyebilir diye "Acaba keman mı öğrensem?" diyorum." şeklinde konuştu.
Anne olmanın en güzel yanının bebeğini koklamak olduğunu ileten Koçak "33 yaşındayım, annemle bağım hiç kopmadı. Günde 25 kere konuşuyoruz. Grip olunca annem 50 kere arardı, şimdi ben de aynıyım. Kısacık dışarı çıksam 75 kere kızımın kamerasına bakıyorum." dedi.
Kadınlara çok acımasızca eleştiriler yapıldığını ileten Koçak bu şekilde davranılmaması gerektiğini ileterek "Allah karnınızın içine bir mucize veriyor. Vücudunuzdaki organların yeri değişiyor. İster kilo alırsın, ister almazsın. Bunlar anneliğinden bir şey değiştirmiyor. Bence en önemli şey sevdiklerimizin sağlığı. Kiloluyken mutluysan bu sadece seni ilgilendirir. Geri kalan sınır ihlalidir." şeklinde konuştu.
Yeni kurduğu 3 markası olduğunu söyleyen Koçak, markalarının büyüyeceğine inandığını, bizzat işin içinde olduğunu ve hatta bebeğini besleyip uyuttuktan sonra sonra siparişleri paketleyip, kargoladığını belirtti.
ÇOCUK KAPILARI KAPAMAZ, TÜM KAPILARI AÇAR
Wilma Elles ise anne olduktan sonra hayatın dolu dolu, rengarenk geçtiğini ve önceden ne kadar yalnız olduğunu anladığını belirtti. Hep çocuğunun olmasını istediğini belirten yıldız "Çok şükür Allah bana nasip etti." şeklinde konuştu.
Çocuğa çok inandığı için birçok kişiyi anne baba olmaya ikna ettiğini söyleyen Elles, "Çocuklar kapıları kapatmıyor, aksine tüm kapıları açıyor. Anne olduktan sonra başka bir enerji yakaladım, bu enerji işe de yansıyor." Şeklinde konuştu.
Anne olduktan sonra her kadın gibi toplumsal baskılara maruz kaldığını ama önemsemediğini belirten Wilma Elles, dış görüntünün hiçbir öneminin olmadığını, tüm konsantrasyonunu çocuklarına verdiğini açıkladı.
Elles "Anne olunca annemi daha iyi anlamaya başladım. Onun bana verdiği tavsiyeleri şimdi daha iyi anlıyorum. Kadın olmak, hamile kalabilmek ve anne olmaktan çok memnunum. Hayatımın en yaşanılası dönemindeyim. Anneler olmasaydı hayat olmayacaktı." Şeklinde konuştu.
Son olarak "Spor dünyasında anne" başlıklı panel ise Sabah Gazetesi Editörü Yasemin Yıldırım'ın moderatörlüğünde gerçekleşti.
Milli jimnastikçi Göksu Üçtaş Şanlı, BJK Kadın Futbolcu Jessica Çarmıklı ve Vakıfbank Spor Kulübü Genel Menajeri ve Eski Milli Voleybolcu Neslihan Demir'in birlikte katıldığı panelde anne olduktan sonra antrenmanlar ve spor hayatındaki değişiklikler başlığı konuşuldu.
BAŞKA BİR BEN OLDUM
Milli jimnastikçi Göksu Üçtaş Şanlı kızını doğurduktan sonra farklı bir insan olduğunu ve hem evde hem de salonda sorumluluk sahibi daha güçlü bir yapıya büründüğüne işaret etti.
Doğumdan sonra tekrar spora dönmenin güç bir dönem olduğuna parmak basan sporcu kızının 2,5 yaşından beri idmanlara katıldığını ancak pandemi dolayısıyla ara vermek zorunda kaldıklarını iletti.
