Cenaze törenine katılan Aydın Emniyet Müdürü Ahmet Turan Temel, savcının polisin serbest bırakılmasına itiraz ettiğini belirterek, olayda silah kullanmayı gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığını söyledi. Kız arkadaşının ailesinin şikayeti üzerine ifadeye giden ve adliye çıkışında hayatını kaybeden Mahir Demirkaya'nın sevgilisi de cenazeye katılarak gözyaşlarına boğuldu.
Hava değişimi süresi bitmesine rağmen birliğine gitmeyen Mahir Zorbey Demirkaya'nın kız arkadaşı Deniz Ü. ile günlerini geçirip askeriyeye gitmemişti. Bu durumdan rahatsız olan kızın ailesi polise giderek kızlarının alıkonulduğu yolunda şikayette bulunması üzerine Mahir Zorbey Demirkaya, Efeler Polis Karakoluna ifadeye çağırılmıştı. Kardeşi Hürkan ile birlikte ifadeye gelen Mahir'in karakolda yapılan GBT sorgulamasında askeri mahkemece 10 ay hapis cezası bulunduğu ortaya çıkması üzerine mahkemeye çıkarılan Mahir Demirkaya askeri birliğine teslim edilmek üzere birliğine gönderilmesine karar verilmişti.
Sivil polisler tarafından askeri birliğe teslim edilmek üzere adliyeden çıkarılan Demirkaya, annesiyle vedalaşmak isterken bir anda kaçmaya başlaması üzerine peşinden koşan İnfaz Büro Amirliği'nde görevli polis memuru Murat S'nin tabancasından çıkan kurşunla yaşamını yitirmişti.
POLİS MEMURU SERBEST
Meslektaşları tarafından gözaltına alınan polis memuru M.S. emniyetteki işlemlerin ardından Cumhuriyet Savcısı 'olası kast' suçuyla mahkemeye sevk etti. Mahkemenin ise 'Olayın kaza sonucu meydana geldiği' kanaatine vararak, M.S.'yi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktığı bildirildi.
Dün İzmir Adli Tıp Kurumundan alınan Demirkaya'nın naaşı, askerler tarafından bugün öğle saatlerinde Aydın Devlet Hastanesi morgundan alınarak Aydın Merkez Bey Camiine getirildi. Bu sırada abisinin tabutunu gözyaşları içinde tutarak cami avlusuna gelen Hürkan Demirkaya, "Ağabeyimi bu hale düşürdü ya, birazcık vicdanı varsa, vicdan azabından kendisini de öldürsün. O polis gelsin beni de vursun. Gözümün önünde kafasına sıktı ağabeyimin. O polis değil. Bu olayın sonuna kadar gideceğim. O katil bu görüntüleri izlesin. Vicdan azabından intihar etsin" dedi.
OĞLUNUN TABUTUNUN BAŞINDAN AYRILMADI
Cenazenin cami avlusuna getirilişiyle birlikte oğlunun naaşına sarılan acılı anne Şükran Yükselen Cambazoğlu, cenaze namazı sırasında dahi oğlunun tabutundan ayrılmadı. Yakınlarının girişimiyle tabutun başından kaldırılmak istenmesine rağmen, cenaze namazı sırasında bile tabuta sarılı vaziyette bekleyen Cambazoğlu, "Annem, kuzum kalk, sen daha çok küçüksün ayağa kalk. Sana nasıl kıydılar annem. Annem çok güçsüzüm, beni yalnız bırakma. Ciğerlerim kanadı. Kalk ne olursun" diye feryat etti.
