Medicana
International İzmir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Serhan Sakarya, Türkiye'de halihazırda kullanılan inaktif Çin aşılarının, canlı virüs aşısından sonra en kapsamlı bağışıklığı sağlayan aşı olduğunu söyleyerek; Amerika, Almanya, İngiltere gibi ülkelerde kullanılan mRNA, vektör ve saflaştırılmış protein aşılarına göre, mutasyona uğramış hücrelere karşı koruyuculuğunun daha fazla olduğunu ifade etti. İşte Sakarya'nın pandemiyle ilgili değerlendirmeleri;
GENÇLERDE ARTIŞ VAR: Genç nüfusta semptomlarla seyreden korona enfeksiyonlarında artış olduğunu gözlemliyoruz. Mutasyona bağlı olabilir. Bunu sağlıklı bir şekilde değerlendirmek için 2-3 aya ihtiyaç var.
3. DALGA GELEBİLİR: Mart ayını bulmadan 3. dalga ile karşı karşıya kalabiliriz. Bir de mutasyon konusu var. Normalde bir virüs zamanla aktivitesini kaybetmeye başlar; ancak korona da böyle olmuyor. Eskiden normal Kovid-19 virüsünde 1 kişi 2 kişiye bulaştırırken, mutasyonlu virüste 1 kişi 5 kişiye bulaştırabiliyor.
ÇİN AŞISI VİRÜSÜN HER BÖLÜMÜNE ENJEKTE EDİLİYOR: Çin aşılarında virüsün her antijenik bölümü bizlere enjekte ediliyor. Bu aşılar inaktif virüs aşısı. Diğer aşılarda olduğu gibi sadece hücredeki S bölümüne karşı yapılan bir aşı değil. Sadece S bölümüne karşı yapılan mRNA, vektör ya da saflaştırılmış protein aşıları bu konuda daha şanssız. S mutasyonu hızla gelişir de aşı kaçağı oluşursa bu aşılar çöp olur. O zaman vücudun ürettiği antikor da kişiyi koruyamaz hale gelir. Türkiye'de kullanmış olduğumuz aşılar ise ölü virüs aşısı. Bu nedenle bizler S mutasyonlarına karşı daha koruyuculuyuz. Yeter ki aşılarımızı zamanında olalım. Aşılanmış kişi kendisini emniyette hissetmemeli. Toplumun yüzde 60'ı aşılanmadan hâlâ risk taşıyoruz demektir. Sadece virüsün öldürücülüğü azalmış oluyor.