Covid-19 yoğun bakım servisinde 11 günlük tedavisinin ardından normal servise alınan 53 yaşındaki Hamza Akgün, "2 hafta önce baş ağrısından dolayı hastaneye gittim. Bir test yapıldı ve testimin sonucu pozitif çıktı. 2 gün Elmadağ Hastanesinde serviste yattım. Oradaki cihazların beni rahatlatmayacağını söylediler. Daha sonra beni ambulansla Gazi Mustafa Kemal Hastanesine getirdiler ve yoğun bakıma aldılar. 11 gün yoğun bakımda yattım. 11 günlük süreç için bütün personele teşekkür ediyorum. Tabii ki yoğun bakım sürecinde bazı sıkıntılar olacak. Hep iyi olacak diye bir kaide yok. Ama en güzel tarafı şudur ki, sağlık çalışanlarının, doktorların birebir ilgilenmesi" ifadelerini kullandı.
"TORUNU KUCAKLAYIP ÖPÜYORDUK, 2 GÜN ATEŞLENDİ SONRA KENARA ÇEKİLDİ"
Mesleğinin aşçılık olduğunu ve bu yüzden sürekli hijyenine dikkat ettiğini, bundan dolayı da kendine bulaşmayacağını düşündüğünü dile getiren Akgün, "Benim 2 yaşında bir torunum var. Sadece tahmin üzerine yürütüyorum. Torun aramızda bir maskot gibi dolaşıyor. Bundan zannedersem. Çünkü gelinim, oğlum, kızım, eşim, yeğenim ve yeğenimin kocası, biz böyle bir aile içerisindeyiz. Ama bu Covid-19 döneminde baya ciddi bir şekilde mesafeleri de koruduk. Ama torunumu birimizden birimiz sevdik. Sürekli de kucaklayıp öpüyorduk. Torun 2 gün ateşlendi, ondan sonra karşıya çekildi. Hepimizi sıradan zımbaladı diye düşünüyorum. Ama fazla büyük bir belirti vermedi bana" şeklinde konuştu.
"BU MÜCADELENİN ÖN SAFHALARINDA SAVAŞAN İNSANLARIZ"
Covid-19 yoğun bakım servisinde kendi isteği ile çalıştığını belirten Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi Yoğun Bakım Sorumlusu Dr. Buket Bayram ise, "Yoğun bakım tabii ki çok zor bir süreç. Hem hasta hem de sağlıkçılar açısından. Bu mücadelenin ön safhalarında savaşan insanlarız. Tabii bu hasta yakınları için de oldukça sıkıntılı bir süreç. Ama elimizden geldiğince hastalara olsun, hasta yakınlarına olsun güven vermeye çalışıyoruz. Tabii sağlık çalışanlarının da kaygısı var. Sonuçta hepimizin bir ailesi var. Acaba hastalık bana da bulaşır mı kaygısı yaşıyoruz. Yakınlarımıza ve çevremize hastalık bulaştırma endişesi yaşıyoruz. Hastalıktan vefat edenler için onun üzüntüsünü yaşıyoruz. Yani zorlu bir süreç ve inşallah bu zorlu süreci atlatacağımızı ümit ediyorum" diye konuştu.
"DOKTOR, HEMŞİRE, PERSONEL HEPSİ TULUMUN İÇİNDE, HASTALAR HİÇBİRİNİ AYIRT EDEMİYORLAR"
Covid-19 sürecinde yoğun bakım tedavisinin hasta ve hasta yakınları için zorlu geçtiğini, bu süreçte en önemli şeyin moral olduğunu belirten Dr. Bayram, "Yoğun bakım süreci şöyle zorlu geçiyor. Hastalar hiçbirimizi tanımıyor. Doktor, hemşire, personel hepsi tulumun içinde, hiçbirini ayırt edemiyorlar. Yakınları ile diyalog kuramıyor. Biz onun için elimizden geldiğince hasta yakınlarına saat 12.00 ile 15.00 arasında bizzat arayarak doktor bilgi veriyor. Hatta hasta yakınları da kendi iletmek istediklerini söylüyorlar. Mesela şu anda yatan bir hastam var, Murat Bey. Bana tembih etti, 'Eşimi arayın arabamın aküsü biter, çalıştırsın, caminin orada öğle namazı ile ikindi namazı arasında' diye. Şimdi birazdan arayıp eşine onu bildireceğim. Uzun süre yatan bazı hastalarımızın ailelerini görüntülü arıyoruz bizim nezaretimizde, yakınları ile görüşebilsin diye. Yani moral çok önemli işin açıkçası" açıklamasında bulundu.