"BEN HAYATIM BOYUNCA LEYLA'YI GÖRMEDİM, İSMİNİ BİLE KAYBOLDUĞU ZAMAN ÖĞRENDİM"
Olayda sanık olarak dinlenen Mehmet Ali Aydemir ifadesinde, "Ben suçsuzum, hayatım boyunca Leyla'yı görmedim tanımıyorum. Sadece bayram günü Nihat Aydemir'le görüştüm. İsmini kaybolduğu zaman öğrendim. Ben olay günü Hamur'a gitmedim. Ben ilk ifademde de verdiğim gibi. Benim Ayşe ablamın evinin önünde okul var. Yaklaşık 30 tane kamera var. İncelenmesini istedim, kabul edilmedi. Benim köyde kimseye zararım yok, herkese iyiliğim dokundu hala da dokunuyor. Leyla'nın kaybolduğu gün ablam doğum yapacaktı. O gün hastanedeydik, kayıtlar var. Kamera kayıtlarının yeniden incelenmesini istiyorum. Benim Nihat Aydemir'le ne düşmanlığım var ki komşum bile değil" dedi.
"BEN BU AİLEYİ TANIMIYORUM"
Duruşmada sanık olarak dinlenen Yıldırım Artam ise, "Bu suçlamaları kabul etmiyoruz. Kamerada her şey var. Okulun kameraları görüyor. Emniyet kamera sistemleri var. Bakın. Benim bu olayla herhangi bir alakam yok. Ne benim ne de eşimin. Ben köye gitmedim ne de Nihat'la bir alıp veremediğim yok. Ben zaten bu aileyi tanımıyorum, bunlarla alakam yok. Bize attıkları iftiradır. Sizin adaletinize güveniyorum ve beraatımı istiyorum" şeklinde konuştu.
"BEN LEYLA'YI SADECE İNTERNET VE TELEVİZYONLARDA GÖRDÜM"
Sanık olarak dinlenen Ayşe Artam, "3 Temmuz'da doğum yaptım. Beni sürekli arıyorlardı. Nasıl olduğumu sormak için. Ben Leyla'yı sadece internette, televizyonlarda gördüm. Eşimin işini elinden aldılar. Adalet yerini bulacak. Bana atılan iftiraydı" diye konuştu. Duruşmaya SEGBİS aracılığıyla bağlanan tutuklu amca Yusuf Aydemir ise, önceki duruşmadaki ifadesini tekrarlayarak yeniden beraatını istedi. Davanın dördüncü duruşmasında tanık olarak dinlenen Ahmet Aydemir, "Leyla'yla ilgili toplantı yapmadık, Zeki Aydemir ve diğer aile büyükleriyle toplantı yaptık" diye konuştu.
"LEYLA'NIN TAZİYESİNE KATILMADIM, MİLLET BAŞSAĞLIĞI VERSİN İSTEMEDİM"
Tanık olarak dinlenen dede Zeki Aydemir ise, "Ekin zamanında telefon geldi dediler ki Leyla bulunmuş. Ben de arabaya binip gittim. Böyle bir durum asla olmadı. Leyla'nın kaybolduğu gün köydeydim. Ben ve Ahmet Aydemir asla bir araya gelip bu konuyu konuşmadık. Bilsem ki ölmüş babamın da parmağı var bu işin içinde ben gelip size söylerim.
4 yaşında korkunç bir cinayete kurban giden Leyla Aydemir gözyaşları arasında toprağa verildi
Bu çocuğun kaybolduğu zamandan beri ben de en az emniyet kadar takip ediyorum. Leyla Aydemir taziyesine katılmadım, çok içim yandı o toplumda bulunmak istemedim. Milletin başsağlığı vermesini istemedim.
Para ödülüne ben ve Nihat karar verdik. Leyla'nın bulunmasını istiyorduk" dedi. Davaya Ağrı barosu avukatları, Erzurum barosu avukatları, baba Nihat Aydemir'in avukatı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı müdahil olurken, duruşmanın bu bölümünde sanık avukatları dinlendi.