Çocukların mutlu olduğu mesleği seçmesinin önemine vurgu yapan Şanlı, sporcu anne olmanın zorluklarını şu şekilde aktardı: "Çok küçük yaştan beri sürekli ayrılıyoruz. Her şeyi konuşmama rağmen dert ettiği zamanlar oluyor. Ben bir daha yaramazlık yapmayacağım, bir daha gitmesin kamplara diyor. Onun yüzünden gittiğimi zannediyor. Bu da çocuklarda küçük bir travma yaşatıyor aslında. Anne olunca annemizin yaptıklarını yapıyoruz. "
Madalya aldığında evden ayrı kaldığı zamana değdiğini ileten Şanlı 2 yıl sonra spora nokta koymayı hedeflediğini söyledi. Annesini spora başlamasında ve devam etmesinde en büyük destekçisi olduğunu ileten Şanlı "Annemin o günkü dik duruşunu güçlü karakterini anne olunca anladım, annelerimizin başarılarımızda çok büyük payı var." şeklinde konuştu.
ANNEM BİZİM İÇİN HERŞEYİ YAPARDI
Oğlundan 15 gündür uzak olduğunu belirten Jessica Çarmıklı çocuğundan ayrı kalmanın suçluluk duygusu yarattığını belirtti. Günlük hayatında çok erken uyandığını, günlük işleri bitirdikten sonra akşam 20:00 civarı evde olduğunu ileten Çarmıklı "Yatmadan önce çocuklarımı öpmek ya da banyo yaptırmak gibi fırsatım hiç fırsat olmadı. Umarım ileride beni affedecekler" şeklinde konuştu. Aileden uzak kalmanın zor olduğunu ileten sporcu eşinin ailesinin çok iyi olduğunu ve bu konuda çok şanslı olduğunu belirtti. Annesini çok sevdiğini ve gücünü onun sayesinde bulduğunu söyleyen Çarmıklı "Annem bizim için her şeyi yapardı. Spora okula gitmemiz için her şeyi yaptı. Her şeyi ona borçluyum" şeklinde konuştu.
ŞAMPİYON FASULYE YAPMIŞ, KIZI MAKARNA İSTİYOR
Vakıfbank Spor Kulübü Genel Menajeri ve Eski Milli Voleybolcu Neslihan Demir ise kızı doğduktan 40 gün sonra idmanlara başladığını uzun süreler kızından ayrı kaldığını iletti. Anne ve babasının yanında olmasının bir şans olduğunu ancak yine de kızının onu istediğini söyleyen Demir, 2 sene boyunca sporu bıraktığı süreçte doya doya kızı ile vakit geçirdiğini ifade etti.
Kimlik bunalımını 2015 Avrupa Şampiyonası'ndan sonra yaşadığını ifade eden sporcu "O gece egolarımız o kadar okşandı ki herkes bize hayrandı. Ertesi gün eve döndüm ve yemek olarak fasulye yaptım. Kızım makarna istiyorum diye tutturdu. İşte o an kızıma 'senin karşında kim var biliyor musun' demek geldi içimden. İnsanın çocuğu olunca eve girerken sporcu kimliğimizi dışarda bırakmak lazım" şeklinde konuştu.
Çocuk doğurmanın karakter değişimine de etkisi olduğunu belirten Demir; "Zeynep'ten önce umursamaz bir insandım. Kızımdan sonra daha sorumluluk ve empati sahibi, takım arkadaşlarımla daha fazla iletişim kuran biri oldum. Bana çok büyük bir artıydı. Sahada daha çok sarsaktım aslında" şekline konuştu. Annesinden gördüğü davranışları kızına da uyguladığını söyleyen Demir, çocukken farklı spor dallarını denediğini ancak hiç birinde uzun zamanlı kalmadığını ancak voleybolun hayatında farklılık yarattığını ifade ederek "Ne olursa olsun çocuklarınızı herhangi bir spora yönlendirmeniz şart. Ondan sonra olacağı varsa duvar olsa durmaz" şeklinde konuştu.