Taksim Meydanı'ndaydım önceki akşam. İftar vaktinden epey zaman önce gittim ki Beyoğlu Belediyesi'nin meydan sofrası hazırlıklarından başlayıp, sonrasına kadar her anına göz tanığı olayım. İlk hissiyatım mı? Sanki biri arkamdan itmiş, düş ürünü bir şaşkınlık denizine cumburlop olmuşum. Yahu arkadaş burası 2-3 hafta evvelinin gazlı-arızalı-tomalı-komalıkaçmalı- kovalamalı-vurmalı-kırmalı-yakıpyıkmalı- palalı- zopalı mıntıkası değil mi? Yok... Olamaz... O Taksim Meydanı gitmiş, yerine hani şairin 'asude bahar iklimi' diyarı gelmiş gibi.
BİN 400 KİŞİYE İFTAR
4 yüz kişiyi oturtmalı nizamda ağırlayacak koltuk masa sistemi. Bin kişi kadar da masasız kalan ama kokteyl nizamıyla sağa sola serpilip taştan masa, kaldırımdan oturmalık yapan kalabalıklar. Mütevazı ama düzgün giysili servis elemanları, aksaklık olmasın için çırpınan belediye ve taşeron firma görevlileri dolu her yan. Çepeçevremiz renk ahenk, süslü püslü... Kumanya dağıtımı aslında işin özünü, cücüğünü, ruhunu kimyasını pek güzel özetliyor. Nereden mi vardım bu yargıya? Nereden olacak, uzanan kollardan. Suriyeli, Senegalli, Mısırlı ve her yerden her yaştan her görüşten insan kolunu aynı karenin içine sığdıran mebzul fotoğraf çektim. Masaları dolaşıp sohbetler kurdum. Baktım ki ahali hayli güleç hayli mutlu. Taksim Meydanı'nda o iftarda özlenen beklenen huzur ve kardeşlik tablosu taksim ediliyordu anlayacağınız. Kim ne düşünür? Nasıl yorumlar? Bilmem. Meslekte 40 yıldır yaptığım gibi kendi gördüğüme inanır onu 'Taksim' eder, sonuç bildirgeme 'iyiydi' finali yazarım.
BAŞKAN: MEVSİM DEĞİŞTİ ARTIK
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, iftar etkinliğini anlatırken: " Savaş Abi. 10 yıldır ramazan iftar çadırımız devam ediyordu. O zaman mevsim yaz değildi, daha serin zamanlardı. Bir de o zamanın Türkiye şartları ramazan iftarının yoksula, fakire verildiği bir zamandı. Ama Türkiye oraları aştı. Şimdi ramazan iftarının amacı kardeşlik, kaynaşma, bir lokmayı bölüşmedir. Hem ekonomik mevsim hem de gerçek mevsim değişti." diyordu.