Ailesi tarafından şikayet edilmesi sonucu ifade vermek üzere karakola giden Mahir Zorbey Demirkaya'nın kız arkadaşı olduğu öğrenilen Deniz Ü. de cenaze namazı sırasında cami avlusunda hazır bulundu. Birlikte çektirdikleri fotoğrafı okşayıp gözyaşlarına boğulan genç kız, "Benim canımı aldılar, aşkım gitti, bizi bırakıp gittin" diye feryat etti. Kılınan cenaze namazına Vali Yardımcısı Muhsin Çatmadım, İl Emniyet Müdürü Ahmet Turan Temel, İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Bülent Bulut, askeri ve polis erkanının yanı sıra Mahir Demirkaya'nın yakınları ve sevenleri katıldı. Cenaze namazının ardından Demirkaya, Kemer Mezarlığında toprağa verildi.
Olayın ardından Antalya'dan Aydın'a gelen Mahir Demirkaya'nın amcası Cengizhan Demirkaya, olayın yaşandığı yeri bizzat gezip incelediğini belirterek şöyle konuştu: "Olayın görgü tanıklarıyla da görüştüm. Durum, polisin yanlışlıkla değil, bilerek ateş ettiğini gösteriyor. Haberlerde sanki gangster birinin, kız alıkoyan birinin vurulduğu gibi bir izlenim oluşturuldu. Eğer polis memuru serbest bırakılmış bunu öğrendik. Bununla ilgili itirazlarımızı bugün bir üst mahkemeye yapacağız. Tutuklanması için ve olayın ört bas edilmemesi için bütün gücümüzle uğraşacağız. Adaletin yerini bulması gerekiyor. Bu bir poliste olabilir, askerde olabilir ya da bir sivilde olabilir."
Cenaze namazına katılan Aydın Emniyet Müdürü Ahmet Turan Temel acılı aileye baş sağlığı mesajını iletirken şunları söyledi: "Maalesef istemediğimiz bir olay yaşandı. Olay adli yargıya intikal etmiştir. Konunun yargı yönünden tüm gereklilikleri yerine getiriliyor. Polis tarafından toplanan tüm delil ve belgeler savcılığa intikal ettirildi. Bunlar şu an mahkemeye sunuldu. Dün akşamki ilk duruşma sonucunda arkadaşımız serbest kaldı. Serbest kalması yargılanmayacağı anlamına gelmiyor. Yargılama devam ediyor. Sabah nöbetçi savcımızın tutukluluk durumuyla ilgili bir üst mahkemeye itiraz ettiğini öğrendim. Şu an bir üst mahkemede tutuklulukla ilgili konu görüşülüyor."
Yaşanan olay nedeniyle kendilerinin de büyük üzüntü duyduklarını belirten Emniyet Müdürü Temel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizim bakış açımızdan silah kullanılmasına gerektirecek bir durum söz konusu değil. Arkadaşımızın orada idari yönden ciddi bir hatası gözüküyor. Çünkü mevzuatta silah kullanmayı gerektirecek durumlar belli. Belki havaya ateş açabilirdi. Ancak, şahsın üzerine doğrultarak ateş edilmemesi gerekiyordu. Çünkü her ne kadar tutukluluğu olsa da ağır cezalık bir durum söz konusu değil. Böyle vahim bir olayla karşı karşıyayız ve teşkilat olarak çok üzgünüz."
DELİLLERİN KARARTILMASI GİBİ BİR DURUM SÖZ KONUSU DEĞİL
Delillerin karartıldığı yolundaki iddiaları yalanlayan Ahmet Turan Temel, şöyle konuştu: "Mahkemeye itiraz edildi, bir üst mahkemece konu tekrar görüşülüyor. Polis arkadaşımızın kolunun kırık olduğu doğru. Olay adli yargıya yansıdığı için kırığın olaydan öncemi sonramı meydana geldiği yolunda açıklama yapmam doğru olmaz. Konuyu idari yönden değerlendiriyoruz. Arkadaşımızı dün sabah itibari ile görevden el çektirdik. Yanlış anlaşılma oluşmaması için İçişleri Bankalığından müfettiş talep ettik. Konu hem idari hem de adli yönden takip ediliyor. Delillerin karartılması gibi bir durum söz konusu değil. Böyle bir durum söz konusu olamaz, şahitlerimiz var. İşyeri kameraları var. Bunların hepsi mahkemeye verildi."