Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde mahkeme iki tanığı dinledi.
Tanıklardan polis memuru A.D, Çankaya Yıldızevler Karakolu'nda çalıştığı dönemde akşam nöbetçi olduğu bir gün telsizden, karakola yaklaşık 100 metre mesafedeki oto galeriden hırsızlık yapıldığına ilişkin anons geçildiğini söyledi.
Yakın olduğu için birkaç kişiyle koşarak gittiklerini ve iş yeri sahibini gördüklerini anlatan A.D, bir kişinin kaçtığına yönelik beyanda bulunulduğunu dile getirdi.
İş yeri sahiplerinin işlem yapılmasını istememeleri üzerine polis merkezine döndüklerini bildiren A.D, merkeze geldiklerinde kendilerinden önce giden ekibin bir kişiyi aldığını öğrendiklerini kaydetti.
A.D, alınan şüphelinin yanında da 2-3 kişi olduğunu, bu kişilerin birkaç dakika sonra karakoldan ayrıldıklarını ifade etti.
Sonradan, yakalanan kişinin polis olduğunu öğrendiğini bildiren A.D, mahkeme başkanının, bu kişileri görse tanıyıp tanımayacağı yönündeki sorusu üzerine, tanıyamayacağını söyledi.
Davanın sanıklarından firari eski Ankara İstihbarat Şube Müdürü Zeki Güven ile örgüt üyeliğinden aranan eşi, Eskişehir'de yakalanmış ve tutuklanmış, Sincan Cezaevinde kalp krizi sonucu hayatını kaybetmişti.
"HIRSIZ VAR" DİYE BAĞRILINCA KARAKOLDAN EKİP ÇIKMIŞ
Emekli polis memuru F.Y. de yaklaşık 10 yıl önce Yıldızevler Karakolu'nda kısa süreli çalıştığını, karakolun kapısında nöbet tuttuğu akşam, yakındaki oto galeriden "Hırsız var." diye bağırılınca, karakoldan hemen ekip çıktığını söyledi.
Olay yerine giden ekiptekilerin bir kişiyi yakaladıklarını anlatan F.Y, ancak bu kişiyi görmediğini ve tanıyamayacağını bildirdi.
F.Y, sonradan karakol personeliyle yaptıkları sohbet sırasında "Yakalaya yakalaya polis yakalamışlar." diye konuştuklarını, yakalanan kişinin istihbaratçı bir memur olduğunu duyduğunu kaydetti.
Duruşmaya yarına kadar ara verildi.