3 SANIĞA MÜEBBET İSTENDİ
Davada, Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını celse arasında mahkeme heyetine sundu. Cumhuriyet savcısı, tutuklu yargılanan amca Yusuf Aydemir (43) ile akrabaları Mehmet Ali Aydemir (33) ve köylüleri Besim Dursun'un (48) 'fikir ve eylem birliği içerisinde Leyla'yı öldürdüklerinin anlaşıldığını' belirterek, ağırlaştırılmış müebbet ile 14'er yıla kadar hapis cezası verilmesini istedi. Tutuksuz sanıklar Mehmet Ali Aydemir'in ablası Ayşe Artam (38) ve eniştesi Yıldırım Artam (41) hakkında 'Cinayete ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna yardım' suçundan 29 yıl 4'er aya kadar hapis cezası talep eden savcı, amca Musa Aydemir (29) ile Besim Dursun'un eşi Hatun Dursun'un (56) ise beraat ettirilmesini istedi. Cumhuriyet savcısı, tutuksuz sanıklar Mehmet Ali Aydemir, Besim Dursun, Ayşe Artam ve Yıldırım Artam'ın, hükümle birlikte tutuklanmalarına karar verilmesini de talep etti.
AVUKATLAR TÜM SANIKLARIN CEZALANDIRILMASINI İSTEDİ
1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen duruşmaya tutuklu sanık Yusuf Aydemir cezaevinden SEGBİS aracılığıyla katıldı. Tutuksuz sanıklar ve avukatlar ise duruşma salonunda hazır bulundu. Duruşmada, Leyla'nın ailesinin avukatı, davaya müdahil olan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Ağrı Barosu avukatları sanıkların tümümün cezalandırılması ile tutuklanmasını talep etti.
'AİLE MECLİSİ TOPLANTISI YAPMADIK'
Duruşmada tanık olarak dinlenen dede Zeki Aydemir, olayın nasıl olduğunu görmediğini belirtti. Olayın kapatılması için aile meclisi toplantısı yapmadıklarını öne süren dede Aydemir, "Babam 1969'da öldü. Bilsem ki bu işin içinde babamın parmağı var, gelip söylerim. Leyla'nın taziyesine katılmadım çünkü içim yanıyordu. Bana başsağlığında bulunmalarını istemiyordum. O yüzden evimde oturdum. 300 bin lira ödül vaadinde bulundum. Baba Nihat'a, hastanede 'Cenazeyi öğleden sonra kaldıralım' dedim, o da 'Yok' dedi. 300 bin liralık ödüle ben ve baba Nihat karar verdik. Leyla'nın bulunmasını istiyorduk. Eğer gizli tanık Bezirhaneli, bizim köylüyse suçlu ve katil odur" dedi.
'LEYLA BENİM CİĞERİM'
Tutuklu sanık Yusuf Aydemir ise mütalaaya karşı yaptığı savunmada suçlamaları kabul etmedi. Amca Aydemir, "Nihat ile aramızda miras davası yok. O sıralarda ben de ev yapıyordum, Nihat ev için bana 10-15 bin lira para yardımında bulundu. Eve gittiğimde kahvaltı yapıyorlardı. Evden dışarı çıktığımda oğlum peşimden çıktı, sonra Leyla çıktı ve başka bir evin önüne gitti. Ben kaybolacağını bilsem peşinden giderdim. Leyla benim ciğerim, ağabeyimin çocuğu, nasıl öyle bir şey yaparım? Katili bulmak istiyoruz ama ortada yok. Leyla'nın kanı ortada kalmaz inşallah." diye konuştu.
2 EKİM'E ERTELENDİ
Cumhuriyet savcısı mütalaasını yineleyerek, cezalandırılmalarını istediği 5 sanığın kaçma şüpheleri bulunduğu için tutuklanmalarını talep etti. Savcısının tutuklama talebini reddeden mahkeme heyeti, Yusuf Aydemir'in tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 2 Ekim'e ertelendi.