İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Müdürü Prof Dr. Reşat Apak, kendisinin dünya çapında kırmızı çamurla ilgili en kapsamlı bilimsel çalışmayı yapan ve yayını olan kişilerden biri olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
''Tuna Nehri'ne ulaşan kırmızı çamur, tatlı su ekosistemlerini çok etkiler. Bunun sonucunda Tuna Nehri'nin geçtiği ülkelerde ekosistemde büyük zararlar olabilir. Deniz ekosistemi ise deniz suyundaki nötralize etki dolayısıyla çok az etkilenir. Denizde problem nehrin döküldüğü kıyıda ve çamurun indiği dipteki balık yumurtası, dip canlıları için zararlı olacaktır. Kaçabilen canlılar dediğimiz balık gibi canlılara zarar gelmez.''
Apak, kırmızı çamurun Karadeniz'e ulaşmasının kaçınılmaz olduğunu da belirterek, ''Çamur eninde sonunda Tuna Nehri'nden Karadeniz'e ulaşacaktır. Karadeniz'e ulaşan çamur seyrelerek ve bizim için çok büyük tehlike yaratmayacak şekilde olacaktır. Kırmızı çamuru iyi bilmeden konuşma yapmak doğru değil. Kırmızı çamur ağır metalleri çevreye vermez'' dedi.
Karadeniz Kirlilik İzleme Projesi kapsamında önümüzdeki günlerde bir araştırma gemisinin denize açılacağını belirten Apak, bu çerçevede kırmızı çamurun Karadeniz'de olası kirliliğinin de inceleneceğini, ölçümler yapılacağını bildirdi. Apak, ''Geminin sefer lideri olan Fiziksel Oşinografi ve Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halil İbrahim Sur, denize açılmak için gerekli yükümlülüklerin tamamlanmasına çalışıyor. Karadenizde kirlilik izleme projesi çerçevesinde ölçüm yapılacak gemi yükümlülüklerin tamamlanmasından sonra çalışmaya başlayacak'' diye konuştu.
ARAŞTIRMA GEMİSİ ÖLÇÜMLERE BAŞLAYACAK
Prof. Dr. Halil İbrahim Sur da, Kirlilik İzleme Proje kapsamında her yıl ölçüm yaptıklarını anımsatarak, şunları söyledi:
''Karadeniz'de her yıl yaptığımız çalışmaların bu ay içinde birisini daha yapacağız. Bu çalışmaya ayın 20'sinden önce başlamayı düşünüyoruz. Bulgaristan sınır olan Kırklareli İğneada'dan başlayacak ve Gürcistan sınırı olan Artvin'de sona erecek çalışmamızda 70'e yakın istasyonda ölçüm yapacağız. Gemimizin personel sayısı kısıtlı. Denizde araştırma yapabilmek için kıyı emniyetinden izin ve gerekli yakıt ve diğer masrafların karşılanması gerekiyor. Bu konularda çalışmaları sürdürüyoruz.''
Prof. Dr. Sur, Çevre ve Orman Bakanlığı yetkilileri ile temas halinde olduklarını da belirterek, ''Bakanlık yetkilileriyle görüşmelerimiz oluyor. Kendileri ile en son 9 Ekim 2010 Cumartesi günü görüştüm. Kırmızı çamurla ilgili bilgi verdim'' dedi.
Çevre ve Orman Bakanlığından önceki gün kırmızı çamurla ilgili yapılan açıklamada, ''Ülkemiz için herhangi bir tehlike söz konusu değildir. Ancak bütün ihtimallere karşı Karadeniz'de Kirlilik İzleme Projesi çerçevesinde İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü ile birlikte önümüzdeki hafta içinde mukayese maksadıyla Karadeniz'de ölçümler yapılacaktır'' denilmişti.
KIRMIZI ÇAMUR
Prof. Dr. Sur, kırmızı çamurla ilgili yapılan bazı açıklamaların doğru olmadığını da belirterek, şunları söyledi:
''Kırmızı çamur Avrupa Birliğinin tehlikeli atık sınıfına girmeyen bir tür. İçindeki metaller bağlı, yani stabil durumda. Suda hemen çözülecek durumda değil. Kırmızı çamurun Karadeniz'e gelmesi Kasım ayını bulur. Bu da tecrübelerime göre zayıf ihtimal olarak görülüyor. Kırmızı çamurun PH derecesi 12-13, deniz suyunun ise 8 derece. Kırmızı çamurda bazılarının söylediği gibi kurşun yok. Yüzde 40-45 demiroksit, yüzde 10-15 alüminyumoksit, yüzde 10-15 silikondioksit, yüzde 6 kalsiyumdioksit, yüzde 4-5 titanyumdioksit ile sodyum var. Yakın çevresine zarar verebilir. Seyreldikçe etkisi azalır.''